Özkan DİKMEN
İYİLİKLERİMİZ BİTTİ

 

Bu sefer şöyle ruhani bir giriş yapıp mevzuya bir de bu tarafından bakmaya ne dersiniz. Son yıllarda ne çok dert geliyor başımıza. Acaba bu bizlerin iyice bencil olduğumuzdan ve öteki dünyayı düşünmediğimizden kaynaklı olabilir mi?

 

Son din İslam ile olan ilgimizi (Müslüman olarak) iyice yitirmedik mi? İslam coğrafyasında yaşananlar halen ortada değil mi? Ya biten komşuluklar, ya esnaf dayanışması, ya çarşı Pazar gördüğümüz yardıma muhtaçları görmezden gelişlerimiz…

Televizyonda bir iyilik haberi gördüğümüzde yüreğimiz kabarıyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü son yıllarda bu iyilikler yok denecek kadar azaldı da ondan.

Yaradana inananlar için söylüyorum; biz neyi eksik yaptık hiç farkında mısınız? Allah’ı unuttuk. Unutturuldu yada… Kim nasıl anlamak istiyorsa. Peki o ne yapıyor. Sarasıyla sayalım mı?

Art arda gelen depremler. Hem de dünyanın dört bir yanında. Sel felaketleri. Fırtınalar. Bunların ortaya çıkardığı can kayıpları. Ya orman yangınları. Daha bir yıl bile üzerinden geçmedi, biliyorsunuz koca bir kıta yandı. Avustralya’ya yandı. Hatırlayanınız var mı?

Siyasetteki yozlaşmaya saymayalım bile isterseniz. İnanılmaz bir kötümser hava. Bu sadece ülkemizde değil, tüm dünyada böyle. En azından bu sürede evinizde otururken internet de elinizin altındayken ‘ne yapacağım’ diye düşünmeyin. Geriye dönük araştırın. Dünyanın her tarafında siyasi yozlaşma, kişisel menfaatlerin üst seviyeye çıkması.

Azdık, toplumca azdık, dünyaca azdık. Arsızlaştık. Allah’da bizim belamızı verdi. Her yaşanan doğa olaylarının bilimsel açıklamalarını yaptık. Yapıyorlar. Evet hepsinin bilimsel açıklaması tabi ki var. Bilimi inkar ettiğimiz de yok. Zaten önce bilim diyerek her sorunun üstesinden gelmemiz gerek. Benim konu etmek istediğim şey ise vicdanlarımızı yitirdik. Vicdanlı toplumdan vicdansız bencil topluma doğru dünyaca gittik.

İnsanlığın başına gelen her derdi başka türlü yorumlayıp, suçu başkasında arayarak kendimize bir türlü bakmadık. Gerek ikili ilişkilerimizde, gerekse toplumsal ilişkilerde bu hep böyle oldu. Ne olduysa hep biz haklı oldu. Ancak Hakkı unuttuk.

Yüce yaradan baktık uslanmıyoruz, teker teker bize başka bir dert verdi. Derdi veren Allah dermanını da verir, derlerdi eskiler. İllaki bunun da dermanı olacak. Korana belasından da kurtulacağız. Emin olun çok değil en fazla bir ay sonra yine herkes kendi bencillikleri ile yürümeye devam edecek. Ders almayacağız. Ben bu yazıyı tarihe bir not olarak yazmak istedim.

Diğer taraftan din bezirganları ile alay etmek isterken kantarın topuzunu kaçırıp o muhteşem dinimize de laf söyleyenleri de unutmuyoruz. Öncelikle İslam dininin kendi menfaatleri için alet eden ve dinimizin yozlaşmasında büyük emeği olan, cemaat kisvesi altında milletin milli ve manevi duygularını sömürmekten vazgeçmeyen şarlatanlara, insan bozuntularına da bundan böyle daha dikkatli yaklaşırız diye düşünüyorum. Yaklaşırız derken, benim bu tip palyaçolarla hiç işim olmadı. Olamazda. Ancak olanların da biraz dikkatli olması gerektiğini söylemek istiyorum.

Velhasıl bu konu üzerine yazacak çok şey var da. Yeni bir yazımızda yine gündeme getiririz. Belki bu bela başımızdan gittikten sonra tekrarlarız.

Son not olarak tek isteğim, herkesin İslam dinini, dinimizi iyice anlayarak gerçekten ne dediğini bilerek hareket etmemiz ve ona göre ibadetlerimizi yerine getirmemiz gerekiyor. Bu nedenle her şeyden önce şükrederek Allah’a olan inancımızı da tekrar sorgulamamız gerekiyor.

Yayınlanma Tarihi : 2020-4-7 17:52:49
Okunma Sayısı : 2581
reklam yan

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları