Özkan DİKMEN
NE OLMASINI BEKLİYORUZ?
Büyük bir felaket yaşadık. Bunun iktidarı muhalefeti yok. Hep birlikte yaşadık bu acı tabloyu. Binlerce insanımızı kaybettik. Milyonlarca insanımız evsiz kaldı yakınlarının acısıyla hayatını sürdürmeye çalışıyor.
Millet olarak öyle güzlü bağlara sahibiz ki, ilk saatten itibaren adeta felakete kafa tutar gibi yardımlarımız çığ oldu büyüdü. Depremin hemen ardından bölgedeki müteahhitler ve o yıkılan binalara izin verenler, denetçiler yani her kim varsa gündeme geldi ve ardı ardına tutuklamalar başladı.
İşte zurnanın zırt dediği yer tam da burası. Bölgemiz, yani Marmara, yani İstanbul, yani Tekirdağ, yani neredeyse dünyanın etkileneceği bir bölge olan Trakya…
Herkes çok iyi biliyor ki bu bölgede de dünya kadar yapımı sakat, kontrolsüz binalar yapıldı. Şimdi güçlendirmeler, yıkıp yeniden yapmalar başladı ama nereye kadar ne zamana kadar. Çünkü uzun soluklu bir iş ve ne iktidarın ne de yerel yönetimin tek başına kısa zamanda gücünün yeteceği bir durum değil.
Benim esasen dokunmak istediğim konu. Bu sözünü ettiğimiz binalar yıkılınca mı müteahhit peşine düşeceksiniz. Henüz yıkılmamışken, bu bölgede bir afet olmamışken bu binaların tespiti yapılıp sorumlu olan müteahhidinden kontrol edenine, belediyelerden izin veren çalışanına kadar herkese bir yaptırım söz konusu olamaz mı? Neyi bekliyoruz?
Bu sorumluları tutuklamak yerine uygun olmayan yapıların sorumlularına bu binaları yeniden yaptırmak olamaz mı? Mağduriyeti olacak olanların sorumluluklarını da bu sorumsuzlara vermek cezaların en büyüğü olmaz mı?
Binalar tepemize yıkıldıktan sonra, insanlar öldükten sonra memlekette yaşayan herkesi tutuklasan nafile…
Mesela şimdi Tekirdağ’ın yeni gelişmekte olan bir mahallesindeki yapılar incelense. Burada uygun olmayan yapıların yıkım kararı çıksa ve sorumlu olan müteahhidinden, betonunun temin eden firmaya, yapı denetim firmasından laborantına, inşaat kalfasından izin veren yerel yönetim sorumlusuna kadar herkes hakim karşısına çıkarılıp o binanın yıkılıp yeniden yapılana kadar tüm maliyetlerinin bu saydıklarıma yüklenmesi ne güzel olur değil mi?
Ya benimki de hayal işte. Boş verin. Yine yapı denetimle laboratuar arasındaki ilişkiyi, yapı denetimle müteahhit arasındaki ilişkiyi, mimar ile belediye personeli arasındaki ilişkiyi de bozacağım.
Ne gerek var nizam intizamlı insan odaklı yapılan ortaya çıkarmaya. Bir inşaattan ne kadar çalabilirsen kardır. Sonuçla enkaz altında kalmadıktan sonra paraları kullanabilirsin.
Okunma Sayısı : 722