Habibe Tilki UZEL
ELİF VE AYDA, YOLUNUZ AYDINLIK OLSUN!

Ülkece yine çok zor günler geçiriyoruz. Hepimizin bildiği üzere geçtiğimiz günlerde İzmir’de gerçekleşen deprem maalesef derin acılara sebebiyet verdi. Deprem bu sefer hissettirip geçmedi, yıktı geçti. Evvel ezelden deprem ülkesi olduğumuzu bilip bu anlamda kadere bile bile lades diyor olmamız da ayrı bir saçmalık. Evet, deprem bir doğa olayı olabilir ancak deprem geldiğinde onu nasıl karşılamalıyız, nasıl korunmalıyız, nasıl plan program yapmalıyız, toplanma alanları nereleri ona göre ne olmalı tüm bunlara hazırlıklı ve bilinçli olmalıyız. İzmir’de oldu bitti değil mevzu, ülkemizde her zaman olabilme potansiyeli mevcut depremin. İzmir’de yaşanan acı olayların tekrarının olmaması için gerçekten bu kez başta hükümet olmak üzere herkes elini taşın altına koymalı.

İzmir depremi deyince şüphesiz hepimizin aklına iki güzel kız çocuğu geliyor. Elif ve Ayda…

Önce 3 yaşındaki Elif 65 saat sonra göçük altından sağ çıkarıldı. Sonra 4 yaşındaki Ayda tam 91 saat sonra yaşama sarıldı. 3 yaşında bir kız çocuğu annesi olarak kızım bir öğün yemeğini yemese içime dert olur. Karanlıkta değil bu kadar uzun saatler bir dakika kalmasına gönlüm razı gelmez.

Şimdi pek çoğunuz gibi benim de aklım, mantığım almıyor. Bu güzel yavrular buz gibi soğuk beton üzerinde, karanlıkta, aç susuz günlerce nasıl kaldılar? Onları koruyan kollayan kim oldu? Mantıksal hiçbir açıklaması yok, ikisi de o minicik bedenlerine rağmen çok güçlü kızlar ve yaşama sıkı sıkı tutundular. Onlara uzatılan yardım elini sıkı sıkı tuttular ve şükür ki gün ışığına çıktılar. İşte bu yüzden diyoruz ki ELİF ve AYDA MUCİZESİNİZ. Bundan böyle yolunuz, ömrünüz hep aydınlık olsun. Gördüğünüz karanlık günler en son o 65 saat ve 91 saat olsun güzel kızlarım.

Evet, İzmir yüksek şiddetle sarsıldı ancak İzmir’de herkes birbirine sıkı sıkı sarıldı. Gerçekten güzel örnekler ortaya çıktı. İzmir farkını ortaya koydu. Ancak diğer yandan bazı örnekler de şu dönemde bu kadarı olmaz dedirtti. Yardıma muhtaç olan vatandaşlarımız için toplanan yardım paketlerini alıp alıp büfesinde satanı da gördük, o kargaşada milletin telefonunu çalmaya çalışanı da. Fakat bizler iyiliğe, güzelliğe, nasıl güzel kenetlendiğimize döneceğiz yüzümüzü. Özellikle enkazların başında canıyla, dişiyle tüm şefkatleriyle çalışan tüm arama kurtarma, sağlık ekiplerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum. İyi ki varlar…