Habibe Tilki UZEL
Adalet gerek!
Adalet gerek!
Varsayalım sokakta yürüyorsunuz, aniden gözünüzün önünde bir bıçaklama olayı cereyan etti veya bir araç yaşlı bir kadına çarpıp arkasına bile bakmadan bastı gaza gitti ya da bir erkek sokak ortasında karısını öldüresiye dövüyor. Siz de olayı gözlerinizle gördünüz. Polisi arar mısınız? Şahitlik, tanıklık yapar mısınız?
Sanıyorum ki günümüz Türkiye’sin de bunu yapacak insan çok değildir. Ne yazık ki ben karışmayım, aman başıma kalır diyerek çoğumuz başını çevirip yürüyebiliriz. Peki, doğrusu bu mu? Böyle mi olmalı? Elbette hayır ancak ülkemizin adalet sistemine olan güvenimiz yerle bir olduğu için korkar olduk pek çok şeyden.
Oysa bir devletin en önemli unsurlarından biri adalet kavramıdır. Adalet, yasalar önünde belirlenmiş kurallar dahilinde herkesin suçlarının eşit olarak yargılanması ve cezalandırılması demektir.
Adaletin yer almadığı toplumlarda insanlar mutlu değildir ve devlete karşı güven duymazlar. Güven duygusu olmayan toplumlarda ise huzur hakim olamaz ve gelişmiş bir toplum ortaya çıkamaz. Bu nedenle bir devletin yönetiminde adalet oldukça önemlidir. Devlet yönetiminde söz sahibi kişilerin adaletli olması gerekmektedir. Adalet koşulsuz sağlanmalı ve haksızlıkların karşısında durularak suçlular adil bir şekilde yargılanmalıdır.
Haksız yere yargılanmış ve cezalandırılmış insanlar toplum için bir yaradır. Bunun yanında suçlu olduğu halde rahatlıkla hayatına devam eden insanlar da olmaktadır. Bu insanların vicdanına dokunur ve mutluluğunu bozar. Bu nedenle toplumda adaletin sağlanması için mümkün olan her şey yapılmalı ve herkese karşı adil davranılmalıdır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde başlatılmış olan ‘adalet yürüyüşü’ dileriz bazı şeylerin değişimi için adım olur. Olan olaylar karşısında sadece seyirci olmaktan kurtulmayı tüm kalbimle diliyorum. İhtiyacımız olan tek şey adalet ha bir de tepki veren bir toplum olabilmek…
Okunma Sayısı : 1120