
Özkan DİKMEN
AFRİN(!)
AFRİN(!)
Askerde bize ilk öğrettikleri şey, askerliğin bir savaşma sanatı olduğudur. Bu nedenle Şu sıralar Suriye topraklarında olan Mehmetçikler’in neden orada oldukları ile ilgili siyasi kavgaları bir tarafa bırakıp herkesin bu memleketin geleceği için neler ortaya koyduğuna bakmak gerekiyor.
Etrafı düşmanlarla çevrili bir coğrafya da askerleri kışlaya hapsetmek ancak beceriksiz siyasileri işi olur. Bu nedenle Suriye operasyonunu destekleyenlerdenim. Allah orada bulunan vatan evlatlarını korusun ve çevremizdeki düşmanları bertaraf etsin.
Dikkat ederseniz Amerika’ya kafa tutuluyor ve yapılan açıklamada Afrin operasyonunda milli silahların kullanıldığına dikkat çekiliyor. Yani Türk Silahlı Kuvvetlerinin öyle kahve köşelerinde konuşulduğu gibi eli kolu ABD’ye bağlı değil artık. Öyle ABD bir düğmeye basacak F-16 düşürecek falan artık boş laf olarak tarihe geçiyor. Evet, ABD’nin elinde (ABD derini) tabi ki, dünya üzerinde bir gücü bulundurduğunu kimse inkâr edemez. Ancak buna büyük bedeller ödeyerek direnen bir Türkiye var artık. Öyle bir Türkiye ki, tam da kaypak Avrupalıların ve Amerikalıların yaptığı gibi yüzlerine gülüyor, öte taraftan işine geldiği gibi çıkıyor operasyona. Ayrıca ABD ile hiçbir zaman müttefik olmadık olamayız da.. Bu nedenle o kimse bizim dostumuz değilmiş gibi düşünelim derim.
Yapılan operasyon son derece yerinde ve bana göre geç bile kalınmış bir durumdur. Bu operasyon için ABD’nin sınır gücü kurma açıklamasını beklemenin bile gereği yoktu. Biz Suriye’ye barış için çoktan girmeliydik. Oradaki barışı tesis edecek bir ülke varsa o da Türkiye’den başkası olamaz. Bu konuda devletin tüm hamlelerini destekliyorum.
TEKİRDAĞSPOR NASIL KURTULUR?
Tekirdağ’ın başlıca konularından birisi de hiç kuşkusuz Tekirdağspor. Bu konuyla ilgili geçtiğimiz haftalarda bir yazı kaleme aldım ve Çorluspor ile birleşmesini gündeme getirdim. Yani takımı tüm kentin takımı yapmak adına böyle bir adımın da atılabileceğini söyledim. Henüz ses yok ancak bunu birkaç zaman sonra sanki kendi fikriymiş gibi gündeme getirip yüksek sesle söyleyenler olacaktır. Olsun bir yerden bir şey gelsin de ne olursa olsun.
Radyo Can’da programlara başladık biliyorsunuz. İkinci hafta konuğumuz Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak oldu. Kendisine bu fikrimi söylemekle birlikte, bir taraftan da sarı-siyahlı kulübün kurtuluşunun yine kendilerinden geçtiğini söyledim. Başkan Albayrak ise halen ben 100 bin lira kredi çekeyim, 20 kişi daha 100’er bin lira versin kulübü kurtaralım noktasında. İyi de bugün verilecek 1 milyon lirayla kulüp kurtulmaz ki.
Önce kulüp içinde şişirilen hesapları ele alacak. Tüm borçları ayrıntıları ve en küçük hanesine kadar hesaplayacak bir ekip iş başına gelmeli. Belli ki, yönetimde olanların veya destek verenlerin bazılarıyla ya bir sorun var, ya da gerçekten bu kulübün başarısı istenmiyor. O zaman geriye tek bir seçenek kalıyor. Kulübü kapatmak. Bence yapılacak en büyük hata bu olur.
Benim söylemek istediğim, kendin ileri gelenleri veya gelemeyenleri, adı her ne ise bir araya gelip sermaye odaklarını harekete geçirmeliler. Bir taraftan da yerel yönetimler kulübe sürekli gelir getirecek kaynakları tespit edip ortaya çıkarmalı. Doğru yapılaşma ve doğru hamlelerle kulüp geleceğini de garanti altına almış olur. Bunun için öncelikle samimi olmak gerekiyor. Birbirine güvenmek gerekiyor. Yani işin açıkçası, kulübün paraya ihtiyacı var diyerek, gelen yardımla önce kendi alacağını tahsil etmeyeceksin. Elini taşın altına koydunsa orada bekleyeceksin. Bu kulübü birlikte tutarsak ileri taşırız. Her gelen yönetimi birileri beğenmiyor. Beğenmeyenlere gidin siz yapın diyoruz, ben karışmam diyor. Boşuna konuşmayın da o elini taşın altına koyanlara destek olun diyoruz. Pişkin pişkin sırıtmalarına rağmen cevap alamıyoruz. Ben kulüp adına umudumu yitirmedim. Her şeye ve herkese rağmen bu kulüp başaracak.
Okunma Sayısı : 1636
