Özkan DİKMEN
NOSTALJİK SOKAKLAR
Tekirdağ’ın tanınmış isimlerinden Aktar Eyüp Ataman geçtiğimiz gün sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı ve Ertuğrul Mahallesindeki bir sokağın fotoğrafının altına kent ruhu ile ilgili bir şeyler yazdı.
O günleri anımsayan birçok insan ise geçmişteki komşuluk ilişkilerinden yardımlaşmaya kadar bir çok yorumda bulundu. Duygu yüklü bir paylaşım olduğu düşüncesinden yola çıkarak bu konuda yerel yönetimlerin hızlı ve daha aktif rol oynaması gerektiği inancına vardım.
Eyüp Ataman’ın bahsettiği sokak (Fırın Sokak) o haliyle oldukça güzel ve nostaljik bir görüntü idi. Yerel yönetimler özellikle büyükşehir Miras Atölyeleri projesi kapsamında bu tür çalışmalar yapabilir mi onu sormak isterim.
Böyle sokakları yeniden canlandırabilmek, o sokaklara hayat vermek hem tarihimize sahip çıkmak, hem de turizm açısından oldukça önemli. Başka kentlere gittiğimizde bu tür cadde ve sokakları gördükçe imreniyor ve oralarda yüzlerce fotoğraf çektiriyoruz. Bunun sebebi ise eskiye duyulan özlem. Eskiye özlemdeki kastımız o dönemdeki ilişkiler, samimiyet, yardımlaşma gibi birçok unsur barındırıyor içinde.
Sadece büyükşehir değil, Süleymanpaşa belediyesi de bu konuda elini taşın altına koyabilir. Eyüp Ataman’ın bahsettiği sokak şu anda zaten harabe durumunda. Neredeyse kullanılmıyor bile. Tekirdağ’ın birçok noktasında böyle görüntüler mevcut. Biraz daha gayret göstererek bu sokakları günümüze taşıyabilir ve yaşayan birer sokak haline getirebiliriz. Tekirdağ hem eski ruhu ile hem de geleceğe taşınan güzelliği ile adından daha çok söz ettirebilir diye düşünüyorum.
Bir ara Rakojzi Müzesi’nin olduğu bölgede Macaristan hükümetinin de desteği ile böyle bir çalışma yapılacaktı ancak yarım kaldı. Hatta hiç ilerlemedi bile. Sadece karşılıklı ziyaretlerden öte gidilemeyen Macaristan hükümeti ile ortaklaşa bir proje de gerçekleştirilebilir. Büyükşehir Belediyesi sadece orada bir binayı restore edebildi. Tabi restorasyon konusunda mülk sahiplerinin de biraz vicdanlı olması gerekiyor. Ederinden fazla fahiş fiyat isteyerek yerel yönetimlerin elini kolunu bağlamadan kentin o güzel ince ruhunu ortaya çıkaracak projelere destek olmalılar.
İşte Eyüp Ataman’ın o duygu yüklü paylaşımı.
Bu Şehirin ruhu vardı bir zamanlar; Komşuluklar,Adetler gelenekler yaşanır ve yaşatılırdı.Biz paleydik bilirdik Mahallede kim hasta orda gürültü yapmazdık, kim askere gidecek, kim hanımınla nane limon ,kim kimi seviyor posta hizmeti dahil destek kıtasıydık sevenlere,Bakkallarımız vardı hem ihtiyaç gidermeye hemde durum sakatsa veresiye ile tedarik görmeye ,Cenaze olurdu kimse evinde Radyo açmaz komşusunun yasına ortak olurdu kendince,Cenaze pilavı lokması yoktu konu komşu acılı aile yemek yapmaya takati yok diye sırayla uzun süre yemek yapar cenaze evine götürürdü acıyan yer ile acıkan yer farklıydı nede olsa,Düğünmü olacak Mahallenin Bilge Kadınları kolları sıvar bizim Peştemalcıda Atar'ların Feride Hanım Teyzemiz bu işin piriydi onların bahçede kazanlar kurulur pilavlar dolmalar pırnikçilere mezeler el birliğiyle kotarılırdı.Sebze,soğan,Sarmısağın kavun karpuzun hele hele meyvanın parayla alınıp satıldığını yıllar sonra öğrendim.
Yeni binalar villalar rezidanslar yapıp inşa edersiniz ama o Ruhu geri getiremezsiniz.Allah rahmet eylesin !!!
Okunma Sayısı : 4147