Habibe Tilki UZEL
Şeker tadında bir bayram dileğiyle
Şeker tadında bir bayram dileğiyle
Ramazan ayı geldi gelecek derken sabrımızı, nefsimizi kontrol altına aldık. Şu günlerde ise on bir ayın sultanı diye adlandırdığımız bu ayı geride bırakmaya hazırlanıyor, bu bir aylık sabrın sonunda bizlere mükafat olan Ramazan Bayramı'nı karşılamayı bekliyoruz.
Yaşım her ne kadar "Ah nerede o eski bayramlar" diyecek kadar eski olmasa da yok o eski bayramlar. Bayram günü yaklaştığı zaman çocukluğumdaki bayramlar ile bugünkü bayramları kıyaslamadan edemem. Zira şimdiki bayramlar da heyecandan eser yok. Biz yetişkinler bir yana günümüz çocuklarında da bir farklılık yok. Bu kez sormadan edemiyorum. Heyecanını kaybeden değişti diye şikayet ettiğimiz bayramlar mı yoksa bizler miyiz?
Oysa çocukken küçük yüreğimizde hissettiğimiz o bayram hevesi, neşesi, yerinde duramayışımız, alınan bir elbise, bir ayakkabının bizi ne kadar mutlu ettiğini görmek, bayram günü utanmadan sıkılmadan tanıdık tanımadık herkesin kapısını çalmak, gün sonunda şekerleri, paraları saymak senede sadece iki sefer tadılan tarifi mümkün olmayan derin duygulardı. Ne yazık ki şimdi bu duyguları kalbimizde yeşertemiyoruz. Daha fenası ise bizler az ya da çok bu duyguları hatırlayan bir jenerasyonuz. Ya bugün çocuk olanlar? Onlar malesef büyüdüklerinde bayramlara dair böyle cümleler kuramayacaklar.
Hepimiz bayramlara suç atıyoruz. "Bayramın tadı yok, bayramlar eskidi" diye. Oysa o güzelim bayramları bizler bu hale getirdik; değiştirdiğimiz geleneklerimiz, bayram anlayışlarımız ile ve dur demiyoruz elimizden kayıp giden bayramlarımıza.
Çünkü toplumumuzdaki bayram anlayışı artık tatil demek. Ana - baba, eş - dost ziyareti değil tatil de bir yerlere kaçmak demek. Üstelik öyle bir zihniyete doğru gidiyoruz ki bayram da tatile gitmeyeni akraba ziyareti yapanı klasik buluyoruz. Yeni elbise, ayakkabı heyecanından hiç söz etmeyeceğim bile çünkü günümüzde hemen hemen herkes bayrammışçasına her gün yeni kıyafetler giyiyor. Çocuklar için şeker, harçlık da bir farklılık değil çünkü bunlara sıradan bir günde de sahipler.
Dediğim gibi bir zamanlar bayram dost ziyareti demek, büyüklerin gönlünü almak, küçükleri mutlu etmekti. Suçu hep bayramlara atmayalım değişti diye. Gelin bu bayramı eski bayramların tadında yaşayalım. Çocukların kapımızın zillerine basmalarına izin verelim, üşenmeyelim kalkalım gidelim büyüklerimize, uzağımızda olanları arayalım en azından. Çocuklarımıza bayramların sıradan bir gün olmadığını, değeri hak eden bir önemi olduğunu anlatalım. İstersek yeniden o eski bayramları bugün de yaşatabiliriz. Yeter ki değerlerimize sahip çıkalım.
Şimdiden herkese şeker tadında iyi bayramlar diliyor; büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpüyorum.
Yayınlanma Tarihi : 2016-06-30 11:51:26
Okunma Sayısı : 933
Okunma Sayısı : 933
Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları
- Tekirdağ komşun Edirneden örnek al biraz!
- Yatırımlar neden Tekirdağa gelmiyor?
- Buram buram seks kokan 52. Kiraz Festivali
- TEKİRDAĞ'A MÜLTECİ KAMPI
- 19 MAYIS BENİM DOĞUM GÜNÜM
- Tekirdağ'ın Kaderi Değişsin
- 23 Nisanları unutturamayacaksınız!
- Düzgün kaldırımlar Tekirdağlının hakkı değil mi?
- GÜNAH KEÇİSİ YEREL BASIN
- TORPİLİN HORON TEPTİĞİ BİR BÜYÜKŞEHİR