Özkan DİKMEN
​​​​​​​EKO İKLİM

Yıllardır dünya genelinde ve ülkemizde gerek bilim adamları gerekse çevre gönüllüleri çevre ve insan sağlığı ile ilgili sürekli bir şeyler anlatır ve çevre konusuna dikkat çekmeye çalışır. Bundan sonra da benzer uyarıları yapacakları kesin.

 

Gazeteci meslektaşım Fatih Erge ile birlikte 4 günlük EKO İKLİM zirvesine Tekirdağ’dan katıldı. Ankara’da düzenlenen Zirve ve Fuar tahmin edilenin ötesinde bir katılıma sahne oldu. 12 bin kişinin beklendiği fuara yaklaşık 100 bin kişinin geldiği kayıtlara geçti.

Böylesine önemli bir organizasyonda ciddi emekler verilmiş ve önemli konuların da altı çizilmişti. İlk gün açılış konuşmaları ve siyasi tartışmalar bir tarafa öncelikle Beren Saat’in açıklamalarını başka türlü yorumlayanlara tek bir şey söylemek isterim. Konuşmanın bütünüyle ele alınması ve tamamen tarafsız bir düşünce ile incelenmesi gerekiyor. Açıkçası ben oyunca Saat’in bu konuşmasını destekleyen taraftayım.

Açılış konuşmalarındaki vurgu ise iklim değişikliğinin geldiği nokta ve bunun ülke ve dünya ekonomisine verdiği zarardan bahsedildi. Yani günümüz sıkıntılarına bir anlamda farklı bir bakış açısıyla dikkat çekildi.

Bu konudan en çok etkilenen bir bölge olan Trakya’dan katılım göstermemiz bizleri daha da dikkatli izlemeye ve incelemeye itti.

ATO Merkezinde yapılan fuara bir çok ilden katılım gerçekleşmiş ve neredeyse her il ve önemli kuruluşlar stantlarında çevre dostu çalışmalarını misafirlere aktarma imkanı bulmuşlar. Burası işin güzel tarafı.

İkinci günde ise Kadın gazetecilerin katılımının yapıldığı oturum oldukça verimli ve dikkatleri başka bir açıya çeken etkinlik olarak hafızalarda kaldı. “Dünyanı kurtarırsa kadınlar kurtarır” anlayışının vurgulandığı oturumda Edirne’den Gazeteci Nevser Eraslan’ın da katılımcı olduğu bir çok ilden gelen kadın gazeteci meslektaşlarımız kendi bölgelerinde çevre konusunda yapılan çalışmaları ve kendi mecralarında bu konudaki mücadelelerini aktardılar.

Ergene sorunumuz henüz taze iken ve kuraklık uyarıları yapılırken Trakya’nın sorunlarını da anlatmaya çalıştık. Konunun sadece bireysel çalışmalardan öte hükümetler olarak sert tedbirlerle ancak sonuca ulaşılacağı konusu da ciddi bir bizimde vurgulandı.

Tabi aslında bunlar Ankara’da konuşulurken Ege’de zeytin ağaçlarımız kesiliyor, Trakya’da Ergene’nin fabrika atıklarından kaynaklanan zehirli sular Marmara Denizine karışıyordu. Üstelik aynı akşam haber kanallarından birinde Marmara Denizindeki oksijenin bitmek üzere olduğu ile ilgili bir de haber izlemem beni son derece rahatsız etti.

Aslına bakarsanız el birliği ile kurtarmaya çalıştığımız çevremizi, el birliği ile kirletmiş ve kirletmeye devam ediyoruz. Doğa bunu bize zaman zaman hatırlatsa da en fazla iki gün üzerinde duruyor ve sonrasında yine bildiğimiz gibi yaşamaya devam ediyoruz.

Bizim açımızdan vizyonumuzu bu yönde biraz daha geliştirdiğimiz bir etkinliğe daha katılmanın çok çok iyi oldu. Elde ettiğimiz fikirsel kazanımları her zaman çevremizle paylaşıyor ve dikkat çekmeye çalışıyoruz diyelim.

Artık sadece evimizin önünü temizlemenin yetmediği bir noktaya geldiğimizi anlamış ve bu konuda şimdiden özellikle yerel yönetimlere uyarıda bulunmuş olalım. Bölgemiz açısından özellikle Çevre zararlısı fabrikalara gerekli yaptırımlar yapılmaz ve önlem alınmaz ise önümüzdeki süreçte geri dönülemez bir çevre felaketi ile karşı karşıya kalacağız haberiniz olsun.

Bu arada Türk İnternet Medyası Birliği (TİMBİR) Başkanı Nizamettin Bilici'ye ayrı bir parantez açarak teşekkür etmek isterim. 81 il ve yurt dışından gelen temsilciler ile birlikte 105 imzalı kuruluş dilekçesini imzalayarak birlik kuruluşları arasında bir rekora da imza atmış oldu. 

Yayınlanma Tarihi : 2022-4-4 17:22:24
Okunma Sayısı : 906
reklam yan

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları