Dyt. Emine GÖRÜCÜ
SOSYAL BELEDİYECİLİKTEN SAĞLIĞA ORADAN DA OBEZİTEYE
SOSYAL BELEDİYECİLİKTEN SAĞLIĞA ORADAN DA OBEZİTEYE
Klasik anlayışta belediyeler hizmetlerini; yol, su, kanalizasyon, park, temizlik gibi kentsel altyapı ve teknik hizmetlerile sınırlandırarak yerine getirmekteydiler. Ancak günümüzde gelişmiş olan ‘Sosyal Belediyecilik’ kavramı ile birliktesosyal, kültürel, sağlık, ekonomik ve eğitsel alanlarda da yükümlülükve sorumluluklarını yerine getirmektedirler. Yeni yaklaşımlarla birlikte günümüzün çağdaş belediyecilik hizmetanlayışında
- “yerel sürdürülebilir kalkınma”,
- “sosyal belediyecilik”,
- “kentlilik bilincinin oluşturulması” gibi kavramlar ve politikalar yer almaktadır.
Yapılan yasal düzenlemeler de sosyal yardım uygulamasını belediyelerin görevlerinden biri haline getirerek, ‘’ sosyal belediyecilik’’ anlayışı gelişme göstermeye başlamıştır. Bu tanımlama girizgahı yaptıktan sonra (alanım olmadığı için ukalalık yapmadan)kendi alanıma doğru verilerle devam edeyim.
Son yıllarda dünyaca üzerinde durulan ve neredeyse bütün hastalıkların temelini oluşturan ‘obezite’ ile ilgili gerek tedavi gerekse önleyici çalışmalara ciddi bütçeler ayrılmaktadır. Yapılan çalışmaların verilerine bakıldığında ise obezite de dahil bütün hastalıkların oluşumunu önlemek, tedavi etmekten çok daha az maliyet gerektiriyor.
Türkiye Obezite Araştırma Derneğinin ‘Kilo önyargısı neredeyse ırkçılık kadar yaygın bir ayrımcılıktır. Sosyal ilişkiler, eğitim, iş hayatı ve sağlık hizmetlerinde olumsuz etkiler yaratır. Çoğu zaman insanlar obezitesi olan kişiler hakkında negatif hislere sahiptir ve obezite sebebinin kişisel kontrol bozukluğu olduğuna inanıp, kişiyi suçlama eğilimindedir. Sonuç olarak obezitesi olan ya da fazla kilolu kişiler, sosyal olarak önemsiz hale getirilir, damgalanır ve toplum dışına itilirler.’ İfadesi bile durumun ne derece önemli olduğunu ortaya koymaya yetiyor.
DSÖ’nün Asya, Afrika ve Avrupa’nın 6 ayrı yöresinde yapmış olduğu 12 yıllık MONICA çalışmasında 10 yılda obezite prevalansında %10-30 arasında bir artışın saptandığı rapor ediliyor. 2008 yılında 400 milyon olan obez birey sayısı 2015 yılında 300 milyon artarak 700milyonaulaşıyor.
2010yılı Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması raporunun bölgelere göre obezite dağılımına baktığımızda durum pek de iç açıcı gözükmüyor. Sonuçlara göre;
|
|
İstanbul |
33,0 |
Batı Marmara |
30,7 |
Doğu Marmara |
30,6 |
Ege |
28,0 |
Akdeniz |
30,1 |
Batı Anadolu |
33,0 |
Orta Anadolu |
32,9 |
Batı Karadeniz |
31,3 |
Doğu Karadeniz |
33,1 |
Kuzeydoğu Anadolu |
23,5 |
Ortadoğu Anadolu |
20,5 |
Güneydoğu Anadolu |
22,9 |
İstanbul il olarak başı çekerken, Batı Marmara’da bölge olarak onu takip ediyor. Bu da demek oluyor ki Tekirdağ da obez sayısı artan kentler arasında bulunuyor.
Sonuç olarak gelmeye çalıştığım nokta aslında Tekirdağ Büyük Şehir Belediyesi’nin de bu konuda çalışmalar yürütmesi. ABD ve Avrupa’da yerel yönetimlerin Sağlık, özellikle de obezite önleme ve obezite tedavisi üzerine örnek alınası çok güzel çalışmaları var. Burada bu çalışmaları anlatarak sizi sıkmak yerine Newyork, Paris ve Berlin Belediyelerinin web sitelerini ziyaret etmenizi önereceğim. İlginizi çekerse konu girip detaylıca bakabilirsiniz.
Büyük Şehir Belediyesi başkanı Kadir Albayrak 17 Ekim 2019’ da köşe yazarları ile yaptığı toplantıda bu konuyu gündeme getirdiğimde çalışmaların başlatıldığını ve araştırma raporlarını beklediğini ifade etti. Tekirdağlılar olarak bizim açımızdan oldukça güzel bir çalışma olacağına inanıyorum ve hemen ekleyeyim konunun da takipçisi olacağım.
Son olarak: bu köşe sağlıklı beslenme ile ilgili araştırmalarımı derleme haline getirip sunduğum bir alan. Eğer sizler de araştırıp yazmamı istediğiniz konular olursa bana mail, sosyal medya hesaplarımdan ulaşarak iletebilirsiniz. Mail:eminegorucu@gmail.cominstagram: @dyt.eminegorucu
Sevgi ve sağlıkla kalın.
Okunma Sayısı : 1379