Habibe Tilki UZEL
Bir tutam hoşgörü yeter!


Bir tutam hoşgörü yeter!


Bazen bir film açar izleriz, senaryosu saçma gelebilir ve hadi oradan bu kadarı ancak filmlerde olur der geçeriz. Ancak öyle tahammülsüz insanların ülkesi olduk ki filmlerde bile olmayacak kadar saçma ama gerçek hikayelerimiz var. 
Ne yazık ki Edirne Enez’de yaşanan yazlıkçı cinneti tam da bu duruma örnek. Enez Kırkpınar Sahil Köyü’nde yaşanan olay ceviz kabuğunu dahi dolduramayacak kadar minik olsa da sonuçları bir hayli acı verici oldu. 63 yaşındaki Hasan Ordubakan ve aynı yaştaki eşi Cumaziye Ordubakan, bitişik evde oturan komşuları yine aynı yaştaki Matem Karakaş ile eşi 60 yaşındaki Fatmagül Karakaş ile torunlarının evlerinin önünde bisikletle dolaşarak gürültü yapmasına kızarak tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine araya giren komşuları tarafları sakinleştirdi. Fatmagül Karakaş, bir süre sonra Hasan ve Cumaziye Ordubakan çiftiyle konuşmak için evlerinin önüne geldi. Konuşma sırasında yeniden tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Hasan Ordubakan, Fatmagül Karakaş'ı karın ve göğsünden 6 kez bıçakladı. Eşinin kanlar içerisinde yere yığıldığını gören Matem Karakaş, Hasan ve Cumaziye Ordubakan'ı dövdü. Bu sırada Matem Karakaş da Hasan Ordubakan tarafından çenesinden bıçaklandı. Haber verilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar, ambulanslarla Enez Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Fatmagül Karakaş tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Matem Karakaş ile Hasan ve Cumaziye Ordubakan ise, ilk müdahalelerinin ardından polis gözetiminde Keşan Devlet Hastanesi'ne sevk edilerek, tedavi altına alındı. Fatmagül Karakaş, Enez Devlet Hastanesi morgunda nöbetçi savcı ve polisin incelemesi ardından otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. İstanbul'da oturan ve yaz tatillerini Enez İlçesi sahilinde geçiren aileler arasında daha öncede benzer nedenlerle kavgalar çıktığı ifade edildi. 
Bu olayı bir senaryoda izlesek senaristte amma sallamış, saçmalamış deriz. Ancak gerçek olunca insanın içini bir hüzün sarıyor. Yaz tatili için kalk gel ve hiç yere çocukların oyunu yüzünden canından ol. Bu kadar kolay olmaz, olmamalı da! Oysa biz hoşgörü ve sevgi öğretmenliği yapan Mevlana’nın, gönül insanı, aşka aşık Yunus Emre’nin yetiştiği toprakların insanlarıyız. Ne var ki hırs hepimizin gözünü bürüdü. Biriyle tartışmaya görelim altta kalacağız diye ödümüz kopuyor ölmek var alttan almak yok misali yakıyoruz tüm gemileri. Okumuyoruz bize ruhumuza hoşgörü yerleştirecek üstatlarımızı. Her gün bir diş kovuğunu doldurmayacak nedenlerden yaşamlar yitip gidiyor. Biz böyle bir toplum olmayı mı hak ediyoruz?
Önümüz Kurban Bayramı, gelin hepimiz hırsı, öfkeyi bir kenara bırakalım, hayatımızın her anında hoşgörüyü kendimize rehber edinelim ki dostça yaşamak için birbirimize destek olalım. Böyle çok daha yaşanılası bir ülke, bir dünya olacağımıza şüphe yok. 
Yayınlanma Tarihi : 2016-09-07 13:13:53
Okunma Sayısı : 978
kiremitçiler

Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları