Habibe Tilki UZEL
Bizi ötekileştiren devlet!
Bizi ötekileştiren devlet!
“…Biz, Türklerin ekmeğini yiyoruz, başka hiçbir memlekette sığınmacıya bu kadar yardım edilemez. Bu millet, öyle söylendiği gibi korkunç değil bilakis bunun kadar barışçıl millet görmedim ve hiçbir yerde buradaki kadar sakin ve rahat olamayız. Türkler ile nerede karşılaşsak hep iyilikle bizi karşılarlar.” 16 Ocak 1725
“…Tanrı bizi buraya başkasına iyilik etmesini bilen bir millet arasına getirdi ve onların eliyle rızkımızı bol bol veriyor ki, bu ellere şükran borcumuz vardır.” 16 Ocak 1735
Tarih kitaplarının tozlu sayfalarını biraz karıştırdığımız zaman biz Türkler ile ilgili nasıl ifadelere yer verilmiş çok net bir şekilde görebiliyoruz. Yukarıdaki dizeler buna en güzel örneklerden. Üstelik cümlelerin sahibi de yaşadığımız şehir ile alakalı bir isim olan “Tekirdağ Tarihi’nin Macar Yazarı” unvanıyla tanınan Mikes Kelemen’e ait. Kelemen Türkleri ne de güzel yardımsever, iyilik etmesini bilen, barışçıl ve misafirper dışarıdan gelen kişileri de kabul eden bir millet olarak tanımlamış.
İnsan bu tip alıntıları okuyunca ister istemez iç çekiyor, hayıflanıyor, “ya şimdi nasılız?” diye sormaktan kendini alamıyor. Tarih kitapları bizi nasıl yazmışken bundan sonra nasıl yazacak gelecek nesillere? Dışarıdan gelen insana dahi kucak açabilen bir milletken bugün kendi kendimizi
Çok üzülerek söyleyebilirim ki hem bizim ülkemiz için hem de dünya geneline baktığımız zaman ‘ayrıştırma, ötekileştirme, sınıflandırma’ adına ne dersek diyelim hepsinin altında devlet eli olduğunu görmek mümkün.
Dönelim antik dönemlere kavim savaşları, ikiye bölünmeler beraberinde gelen kıyamlar. Bugün her konuda örnek gösterilen Amerika siyah-beyaz ayrımını özellikle başlatarak yıllarca köleleştirme sistemine hizmet etmediler mi? Komşumuz Suriye- Irak- İran kendi devletinin askeriyle çatışan muhalifler aralarında bölünerek müthiş bir çatışma içine girmediler mi? bunun neticesinde bu ülke insanları ne olduğunu anlamadan kendilerini kaosun tam ortasında buldular. Yine Filistin ve İsrail bu duruma net örneklerden biri. İsrail dini kullanarak empoze ettiği ötekileştirme ile küçücük çocukların üzerine bombalar yağdırmadı mı?
Ya bizde durum nasıl? Şükür henüz tam manasıyla iç savasın içindeyiz diyemeyiz ama bu gidişle hızla iç savaşa sürükleniyoruz. Tarihler boyunca farklıların bir arada uyumla yaşadığı bir millet olmakla övünen bizler şimdi yan komşumuz ile fikir ayrılığından kavga eder hale geldik. Sağ, sol, başı açık, kapalı, inananı, inanmayanı, Türk, Kürt, Alevi, Sünni derken parça pinçik hale yuvarlanıyoruz. Kimimiz ne kadar taraf olmamaya çalışsa da bu kez de “seç rengini” diyerek baskı uyguluyoruz.
Gezi olayları bu konuya örneklerden biri. Hatırlarsınız ki devletin polisi ile vatandaş düşmancasına hunharca bir tutum içine girmemiş miydi? Gencecik üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz polis ve provokatörlerin elinden yediği dayakla hayatının baharında yaşama veda etmedi mi? devlet polise yetki sizde diyerek vatandaşın üzerine düşman hattına salar gibi gönderirse bu tip olayların yaşanması doğallaşıyor.
Oysa beş parmağın beşi bir mi, özbeöz kardeşlerin huyu, suyu, suratları farklı değil mi? Hayatı güzelleştiren aynı olanla değil farklılık, çeşitlilik arasında uyumla ilerlemek değil mi? Yukarıdaki örneklere baktığımız zaman neredeyse hepsi devlet eliyle vatandaş üzerine uygulanmıştır. İnsanlık tarihi daha pek çok bu tip örneklerle doludur. Evet, ne yazık ki devletler ötekileştiriyor. Gerek kendi halkını, gerek diğer devletler üzerinde yapılan bu ötekileştirme planları hep oldu ve olmaya da devam edeceğe benziyor. O halde akıllı birer vatandaş olarak bize düşen bu bilgileri okumak, araştırmak, analiz etmek, devlet kendi çıkarları uğruna halk arasına ‘ötekileştirme tohumları’ atsa bile bu tohumları yeşertmemek. Farklı renklerle yan yana elbette yürürüz. İşte o zaman rengarenk ve güçlü bir zincir oluşturmuş oluruz. Biz Türk Milleti olarak istersek bunu çok güzel başarırız.
Okunma Sayısı : 1087
Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları
- 23 NİSANLARI UNUTMAYACAĞIZ!
- Kıl payı EVET tatmin etti mi?
- Tekirdağa yağmur yağmasın
- Tekirdağ dilenci kaynıyor
- Tekirdağ halkı isyanda
- Destan yazan Türk askeri, destanlaşan Türk askeri
- 8 Martta bile kadına şiddet!
- Kaldırımlar sergi salonu mu?
- Bekliyoruz, bozulan asfaltların hesabını kim verecek?
- Hani engelsiz bir kent sunulacaktı bize?