Habibe Tilki UZEL
SUYU ISINAN KURBAĞA GİBİYİZ

Her köşesi ayrı coğrafi güzelliğe sahip cennet gibi bir ülkede deyim yerindeyse cehennem gibi günler yaşıyoruz. Umudumuzu nasıl oluyorsa bunca şeye rağmen kaybetmiyor, her yeni güne daha insancıl, daha medeni, daha ferah, daha ekonomik olarak gelişmiş-değişmiş olmayı ümit ederek uyanıyoruz. Ancak sanki kötü bir cadı o sihirli fena değneğini bize değdirmiş gibi her şey düzelme şöyle dursun daha da kötüye gidiyor. Şahsen ben “bu iyi günlerimiz, daha da kötü olacak” cümlesini hiç sevmemekle birlikte bu cümlenin varlığına da inanmak istemiyorum. Bu ülke, bu ülkede yaşayan insanımız, çocuklarımız çok daha mutlu, çok daha rahat, çok daha kaygısız yaşamayı elbette hak ediyor.

Yurt dışına çıktığım zamanlarda sokaklarında yürürken her nedense o ülkenin insanlarının sokaktaki yürüyüşlerini, tavırlarını, gözlerinde ne hissetlerini anlamaya çalışarak meslek hastalığı diyelim gözlemlemeyi severim. Çoğunda gördüğüm şey ise ne yazık ki bizim insanımızda olmayan o şey. Kaygı okumuyorum hal hareketlerinde, tavırlarında, surat ifadelerinde. Bizim insanımıza şöyle bir sokağa çıkıp azıcık gözlemleyin büyüğünden küçüğüne kederli bir kaygı oturmuş durumda. Hele ki son yapılan bu aşırı ultra zamlar ile artık insanımız kaygıdan da ötesini yaşıyor. Psikolojik bir araştırma yapılsa yüzde yüzümüzde gelecek korkusu, belirsizlik endişesi, boşluk kaygısı çıkar.

Yukarıda bahsettiğim konuların hiç biri bir gecede olmadı. Suyu ısınan kurbağa hikayesini çoğunuz bilir. Kurbağayı sıcak suya birden atarsanız, fark eder ve sıçrayarak kurtulmaya çalışır. Ancak kurbağayı soğuk suya koyup yavaş yavaş ısıtırsanız kurbağa suyunun ısındığını anlayana kadar iş işten çoktan geçmiş demektir. İşte ülkemin insanın hali bu. Soğuk suya konup yavaş yavaş suyumuz ısıtıldı ve biz ne olduğunu anlayana kadar içinde yanmaya başladık. Şimdi de bir çıkış yolu bulamıyoruz. Büyümüzden küçüğümüze hevesimizi kaçırıp, yaşam enerjimizi elimizden alan herkes bu mesele de suçludur. Fakat pes etmeyeceğiz. Başta mülteciler olmak üzere ülkemizi onlardan temizleyip, ısınan suyu bir güzel kapatıp gereği neyse yerine getirmeliyiz. O çok istenilen bölünme çalışmalarına kanmadan, bir olup farklılarla el ele tutuşup en başta çocuklarımıza güzel, yaşanabilir, güvenli bir ülke ortamı hazırlamalıyız. Lütfen herkes bazı şeyleri iyi analiz etsin, yolumuz uzun, at gözlüklerini artık çıkarma zamanı…

Herkese aydınlık günler diliyorum…  

Yayınlanma Tarihi : 2022-7-18 13:36:06
Okunma Sayısı : 688
kiremitçiler

Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları