
Özkan DİKMEN
CENGİZ GÜNAY ÖNCE KENDİNE BİR BAK SONRA DEDİKODUMU YAP
Son zamanlarda sürekli Özkan’ın gazeteciliğini sorgulayan, beğenmeyen, dudak büken hatta küçümseyenler olduğunu duyuyorum. Kulağımıza gelmeyeceğini düşünerek bol keseden atan önemli koltuklarda oturan şahsiyetler(!) bunları yapanlar.
Hiç öyle üstü kapalı yazmayacağım. Bunlardan birisi Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cengiz Günay. Sayın Günay meslektaşlarımla ilgili hemen hemen herkes hakkında utanmadan dedikodu yapıyor da ben benimle ilgili olan mevzuya değineceğim.
Benim piyanist olduğumu ve son birkaç yıldır gazetecilik yapığımı söylüyormuş sürekli. Bunu meslektaşlarıma ve ortak dostlarımıza söylüyor. Sanki ben duymayacağım. Her şeyi duyar görür ama zamanını bekleriz. Tıpkı bu yazıda olacağı gibi.
Şimdi şöyle başlayalım. 1994 yılından itibaren Tekirdağ Şafak Gazetesi arşivlerine bir baksın. Nasıl gazetecilik yapmışız. Bir dönem kenti kasıp kavuran Kanal 59 arşivlerine de baksın. Hepsi var.
Gazeteciliğimi sorgulayacaksa halen hayatta olan Mustafa Aydoğdu, Sabri Son, Nihat Efe gibi Tekirdağspor’da başkanlık yapmış kıymetli büyüklerime sorsun.
Bunlara sormaya kendini yediremiyorsa açsın Hürriyet, Milliyet, Posta Gazetelerinin arşivlerini nasıl gazetecilik yapmışız görsün. Öyle tek bir konuda değil, kentin her konusunda orada olduğumuzu görsün. CNN TÜRK, Kanal D bunları söylemiyorum bile.
Halen de aynı zihniyetle mesleğimize devam ediyoruz çok şükür. Ha merak ediyorsa Devletim bana SÜREKLİ BASIN KARTI vermiş, yani buna da hak kazanmışız onu da belirteyim. Sürekli basın kartı öyle birkaç yıl gazetecilik yapana verilmiyor. Bil istiyorum.
Piyanistliğimi küçümseyerek etrafındakilere söyleyen Oda başkanı zat sen önce o oturduğun koltuğun hakkını ver de biraz ağır ol. Milletin dedikodusunu yapacağına son seçiminde ortaya koyduğun 5 projeye ne olduğu onun hesabını ver. Daha da soracaklarım var onları da şimdi merakla okursun.
Ben piyanistliğimden de müzisyenliğimden de son derece gurur duyuyorum. Sesim de güzeldir. Bir programda yaparım sana da bir müzik dinlersin can kulağı ile. Müziği bırakmıştım sırf sen ve senin gibi birkaç tane daha var böyle konuşan inadına yeniden başlayacağım müziğe. Gururla da yapmaya devam edeceğim. Sen ve senin gibiler kimsiniz de benim mesleğimi küçümsüyorsunuz. Haddinizi bilin işinize bakın.
Belli ki son zamanlarda biraz sakin kaldık da millet gevşek gevşek konuşuyor oldu. Söylediğim gibi bunlardan biri de TSO Başkanı oturduğu koltuğunu ağırlığı altında ezilmiş Cengiz Günay’dan başkası değil. Birlikte çalıştığım Gazeteci Habibe Tilki bir yazısında Ticaret Odası’ndan bahsetmiş ve dava edeceğini söylemiştin. “Gerek yok beni de karşına alma” demiştim. Sen de “SENİ KARŞIMA ALSAM NE OLUR” demiştin ya bundan sonra karşındayım bakalım ne olacak?
Şimdi soralım bakalım…
Peştemalcı caddesindeki Vali Konağı’nın arazisini almak için mal sahibinin satmak istememesine rağmen Ticaret Odası adına alacağız dedikten sonra ikna edip, “Ya yönetim kabul etmedi. Ama maden satacaksın ben alayım” kurnazlığını yazmadığımız için mi benim gazeteciliğimi sorguluyorsun?
Aynı arazinin imar mevzuatına aykırı olmasına rağmen kot farkını Peştemalcı caddesinden almak istemen ve buradan haksız üç kat fazla kazanç elde etmek için çalmadığın kapı kalmadı o dönem, bunları yazmadığım için mi gazeteciliğimi sorguluyorsun?
TSO’nun son seçimlerinde 5 proje göstermiştin. Bunların hiç birisinde bir arpa boyu yol alamadın veya almadın, bunu sürekli sormadığımız için mi gazeteciliğimizi beğenmiyorsun?
Ben gazeteciliğim gereği her Ankara ziyaretinde bakanlıklar ziyaretimiz varsa hemen Tekirdağ ile ilgili o bakanlığı ilgilendiren sorunları dile getirip talepte buluyorum yani Tekirdağ’da ne isem Ankara’da da öyleyim. Şehirden şehire ne düşüncem ne fikrin değişiyor. Senin gibi Ankara’da Ak Partili, yolda MHP’li Tekirdağ’da CHP’li olmuyorum. Vücudumuzda omurga önemli bir işlev görüyor sen de dikkat et.
Sormaya devam edelim. Yok öyle hemen bitirmek.
İstanbul yolu üzerinde Ticaret Odası adına alınan ve hissedarlı olan araziye bugüne kadar hiçbir şey yapamadın, yaptırmadın bunu sormadığımız için mi gazeteciliğimizi sorguluyorsun?
O arazinin ilk hissadarlarından kaç kişi kaldı, hisse satan var mı? Satılan hisseleri kim topluyor? Bunları sormadığımız için mi gazeteciliğimizi sorguluyorsun?
Ülkemizin gurur kaynağı ETİ’nin bölge distribütörlüğünü yapıp PARA KAZANAMIYORUZ diyen SEN Çorlu’ya ayrı, Tekirdağ’a ayrı ticaret merkezleri yapıyor olmanı ve “Hayırdır bu para nereden geliyor, hani kazanamıyordun” diye sormadığımız için mi gazeteciliğimizi sorguluyorsun?
Bunları sorduk bir küçük sorum daha var.
Ticaret odasından emekçi arkadaşları gece gündüz mesai haricinde esir edip evin gibi kullandığını ve bunun bu dünyada da, öteki dünyada da vebali olduğunu yazmadığımız için mi gazeteciliğimizi sorguluyorsun?
Sen kimsin de benim gazeteciliğimiz sorguluyor, zamanında yaptığım müzikle alay edip küçümsüyorsun. Sen önce oturduğun koltuğun hakkını ver. Kent için bir şeyler yap bizler de destek olalım kente önemli kazanımlar sağlayalım. Daha odanın karşısındaki Marina’ya sahip çıkamıyorsun sen ne işe yararsın online toplantı yapmaktan başka…
Dahası da var da belki daha sonra…
Okunma Sayısı : 766
