Özkan DİKMEN
HİÇ İYİ OLMADI
Tekirdağ Büyükşehir Belediye binasının açılışında yaşananlara neredeyse herkes bir tarafından değindi. Benim işaret etmek istediğim konu ise farklı. Siyasi kavgalar ve kutuplaşmaların yansımaya başladığı Tekirdağ’ın ismini hiç de iyi aktaramıyoruz. Rezil olduk cümle aleme diyeceğim de dilim varmıyor.
Başkan Kadir Albayrak belki de yanlış yönlendirildi. İstişarelerin bir yerinde iş inatlaşmaya döndü. Belki de başkan öyle istedi. Durum her ne olursa olsun ortada ciddi kaotik bir durum ve hak edilmeyen bir Tekirdağ tanıtımı var.
Açılıştaki katılımın azlığına ise hiç değinmiyorum. Hatta değineyim biraz.
Muhtemel Cumhurbaşkanı adayınız geliyor. Ülkeyi yönetmeye talip bir lider kente geliyor ve açılışta bin bilemedin bin 500 kişi. O da eylemci işçilerle birlikte. Tekirdağ il ve ilçe örgütlerinin bu kadar zayıf kaldıkları bir durum daha önce hiç rastlamadığım cinsten.
Aklıma tabi bir sürü senaryo geliyor. Bunlardan birisi de; örgütlerle arasının bozuk olduğu iddia edilen Başkan Albayrak’ın açılışı için gerekli ‘özen’ gösterilmedi mi? Büyükşehir binası açılışında Genel Başkanın gözünden biraz daha düşürmek istenmiş olabilir. Her biri bir ihtimal.
İşçilerin haklı taleplerini o noktaya gelmeden çözebilmek, iyi bir idareci reaksiyonudur. Bunu yapacak kişi de sadece Başkan Albayrak değil, tüm yetkilerini neredeyse kendisine vermiş olduğu Genel Sekreterdir. Ama ondan da bir şeyler beklemek artık benim Cumhurbaşkanı olmam kadar uzak bir durum.
Dağınık görünen ve belediye yönetimleri ile istenilen birlikteliği sağlayamayan bir görüntü veren CHP örgütlerinin bu durumuna ise en çok sevinen ise hiç şüphe yok ki, ellerini ovuşturan Ak Parti yöneticileri olmuştur. Siyasi rakibi sevindirelim ve ona imkan sağlayalım deseniz ancak bu kadar kısır bir açılış organizasyonu olurdu.
Devasa bir bina yapıyorsunuz. Türlü zahmetlerle bitirip içine taşınıyorsunuz. Hükümet tarafından bir sürü kısıtlamalarla karşı karşıya kaldığınızı söylüyorsunuz. O zaman bırak Tekirdağ’ı, o açılış için Trakya’yı oraya indirir ve açılışların en görkemlisini yapar dilden dile konuşulmasını bu şekilde sağlardım.
Sonuç olarak işçiler haklı taleplerini defalarca dile getirmelerine rağmen işin bu noktaya gelmesinin tek sorumlusunu bir kişiye yıkmak da çok akıllıca olmaz. Ama bir yerlerde bir inatlaşma varsa ve bu inatlaşma daha da ileriye taşınmışsa durup biraz düşünmek gerek.
Bir yıl sonra genel seçim ve ardından yaşanacak yerel seçimlere ne kadar az kaldığı ortada iken siyasilerin ve yerel yönetimlerin işçilerle inatlaşması çok da akıllıca gelmiyor bana. Siyasi fakirliğin lüzumu yok.
Hep CHP’yi ve Kadir Albayrak’ı yazıyorsun diyenler. Ak Parti’de de kazanlar fena kaynıyor. Toparlayayım hepsini aktaracağım. Üç kutuplu iç siyasi kavgaların dışa yansımalarını hep birlikte okuruz merak etmeyin. Az kaldı. Ankara bileti almak isteyenler mi? Hey yavrum hey….
Okunma Sayısı : 866