Dyt. Emine GÖRÜCÜ
TAM YAĞLI SÜT MÜ? YOKSA YAĞSIZ SÜT MÜ?


TAM YAĞLI SÜT MÜ? YOKSA YAĞSIZ SÜT MÜ?

 

Günümüzde içme sütleri yağ miktarlarına göre tam yağlı, yağlı, yarım yağlı ve yağsız olarak adlandırılırlar. Türk Gıda Kodeksine göre 100 mL’ de tam yağlı içme sütünün yağ miktarı en az 3,5g, yağlı içme sütünün en az 3g, yarım yağlı içme sütünün en az l,5g ve yağsız içme sütünün en çok 0,15g olması gerekmektedir.

 

Son günlerde sütün tam yağlı mı yoksa yarım yağlı mı içilmesi gerektiği konusunda özellikle medyada gündem yaratılmıştır. Bu nedenle, özellikle çocukluk çağı obezitesinin önlenmesinde ve tedavisinde süt yağının rolünün yapılan bilimsel araştırmalara dayalı olarak tartışılması amaçlanmıştır.

 

Süt besin değeri yüksek, büyüme gelişme için gerekli olan pek çok besin ögesi içeren önemli bir besindir. Genel olarak, yaklaşık %88 su içeriğine sahip olup protein (%3.2) ve yağ (%3.2) içeriği yüksektir. Süt yağı en fazla trigliserit olmak üzere biyolojik açıdan aktif ögeler içerir.

 

Halk sağlığının korunmasına yönelik, 1900’lü yıllardan itibaren özellikle çocukların beslenme durumlarını iyileştirmek amacıyla süt ve süt ürünlerinin tüketimi teşvik edilmiştir. Bunu takip eden yıllarda ise sütün doymuş yağ ve kolesterol içeriğinin yüksek olması nedeniyle kalp hastalıkları riskini artıran bir faktör olarak görülmüş ve hatta diyetteki tüm yağlar, görülme sıklığı giderek artan obezitenin temel sorumlusu olarak kabul edilmiştir. Ancak son dönemde yapılan çalışmalar bu görüşü desteklememektedir.

 

Hatta yapılan çalışmaların sonuçları süt yağının ve tam yağlı süt tüketiminin çocukluk çağında bile giderek artan obezitenin sorumlusu olmadığını göstermiştir.

 

Bilimsel araştırmaların sonucunda gözlenen tam yağlı sütün faydalı etkilerinin nedeni önemli miktarda kısa ve orta zincirli yağ asitleri ve yağda çözünen vitaminleri içermesidir.

 

Süt ve süt ürünlerinde doğal olarak bulunan trans palmitoleik asidin tip 2 diyabet gelişme riskini önemli ölçüde azalttığı belirlenmiştir. Ayrıca anti-hiperlipidemik etkisinin olduğu da gösterilmiştir.

 

Yine yapılan araştırmalarda sütün bazı kanser türlerine karşı koruyucu olduğu bildirilmiştir. Ayrıca, bağışıklığı güçlendiren, büyümeyi destekleyen, lipolizi artıran, adipoz dokuda yağ asidi depolanmasını azaltan, kas kütlesini arttıran, hipertansiyon ve diyabet gelişme riskini azaltan etkileri olduğu görülmüştür. Bu etkilerinin yanında sütteki yağ asitleri, mide boşalma zamanını uzatarak, tokluk hissini arttırır ve böylece daha az enerji alımına katkıda bulunur.

 

Sonuç olarak, süt insan beslenmesinde çok önemli yeri olan bir besindir. Büyüme ve gelişme çağındaki çocuk ve adölesanların, kardiyovasküler sorunu olmayan ve ciddi risk faktörleri taşımayan erişkinlerin tam yağlı süt tüketmesinde bir sakınca yoktur. Ayrıca tam yağlı sütte bulunan kısa ve orta zincirli yağ asitleri, yağda eriyen vitaminlerin ve kemik sağlığının korunması için gerekli olan kalsiyumun emilimini kolaylaştırarak bu besin ögelerinden daha fazla faydalanılmasını sağlamaktadır. Süt yağı azaldıkça yağda çözünen vitaminlerin, kısa ve orta zincirli yağ asitlerin içeriği de azalmaktadır. Bununla birlikte sağlığın korunmasında ve hastalıkların önlenmesinde sütün ne şekilde tüketilmesi gerektiğinden ziyade tüketilen miktar önemlidir. Başta çocuklar ve gençler, doğurganlık çağındaki kadınlar ve yaşlılar olmak üzere tüm yaş grubundaki bireylerin süt ve ürünlerini her gün tüketmesi gerekmektedir. Türkiye Beslenme Rehberi’ne göre yetişkin bireylerin her gün 3 porsiyon, çocukların, adolesan dönemi gençlerin, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 2-4 porsiyon süt ve ürünlerini tüketmeleri gerekir. Özellikle obezitenin önlenmesinde ve tedavisinde, süt ve ürünlerinin şeker ilave edilmeyen türlerinin seçilmesi önemlidir.

Sevgi ve sağlıkla kalın.


Yayınlanma Tarihi : 2018-04-28 14:41:56
Okunma Sayısı : 3662
kiremitçiler

Dyt. Emine GÖRÜCÜ Diğer Yazıları