
Özkan DİKMEN
MALUM ŞEYLER
MALUM ŞEYLER
Oturup konuştuğumuz zaman bakıyorum herkes Tekirdağ’ın gelişimi için birlik olmaktan bahsediyor. İyi de herkes istiyorsa neden biz bir araya gelemiyoruz?
Çünkü kıskanç ve hasetliğin diz boyu olduğu bir dünya haline geldi memleket. Bu sadece Tekirdağ özelinde bir durum değil. Şöyle kafanızı kaldırın bir bakın, neredeyse ülkeyi sarmış bir hasetlik fırtınası var.
İyi de samimi olmak bu kadar mı zor? Bir arada insanların birbirine güvenmesi bu kadar mı ciddiyetten uzak? Bakıyorsun herkes birlik olup kent için elinden geleni yapacağını söylüyor. Veriyor gazı birbirine, sonra en fazla gaz alan yalnız kalıyor. Geriye dönüp baktığımızda bununla ilgili dünya kadar örnek sayabiliriz.
Bu sadece sosyal yaşamda değil, hayatın her alanında karşımızda. Siyasetten, bürokrasiye kadar hepsinde mevcut. İki memur yan yana çalışıyorlar. Biri elinde iş yok, diğerinin kafasında onlarca vatandaş çırpınıyor. Boşta olan iki vatandaşın işini de ben göreyim demiyor. Neden? Çünkü güya ‘onun işi değil.’ Oyla geleneklerimiz böyle mi söylüyor bize? Verdiğim sadece aklımıza gelen küçücük bir örnek.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Birlik olalım derken samimi olmamız gerekiyor önce. Yani aslına bakarsanız insanın kendine güveni olması ve kendi durumu ile barışık olması gerekmez mi? Yani önce başkalarından hareket beklemektense ilk hareketi kendimiz yapsak acaba toplum olarak daha mı başarılı oluruz? Kentin zengin birkaç ailesinden medet umanların aslında kendilerinin daha fazla beceriye sahip olduklarını görmezler mi? Yoksa işlerine mi öyle geliyor?
Yani duruma bakarsanız biraz sitem, biraz da vakit daha fazla geç olmadan Tekirdağ için çaba göstermeliyiz. 25 yıllık meslek hayatımda en çok karşıma çıkan durumlardan bir tanesi ise, “Sen gazetecisin şurada bir sorun var ve bizi rahatsız ediyor. Bununla bir ilgilen gündeme getir de konuyla yetkililer ilgilensin” cümlesidir. Yani topu başkalarına atmaktır. Durum sıkıntılı ise gazeteci tehlikeye giriyor. Cevap verilecek bur durum ise yine muhatap olan gazeteci oluyor. Ben şu cevabı veriyorum. “Eğer bu konu ile ilgili sıkıntı varsa senin ağzından bir beyanat alalım ve gündeme öyle getirelim.” El cevap: Yok beni karıştırma. Şimdi ben kötü olmayayım.
Oldu beyefendi başka ‘tetikçi’ lazım mı diye benim sorasım geliyor. Bazılarına soruyorum. İşte basının da geldiği durum ne yazık ki bu. Kimse elini taşın altına koymazken genç arkadaşlarımız zaman zaman popüler olma uğruna kendilerini sıkıntıya sokacak haberlere imza atıyorlar. Yani sözünü ettiğim model insanlar her zaman bir gazeteci buluyor ama sevindirici durum, bu tür kendini cahilce ateşe atacak arkadaşlarımız da neredeyse yok denecek kadar az. Yani artık meslek de daha bilinçli yapılıyor. Daha efektif kullanılarak haberler oluşturuluyor. Bizim ilk zamanlarımızda kendi popülerlikleri gidecek diye bize olmadık baskılar uygulayan meslek ağabeylerimizin yaptığını bizler şimdi gençlere yapmıyoruz. Aksine elimizden geldiğince de onlara yol göstermeye çalışıyoruz. Çünkü bu arkadaşlarımızın daha çok uzun yolu var ve yanlış yollara girmesinler istiyoruz. Hakkı ile yapılsın bu meslek ki, belki daha bilinçli bir nesile örnek oluruz.
Okunma Sayısı : 1163
