
Özkan DİKMEN
YENİ YIL MI?
YENİ YIL MI?
Komplo teorileri bir tarafa yeni yıla anlı şanlı, ciddi gürültülerle girdik. Tam saatler 00.00’ı gösterdiğinde kendimi çatışmanın ortasında bir arazide zannettim. Ciddi bir gürültü vardı. Bu gürültülerin ne olduğunu söylememe gerek yok. Havai fişeklerin arasına karıştırılmaya çalışılan silah seslerinden bahsediyorum.
Önceki yıllarda da bu tür sesleri duyuyorduk ancak son yıllarda bu sesler daha da arttı. Bu nasıl bir cesaret kentin orta yerinde onu da anlamış değilim. Tem sevincimiz ise kimseye bir şey olmamasıydı.
Yeni yıla tabi bir taraftan da zamlarla girdik. Her yıl aynı konu, ‘Asgari ücrete zam yapılır, fazlasıyla tüketim ve ihtiyaç ürünlerine de zam yapılır.” Bu artık alışageldiğimiz bir durum olmaya başladı ki, diğer ülkelerin hiçbirinde böyle bir uygulamanın olduğunu düşünmüyorum. Yılbaşı zamları sanki sadece bizlere has bir durum gibi geliyor bana.
Bu kargaşa içinde bir de 2019 için önemli bir sınavımız var. Mart ayında sandıklara gideceğiz. Olduğuna inandığımız ve inanmak istediğimiz demokrasinin bir gereği olarak oylarımızı kullanacağız ve kentimizi yönetmek isteyenler için tercihimizi yapacağız. Siyasi manevralar ve yapılan ittifaklarla ilgili daha önce çeşitli yazılar kaleme aldık. Herkesin gönlünde mutlaka bir aslan yatıyor ama siz siz olun aslanı satmayın. Gönlünüzde kim varsa üç kuruşa veya iki güzel söze aldanmayın. Gelecek Türkiye’si ve geleceğin Tekirdağ’ı için aklınız kime onay veriyorsa ona yönelin.
Yeni yılın biraz daha hoşgörü ve empati yılı olmasını istiyorum. Öyle kutuplaştık, öyle tahammülsüz olduk ki birbirimize anlaşılır gibi değil. Her an gardını almış boksör gibi bekliyoruz. Sürekli bir tartışma ortamındayız. Aslında biraz düşünecek olursak çok değil biraz da geçmişi hatırlayacak olursak anne ve babalarımızın nasıl da birbirleri ile rahat konuşabildiklerini düşünürsek aslında konu çözülecek. Aslında koca koca binaların içine bizleri tıktılar. Ekonomimizi ciddi derecede düşürdüler ve insanların birbirleri ile olan ilişkilerini mümkün olduğunca kısıtladılar. Durum böyle olunca da ilişkiler hep yüzeysel ve hafif kaldı. Ciddi arkadaşlık ve dostluklar yok denecek kadar azaldı. Aslında bizim ihtiyacımız olan, eğer yeni yıldan güzel şeyler bekliyorsak, bizden olmadığına inandığımız, bizim gibi düşünmeyene ilk eli uzatmamız olacaktır. Kimse başkasının kendisi gibi düşünmesini zaten beklememeli. Ama uzanan bir sıcak ele kimsenin hayır diyeceğini sanmıyorum. Bu nedenle birilerinin fikrine, duruşuna, ne yaptığına karşı çıkmadan tartışmaya girmeden önce tüm saflığı ile dost elimizi uzatsak acaba daha çekilebilir bir yaşam tarzımız olmaz mı?
Gerginlik, kötü düşünce insanı her zaman kötü olmaya sevk eder. İyi düşünce ise insanı yüceltir, diğer insanların sevdiği insan haline getirir. Ne dersiniz bu yıl böyle bir düşünce içinde olsak fena mı olur?
Okunma Sayısı : 1308
