Habibe Tilki UZEL
SÜLEYMANAPAŞA ŞOFÖRLERİ, ORJİNAL BASIN KARTINI TANIMIYOR

Süleymanpaşa’da vatandaşa hizmet eden belediyeye bağlı halk otobüslerinin şoförleri orijinal BASIN KARTINI tanımıyor mu?

Evet, bahsettiğim basın kartı öyle önüne gelenin veya bir gazetede bir süre çalışmış, bir şekilde basın kartının varlığını öğrenip matbaaya gidip bana şu karttan yapıver deyip beş dakikada eline geçen uyduruk basın kartından bahsetmiyorum.

Eskiden renginin sarı olmasından mütevellit ‘sarı basın kartı’ olarak dilimize yerleşen ancak 1.5 yılı aşkın süredir turkuaz renkte olan Cumhurbaşkanlığına bağlı İletişim Başkanlığı tarafından uzun ve çeşitli denetlemelerin sonucunda aktif bir şekilde gazetecilik yapan basın mensuplarına verilen bir karttır. Kart, sahipleri kartı ellerine aldıktan sonra da çalışmalarını yerine getiriyor mu yoksa kartı aldı cebine koydu bir şey yapmıyor mu diye incelenmeye devam edilirler. Türkiye’nin her yerinde geçerliliği vardır. Karta sahip olmakla bazı ayrıcalıklar elbette kart sahibi gazeteciye verilmiş olur, altını tekrar çiziyorum İletişim Başkanlığınca...

Artık sarı basın kartı demek yerine doğru rengiyle turkuaz basın kartı sahibi gazeteci Türkiye’nin tüm illerinde, ilçesinde, kasabasında toplu taşıma araçlarını kartını göstermek şartıyla ücretsiz bir şekilde kullanabilir. Bu durum tahmin edersiniz ki Tekirdağ’ın merkez ilçesi Süleymanpaşa için de geçerli bir durumdur.

Ancak Süleymanpaşa’da görev yapan halk otobüsü şoförleri TURKUAZ BASIN KARTINI tanımıyor, varlığından haberi bile yok.

Şahsımın yaşadığı bu acınası örnek gerçekten tam bir trajikomik. Hemen olayı özetle siz kıymetli okuyucularım ile paylaşmak isterim. İhtiyacım olmasıyla Süleymanpaşa Halk Otobüsüne geçtiğimiz gün biniyorum. Şoför beye orijinal, gerçek, Cumhurbaşkanlığının şahsıma takdim ettiği Turkuaz Basın Kartımı gösteriyorum. Ancak şoför bey “bu basın kartı değil, zaten sarı oluyor, ben hiç böyle basın kartı görmedim” diyor. Ben de, “yakından inceleyebilirsiniz, Başbakanlık onaylı orijinal basın kartı budur” desem de şoför benimle inatlaşarak “3 yıldır ben böyle bir kart hiç görmedim” diyerek itirazlarına devam ediyor.

Akabinde ise söylediklerim tatmin etmiyor olsa gerek ki kısa bir süre sonra önden arkaya doğru “Basın kartlıyım diyen kişi, ben belediyenin merkezini aradım, bu kart sayılmıyor, gazeteciyseniz belediyeden kart alın” diyor. Kendisine “hem sizin hem merkezde kim varsa onun bilgi eksikliği net, bu kart hem ülkede hem dünyada geçerli olan basın kartıdır, yanlış biliyorsunuz. Bu kartın orijinali olmayan ama gazetecilik yapan kişiler belediyeden indirimli kart alıp biniyor. Bunun önerisini de belediyeye bizler sunduk zaten” diyorum. Diyorum demesine ama şoför bey ne bilgiyi almaya hevesli ne karta göz ucuyla bakmaya hevesli haliyle benim açıklamamı asla dikkate almıyor.

Duruma gülsem mi ağlasam mı oluyorum elbette. Ama işin sonu yine cehalete geliyor, bilmeyip bilmediğini kabul etmemeye, doğrusunu öğrenmeye direnmeye geliyor. Şoförlerin bir an evvel eğitilmesi gerekiyor, turkuaz basın kartı ve kartın getirdiği ayrıcalıklar ile tanışmaları gerekiyor. Zira bu karttan Süleymanpaşa’da bulunan gazeteci sayısı da bir elin on parmağını geçmez. Önüne gelenin alabileceği bir kart değildir.             

Yayınlanma Tarihi : 2022-11-21 14:51:51
Okunma Sayısı : 974
kiremitçiler

Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları