Özkan DİKMEN
MEĞER NE ÇOK MERAKLISI VARMIŞ
Her sene bu dönemlerde YILIN ENLERİNİ yapıyoruz. Yapıyoruz yapmasına da en sonunda kendimi de oraya koyacağım. Yılın enlerini yaparken kafayı yiyen olarak.
Şaka bir tarafa yıllardır yaptığımız ve Yaşar Polat kardeşimin fikri olan bu çalışma Pusula Gazetesi olarak üzerimize yapıştı. Ocak ayı sonunda veya Şubat ayı başlarında gazetemizde yer verdiğimiz YILIN ENLERİ için mahkemelik bile olmuşluğumuz var. Çok şükür bir sıkıntı yok.
Bazıları yaptığımız yorumları ve yakıştırmaları beğenmiyor. Kızabiliyorlar. Kızmakla kalmayıp kendilerini DEV aynasında görerek mahkemeye bile veriyorlar.
Neyse konumuz bu değil. Her yıl bu dönemlerde yaptığımız bu çalışma için inanın Kasım ayında sormaya başlıyorlar. Soranlar kendilerinin olup olmadığını merak etmekle birlikte kimlere nasıl bir yakıştırma yaptık onu da inceden soruyorlar.
Ser verip sır vermiyoruz. Ta ki, gazetemiz yayınlanıp abonelerine ulaşana kadar.
İşte buradan sonra dananın kuyruğu kopuyor. Hemen gazetenin kesitlerini birbirlerine gönderenler, whatsapp gruplarından paylaşanlar. Anlayacağınız gazetemizden çok sosyal mecrada ünümüz her geçen gün biraz daha yayılıyor.
Tabi ki, kimseyi kırmak gibi bir niyetimiz asla yok. Kimseyi küçümsemek veya başka bir şekilde onuru gururu ile oynamayı asla düşünmedik düşünmeyiz. Zaten benim karakterime de uygun şeyler değil. Sadece küçük bir hoş seda kalsın istiyoruz. Övgüde eleştiri de tadında güzel diyerek işin içine biraz da esprimizi katarak yoğurduğumuz yılın enlerini bu sene de beğeneceğinizi umarım.
Ha evet, bunu hazırlamak öyle o kadar kolay değil. Günlerce kafa patlatıyoruz. Sadece yakıştırmasını yapıp bir başlıkla geçiştirmiyoruz. Onun nedenlerini yazıyoruz.
Gecenin bir yarısı aklımıza geliyor. Yatağımızdan kalkıp notlarımızı alıyoruz. Yolda giderken aklımıza geriyor uygun bir yerde durup notlarımızı alıyoruz. Bir toplantının ortasında başka bir şey çıkıyor arada notlarımızı alıyoruz. Saatlerce bilgisayarın başında oturup emek verip hazırlıyoruz. Kimseden takdir beklemiyoruz. Ancak zaman zaman yaptığımız işleri küçümseyenler olduğunu da görebiliyoruz. Sadece biraz saygı istiyoruz hepsi bu.
GAZETECİLİK
Gelelim son günlerin sıkça konuşulan konularına. Bilindik adı dezenformasyon yasası olan Basın kanunundaki bazı değişikliklerle sosyal medya üzerinden de gazetecilik yapacaklar ile ilgili bir kanun çıkarıldı. Beğendiğimiz ve beğenmediğimiz tarafları var.
Ankara’ya gittikçe bu konudaki fikirlerimizi sıkça ortaya koyduk. Bu yasa belki ilerine aksaklıkları görülüp düzenlemeler yapılar gerçekten gazetecilik yapan meslektaşlarımız için iyileştirme yapılacaktır.
Şimdi demek istediğim aslında kentte bir sürü gerekli gereksiz kendine gazeteci sıfatı yakıştırması yapan insanlar türedi. Reklamcılık yapan arkadaşların bile kendilerini gazeteci sıfatı ile toplantılarda en önde konumlandırmaları beni şaşırtmıyor değil. Sanırım mahallenin kötüsü yine biz olacağız. Hadi hayırlısı bakalım.
Okunma Sayısı : 725