Habibe Tilki UZEL
EKONOMİNİN ALTINDA EZİLEN HALK
Geçtiğimiz günlerde ne yazık ki bilindiği üzere Gaziantep’te feci bir kaza gerçekleşti. Çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Bazı görüntüler vardı ki gerekten bakmaya yürek dayanmayan türdendi. Canını kaybedenlere ayrı üzüldük, üstü başı perişan olan pantolonuna kemer yerine kablo bağlayan, çorapları tekiyle farklı ayağına geçiren vatandaşımıza ayrı üzüldük. İşte hakiki bir tablo idi bu.
Bizim insanımız bu kadar refah seviyesi düşük bir hayatı mı hak ediyor. Sosyal güvenceler neden bu kadar yetersiz, asgari ücret düzgünce yaşamanın kenarından bile geçmiyor. Vatandaşa güya verilen devlet destekleri gerçekten ihtiyacı olanlara değil de torpili olanlara veriliyor.
Gençler üniversite okuyor çıkınca iş güç bulana bravo. İnsanların konuştukları tek konu var ekonomi. Nereye giderlerse gitsinler insanlar ekonomi ve zamları konuşuyor. Siyasilerin bunlar ile ne kadar ilgilendikleri muamma. Zira onlar koltuk sevdasında. Seçim ne olur kim gider kim kalır. Vatandaş çölde kalmış gibi yanıp kavrulmuş durumda. Kimsenin ateşi göresi, ateşe su atası yok.
Siyasetçilerin hala klasik söylemlerden öteye gidemiyor oluşları son derece ilginç. Eğer konumunuz oralarda ise halka artık somut gerçekler çözümler sunmak zorundasınız. Bu ülkenin çocuklarının pek çoğu düzenli bir şekilde süt içemiyor, sağlıklı sebzesini, meyvesini, etini, tavuğunu yiyemiyor. Bunu kendine gerçek ölçüde dert edinen siyasetçilerimiz var mı sizce?
Koltuk ötelerden bu yana kimseye kalmamış, kimseye de kalmaz. O yüzden gözünüzü bir kaldırın o koltuktan karşıya, sağa-sola, etrafa bakın Allah aşkına. Halk olarak bu vahşi ekonominin altında un ufak olmak istemiyoruz. Belki ekonomi ne olursa olsun evine ekmeğini götürecek olan bir kesim de var. Fakat o kesim de götüremeyen, çaresiz kesimin de hakkını savunmaya gayret etmeli.
Bir şeyler artık adam akıllı değişsin ama bu değişim ürpertici olmak yerine son derece olumlu içerikler barındırsın hem de en acilinden…
Okunma Sayısı : 791