Özkan DİKMEN
GÜVEN OLUNCA


GÜVEN OLUNCA

 

Her alanda biraz güven olunca işler daha da iyi oluyor. Son bir ayda Tekirdağspor başkanı Salih Canikli ile iki kez radyo programı yaptım. Bu programlarda öne çıkan en büyük unsur ise güvendi. Yani şehir yönetime güvenmiş ve desteğini de karınca kararınca vermeye başlamıştı.

 

Tekirdağspor ile birlikte aslında yaşadığımız her an, ve her alanda bu böyle değil mi? Güven esaslı bir yaşam içinde hayatımızın ne kadar da kolaylaşacağının farkında mıyız? Güven, birlikteliği getirir ve bu birliktelik kent adına birçok kapının da kilidini açar.

 

Bugün halen TORSAB’ı konuşuyorsak ve olacak-olmayacak tartışmasındaysak bunun temelinde güven yatmıyor mu? Gelecek yatırımcının çevre hassasiyeti ne kadar olacak? Her kafadan bir ses çıktığında güvenin de oradan kaçacağını aklımıza getirmiyor muyuz?

 

Siyasette de böyle değil mi? Aynı parti içindeki yöneticilerin bile birbirine güveni yokken, bu ülke geleceği için nasıl siyaset yapabiliriz ki? Yani aslında havanda su dövüyoruz.

 

Şimdi gelelim iç siyasete. CHP ciddi bir kongre sürecinden geçti ve Milletvekili Faik Öztrak’da haklı olarak Parti Meclisine (PM) ardından Merkez Karar Yürütme Kurulu(MKYK) na seçildi. Ancak benim dikkatimi çeken bir hadise oldu. Daha doğrusu bir diyalog. CHP’nin Süleymanpaşa İlçe Başkanı İlker Yağcıoğlu’ndan bahsediyorum. Kendileri bir grup yönetici ile şahsımı ziyarete geldi. İyi de etti. Çok da sevdiğim ve kongre sürecinde desteklediğim bir figür. Ancak öteden beri kendisinde gördüğüm agresif yapıyı anladığım kadarıyla halen üzerinden atamamış. Yani hissettiğim hep bir atam peşinde ve her an birilerinden intikam alacakmış izlenimi. Hiç hoş bir durum değil. Siyasiler insan kazanmaya yönelik söylemlerde ve eylemlerde bulunurlar. Bu nedenle Yağcıoğlu’nun tavrını daha önce yazmıştım şimdi tekrar hatırlatmakta fayda var. Biraz esnek olmalı ve keskin kenarlı konuşmalardan kaçınmalı. Çünkü genç ve dinamik bir yapıya sahip. Siyasi olarak çalışmayı çok sevdiği gözlerinden belli. Kendisine destek olanlarla kurduğu ekibi ciddi derecede kent için bir katkı sunacak, buna şüphe yok. Ancak ‘keskin sirke küpüne zarar’ ata sözünden hareketle kendisinin üç düşünüp bir kere konuşmasının daha faydalı olacağını anlamışı gerekiyor. Ben dost olarak, ya da bir ağabeyi olarak tavsiyem keskin köşelerin biraz törpülenmesi. Yoksa geçmişte çok keskinler gördüm ben bugün isimlerini bile hatırlamıyoruz. Politika yaparken bir iz bırakmak istiyorsan önce parti içindeki karşında olanlarla yukarıda bahsettiğim GÜVEN çerçevesinde bir araya gelip çalışmalarını daha samimi ve keskin olmayan bir üslupla yoğurman.

 

Siyasi olarak diğer taraftan yeni yasa ile birlikte yeni dengeler ortaya çıkacak. Çok ilginç birliktelikler ve çok ilginç ittifaklar bizleri bekliyor. Aslına bakarsanız herkes daha bir ay önce kendi partisi içinde bir ‘hesap’ peşindeydi. Şimdi o hesabı yapanların hesapları çok karışacak. Belediye başkanlığı bekleyenler, milletvekili olmak isteyenler, meclise girme düşüncesinde olanlar. Herkes ama herkes şimdi farklı olasılıklar üzerinden yeni hesaplar yapmak zorunda. Ancak öyle bir noktadayız ki, kimsenin hesabı kimseye uymayacak. Uzlaşma kültürü en iyi olanın ciddi bir bicinde önde olacağını söyleyebiliriz sadece. Bana kalırsa öncelikli olarak vatandaş artık kendisinin düşünülmesini istiyor. Yani hesap yaparken ilk maddeye bence vatandaş olgusunun konulması en doğrusu. Yoksa iş işten geçince herkes kafasını vuracak bir duvar arar ki; nafile….


Yayınlanma Tarihi : 2018-03-12 13:35:33
Okunma Sayısı : 1092
kiremitçiler

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları