Özkan DİKMEN
EMEKLİLİK ve İŞSİZLİK


EMEKLİLİK ve İŞSİZLİK

 

Denklem güzel değil mi? Emeklilik ve ardından gelen işsizlik. Yani ülkemizde her geçen gün işsizliğin arttığını söyler dururuz. Bu durum resmi olarak da kayıtlarda mevcuttur zaten. Ama şöyle bir düşünelim, emekli olması gerekip te halen çalışmakta olanlar sahneden inse gençlere yer açılmaz mı?


Bu konu mu kaldı yazacak, başka bir şey bulamadın mı diyebilirsiniz. Haklı olabilirsiniz. Ancak küçük de olsa bir analiz yapıp, memleketin işsizlik sorununa bir çözüm getirebiliriz gibi geliyor bana.

 

Bakın binlerce kişi emekliliği geldiği halde halen memuriyetten veya devlet dairelerinden (işçi statüsü) ayrılmıyor. Her birinin ayrı bir nedeni var. Kimi çocuk okutuyor, kimi maaşı azalacağı için geçinemeyeceğini düşünüyor, kimisi ise emekli olursa dünyanın sonu gelecekmiş gibi düşünüyor.


Peki, sorun nerede? Bana göre sorun esasen anlayışta. Çocuk okutanlar zor olduğu için çalışmaya devam edip çocuklarına iyi bir gelecek hazırlama derdinde. Son derece haklılar. Her anne baba bunu yapmalı. Ancak kendi çocuğu üniversiteyi bitirdikten sonra halen emekli olmayanlar çocuğuna iş arıyorlar da, acaba kendileri emekli olmadığı için bir kadronun daha eksik kalmasını sağlayamıyorlar mı? Kendi çocuklarına olmasa bile başkasının çocuklarına bir yer açabilirler mi?

 

Teknoloji döneminde halen bilgisayar kullanmasını bilmeyen ve otomasyon sisteminden hiçbir halt anlamayanların halen devlet dairelerini meşgul ettiğini de atlamamak gerekiyor. Bu emekli olacak büyüklerimizin yerine genç nesil gelse ve devletin kadroları da daha işini seven ve daha dinamik bir yapıya kavuşsa fena mı olur?


Aslına bakarsanız döngüyü doğru kursak işsizlik oranı kendiliğinden kısmen de olsa azalacaktır. Yeni nesil para harcamayı sevdiği için de piyasa ekonomisi de canlanacaktır. Çok ütopik bir şey yazmıyorum. Minicik bir düşünün bakalım. Ülkemizde kaç milyon emeklisi gelmiş de halen çalışan insan var? Ve aynı ülkemizde kaç milyon üniversite mezunu gözleri ışıl ışıl genç kardeşimiz üretmek ve devletine katkı vermek için sıra bekliyor?


Bir çoğumuzun devlet dairelerinde işleri oluyor ve işlem yapmaya gidiyorsunuz. Zaman zaman bilgisayarın tuşuna dokunmaya korkan memurlarla mutlaka karşılaştınız. Orada genç bir kardeşimiz olsa işleminiz ne kadar sürede yapılır, düşündünüz mü? Daha aktif ve daha dinamik bir devlet kadroları için emekli olma yaşı gelmiş çalışanları da bu konuda bir düşünmeye sevk ediyorum. Devletini sevmek sadece sokakta elinde bayrakla yürüyüşe katılmakla olmuyor. Devletini sevmek gelecek nesilleri de düşünmekten geçiyor.

 

Daha yerel düşünecek olursak, büyükşehir belediyesine binlerce iş müracaatının olduğunu biliyoruz. Burada emeklisi gelmiş arkadaşların bıraktıklarını düşünsek genç kardeşlerimiz işe başlasa daha dinamik bir belediye çalışmaları olmaz mı? En azından hükümet caddesine dökülen asfalt bir kere yapılırdı. Kaldırımlarımıza döşenen taşlar dansöz gibi oynamazdı. Her bir yere sinyalizasyon yapmaz iyi bir hesaplama ile dal-çık kavşaklar yapılırdı. Bu örnekleri saymak çok mümkün. Mesela Büyükşehir Belediye Başkanının etrafında siyaseten değil de, okumuş bilgili genç danışman kardeşlerimiz olsa, başkan daha aktif olmaz mı? En azından kimse şeytanın çıraklığına soyunmazdı. Başkanı yanlış yönlendiren ve kurum içinde ikilik çıkararak ÇETİN mücadele ile ÜN SALan kimse olmazdı.


Yayınlanma Tarihi : 2018-04-11 18:46:06
Okunma Sayısı : 1068
sugar chef

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları