Habibe Tilki UZEL
AK KOYUN KARA KOYUN


AK KOYUN KARA KOYUN


Yarım kalmış hayatlar yaşıyoruz. Büyükşehirlerde ardı ardına patlayan bombalar, teröristlerin şehit ettiği asker ve polisler, artan suç oranıyla yok yere işlenen cinayetler, bitmeyen iş kazaları, on binlerce insanın ölümüne sebep olan trafik kazaları, giderek artan kadın cinayetleri, ardı arkası kesilmeyen şehitlerimiz derken ölüyoruz, yarım kalıyoruz. Kocaman bir ulusuz hepimiz kalbimizde derin yaralar taşıyoruz. Bir de üzerine darbe girişimi şokunu yaşadık. Sanki ülkede hiç sorunumuz yokmuş gibi.
Anladık ki millet olarak hiçbir şeyden haberimiz yokmuş, meğer derinin derininde ne olaylar dönüyormuş. Bizi geç devletin, ülke yöneticilerinin de dönen birçok durumdan haberi yokmuş. Cumhurbaşkanının, paşanın yaveri, koruması, ülkenin hakimi, savcısı, askerinin bazısı, dekanı, öğretim üyesi ve dahası hain çıktıysa, FETO üyesi çıktıysa vay bizim halimize. Vay bunca zamandır adaletsiz işleyen yargıya, vay içeride yok yere yatan komutanlara, gazetecilere, vay dağlarda boşa ölüp giden Mehmetçiğimize, vay evlat acısıyla kavrulan yurdumun gözü yaşlı anasına…
İnsan düşünmeden de edemiyor bu darbe girişimi olmasaydı nasıl bilecektik ak koyun kim, kara koyun kim? Nereden bilecektik içimizde yatan yılanların kimler olduklarını, amaçladıkları şeyin ne olduğunu?
 Her şerde bir hayır vardır diye boşa dememiş atalarımız. Bu şerden alacağımız hayır kısmı bu olsa gerek. Diğer yandan da Türk milletinin nasıl gözü kara olduğunu, konu bayrak, vatan olunca kimin neyi, kimi desteklediği bir kenara bırakılarak aynı noktada birleştiğini çok güzel gördük. Bu yüzden Türkiye hiçbir zaman bir Suriye, İran, Afganistan olmaz. Bugün ülkemizde gezen Suriyeli vatandaşların aslında kendi ülkelerinde ne yapmaları gerektiğini çok iyi gördüklerini düşünüyorum. Savaştan kaçıp, hiç tanımadıkları bir ülkede yok sayılan bir vatandaş olarak yaşamaktansa kalıp mücadele etmeyi seçmeleri gerektiğini gördüklerini düşünüyorum. Bazı şeyler atalardan mirastır, genlerle, kanla yüzyıllar geçse de nesilden nesle geçer. İşte vatan aşkı ve bu uğurda ölmekten korkmamak, dik durmak, bu şekilde tarih sayfalarına geçmek bizim neslimizin değişme gen özelliği. Ha arada çürük elmalar çıkar ki bu darbe olayında gördüğümüz gibi bu ülkenin ekmeğini yiyip, evladına lokma götüren hainler ne yazık ki yüz karasısınız.
Şimdi asıl doğru adımlar atma zamanı ki bu zaman hainleri içimizden temizleyerek yolumuza adaletle, güvenle, inançla, torpilin, hak yemenin, kayırmanın olmadığı günlere yürüme zamanı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çok görev düşüyor. Çünkü artık beni yüzde 50 – 60 seçti v.s demeyi bırakıp ben hepinizin Cumhurbaşkanıyım deyip hepimizi sarıp sarmalamalı. Ülke yöneticileri menfaat içerikli hareketlerden tamamen arınıp gerçek devlet adamlığını göstermeleri gereken bir kavşaktayız. İşte eğer bu süreç böyle olursa yepyeni, ayrıştırmanın olmadığı, huzurun koktuğu, halkının yöneticisine tam manasıyla güvendiği bir Türkiye’ye kavuşmuş oluruz. 
Yayınlanma Tarihi : 2016-07-27 11:02:42
Okunma Sayısı : 1015
kiremitçiler

Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları