Habibe Tilki UZEL
Pikniği sevdiğiniz kadar doğayı da sevin!


Pikniği sevdiğiniz kadar doğayı da sevin!


Yaz aylarının gelmesiyle malum piknik sezonu dediğimiz ve koca kış o çok özlenen günler gelmiş oluyor. Bu yüzden hafta sonu nereye baksam çoluk çocuk doluşmuş arabaya pikniğe giden insanlar görüyorum. E şahsen biz de ailecek çok seviyoruz piknik mevzusunu.

 

Zira hepimiz sosyal hayatımızı devam ettirebilmek için birçok işle meşgul oluyoruz. Günümüzde şehir hayatı ve çalışma şartları insanları doğal çevreden uzaklaştırmaktadır. İnsanların sosyal olarak doğal çevreyle olan ilişkisi artık şehir kültüründe daha çok piknik faaliyetleriyle ortaya çıkmaktadır.

 

Piknik, insanların ailecek doğal çevre ortamlarında yeme, içme, eğlenme, muhabbet etme gibi faaliyetlerinden meydana gelir. Sabah başlar, akşam biter. Piknik alanları genelde kırlar, yaylalar, ormanlar ve doğal mesire alanlarıdır.

 

Ancak insanlarımızın hem pikniği bu kadar seversen hem de piknik alanlarını korumayı bir türlü öğrenemiyor oluşlarına kızmakla birlikte üzülüyorum. Doğa bize tüm cömertliği ile muhteşemlikler sunarken biz ona neden bu kadar hırçınca davranıyoruz bir türlü anlamıyorum. Sanıyorum ki pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da eğitim eksikliğimiz mevcut. Piknik yaparken meslek icabı da etrafı gözlemliyorum ne yazık ki vatandaşlarımız tüm çöplerini orada burada bırakıyor. Su kenarında piknik yapıyor eline geleni atıyor suya alıp götürsün diye. Hepimiz yeşil alan hasretiyle yanıp tutuşuyoruz fakat olan mesire alanlarını da berbat ediyoruz. Piknik bittikten sonra bir bakıyorum geriye sanırsınız çöp meydanı.

 

 Doğaya bırakılan endüstriyel atıklar doğada kolay kolay kaybolmuyor ve aslında geri bizim vücudumuza zarar olarak dönüyor. Doğaya atılan her bir cam şişe yaklaşık 4 bin yıl, kutu kola 4 yıl, pet şişe 4 yüz yıl, sigara filtresi 2 yıl, plastik malzeme 2 bin yıl, sakız 5 yıl, kağıt gazete 3 ay, plastik çakmak 100 yıl, alüminyum 100 yıl, plastik tabak 500 yıl, poliüretan maddeler ise bin yılda ancak kayboluyor.

 

Çocuklarımız her şeyimiz deyip onlara gelecekte yaşamaları için bir doğa bırakma çabası içinde değiliz. Bu gidişle yavrularımız betonda yaşayacak. Çocuklarımız ve onların gelecekleri için doğaya karşı duyarlı olmamız gerekiyor. Buna da önce birey olarak kendimizden başlamamız gerekiyor.

 

Piknik yapmayı sevdiğimiz kadar doğayı korumayı da sevmemiz gerekiyor. Bizim insanımıza zorunlu yaptırım bazen şart oluyor. Bu yüzden mutlaka para cezası kesilmeli bu konuda.

 

Dediğim gibi hafta sonunu fırsat bilen piknikçiler piknik ve mesire alanlarına koşuyor. Doğa ile iç içe olmak ve temiz hava almak herkese iyi geliyor. Ancak doğayı bu hoyratlıkla kullanmaya devam edersek betonun üstüne piknik örtüsünü serip, akıllı telefondan da yapay yeşillik açıp piknik keyfi yapmak zorunda kalabiliriz.  


Yayınlanma Tarihi : 2018-08-20 14:41:23
Okunma Sayısı : 1171
reklam yan

Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları