
Özkan DİKMEN
BOŞ SAYFAYA BİR ŞEY YAZMAK
BOŞ SAYFAYA BİR ŞEY YAZMAK
Kent ve ülke gündemi, zaman zaman dünya gündemi ile kendi fikirlerimizi bizleri takip edenlerle paylaşırız. Yazı yazmak, düşünceleri bir araya toparlayıp bunu boş bir sayfada ‘FİKİR’ haline getirmek zannedildiği kadar basit değil. Gerçi şimdi sosyal medyada her ‘beyni’ olan bir şeyler yazıyor ya, o başka bir durum.
Gazeteci olmaktan bahsediyoruz. Özellikle bu günlerde siyasi ağırlıklı yazılarla fikrini kamuoyu ile paylaşman gerekiyor. Bunu yaparken cümleleri dikkatli kurmak gerekiyor. Bazen bizler aceleyle aklımıza geleni yazıya dökmek için acele ediyor ve zaman zaman hatalı cümleler de kurabiliyoruz. O da başka bir durum.
Ancak son günlerde duayen mevzusu ortaya çıktı ki; çok şaşırdığım bir durum. Gazetecilerin duayeni bellidir. Mesleğe 50 yaşından sonra girmiş veya kuruyemişçiyi kapatıp ‘bir de gazeteciliği deneyeyim’ diyenlere bizler yaşı ne olursa olsun duayen demiyorum. Hani bilin diye diyorum. Duayen olmak kolay değildir. Bazıları duayen olamadan yıllarca meslek içinde kalıp gidiyorlar.
Yani nasıl elinde fotoğraf makinası olana ve hasbelkader programları takip edenlere ‘gazeteci’ demiyorsak, şu duayen kelimesini de kullanmasak diyorum. Başta da dediğim gibi boş sayfaya bir şeyler yazıp ‘fikrini’ ortaya koyan, tanık olduğu ve takip ettiği olayları insanlara ‘HABER’ olarak aktarabilme kabiliyeti olanlar önce bir mesleki deneyim yaşasınlar sonrasında duayenliklerine bakarız.
3 yılı Giresun’da 24 yılı Tekirdağ’da devam eden mesleğim için, yani 30 yıla yakın bir zaman dilimi içinde biz kendimize bırakın duayeni, ‘tecrübeli’ bile diyemiyorsak, başkalarının duayenliğini kabul edecek durumda asla olmayız. Duayen dediğiniz gazetecilere bakmak gerek. Kaç meslektaş yetiştirmiş, kaç tane fikir ortaya atmış da memlekete faydalı olmuş. Yoksa iki fotoğraf çekip bunu yayımlamak çok da gazetecilik olmuyor. Bu kadar ayağa düşürmeyelim. Mesleğimiz içindeki çürükler olabileceği gibi onurlu ve çok ciddiye alınması gereken bir meslektir.
Kolay değil öyle elinde kâğıt kalem fikir ortaya koymak. Bu nedenle mesleğimi ciddiye alıyor ve çok seviyorum. Zaman zaman mesleği kötüye kullanan veya hak ettiği değeri bu mesleğe veremediğine inandığım şahsiyetlere de tepkimizi gösteriyoruz. Haklı olduğumuzu bildiğimiz için kimseden de lafımızı esirgemiyoruz. Durum böyle olunca kıskanılan ve ‘kötü’ biri olarak camiada yansımalarımızı görüyoruz. Bunca yıldır hakkımızda yapılmayan dedikodu kalmadı gibi. Hepsini gördük, duyduk, canımızı sıkan da oldu, gülüp geçtiğimiz de oldu. Ama halen kafamız dik mesleğimizi icra etmeye çalışıyoruz.
Bunları neden yazdım?
Özellikle seçim dönemlerinde kendilerini gazeteci sıfatıyla ortaya atıp ‘bulunmaz Hint kumayı’ gibi gösterenleri ayırt edin. Aldanmayın ki; aldatmayasınız. İhtiyacınız olduğunuzda değil, biz her zaman gazeteciliğimizi yapmaya gayret ediyoruz. Varın gerisini siz anlayın.
Okunma Sayısı : 1212
