Habibe Tilki UZEL
Rektör Şahinin samimiyetini sevdik
Rektör Şahin’in samimiyetini sevdik
Üniversitelerin kent üzerindeki pozitif etkileri say say bitmez. Özellikle bir kentin tam manasıyla kentleşmesi amaçlanıyorsa üniversite burada büyük bir role sahiptir. Kentin sadece nüfusunun artmasına vesile olmaz aynı zamanda doğrudan veya dolaylı olarak iştiham yaratır, gerek akademik personelin gerek öğrenci ve yakınlarının harcamaları kentte ekonomik canlılığı beraberinde getirir. Hele ki kente eğitimin önemini aşılıyor modernliği de beraberinde getirebiliyorsa bu muhteşem bir olgunlaşmadır bir kent için.
Tekirdağ’da bildiğiniz üzere bir üniversiteye sahip. 2006 yılında kurulan Namık Kemal Üniversitesi her geçen gün kendini geliştirmeye çalışan bir eğitim yuvası. Ancak üzülerek söylemeliyim ki kent ve üniversite arasında gözle bariz bir şekilde görülen kopukluk mevcut. Hatta zaman zaman bu diyalog eksikliğini belirtmek için üniversiteye “hayalet üniversite” yakıştırmaları da yapıldı. Elbette bunun nedeni büyük oranda üniversitenin yönetiminden kaynaklı idi.
Ancak Namık Kemal Üniversitesi kendi adına olumlu bir dönüm noktası içinde dersek yanlış ifade etmiş olmayız. Sık sık Feto ile anılan üniversite ne kendini doğru düzgün anlatabilmiş idi ne de kent halkıyla iç içe olabilmişti. Üniversitesi olan bir kent olmasına rağmen şehrin çarşısını şöyle bir turladığınızda neredeyse yok denecek kadar az üniversiteli öğrenciye rastlarsınız. Kampus içindeki halka da açık olan sosyal yaşam alanlarını kent halkı da ayağını basmış değil doğru düzgün. Hal böyle olunca da kentte üniversite var mı yok mu belli olmuyor. Bu da kentin hanesine eksi olarak geçiyor.
Fakat yaklaşık 100 gün önce rektör olarak atanan Prof. Dr. Mümin Şahin NKÜ’nün bu kaderini değiştirmek için düğmeye acil bir şekilde bastı. Bizler de dahil pek çok kişi yine üniversitenin hayalet okul olarak kalacağı yönünde fikirler ortaya attı. Ancak Rektör Şahin ilk iş kendine güvenebileceği bir ekip kurdu. Bu anlamda ona şüphesiz ki en çok yardımcı olan isim yıllarını üniversite çatısı altında geçirmiş olan Prof. Dr. Bülent Eker. Prof. Eker Hocamız Rektör Yardımcılığı görevi ile elinden gelenin fazlasını yapıyor. Yine ekibe dahil olan isimler Üniversite Genel Sekreteri Murat Eren, Genel Sekreter Yardımcıları Doç. Dr. Yılmaz Çakıcı ve Adnan Arabul.
Rektör Şahin önderliğindeki ekip etrafa gayet samimi bir enerji sunuyor. Bunu neye istinaden söylüyorsun derseniz üniversite kapılarını çok uzun bir aradan sonra ilk defa basına açtı. Mümin Şahin ve ekibi basın mensuplarını Rektörlük binasında verdikleri kahvaltı ile misafir etti. Rektör bey göreve geldikleri ilk 3 ayın sonunda neler yaptıklarını sunum ile tek tek anlattı. . Son derece sıcak ev sahipliği ve pozitif bir duruş ile basın mensuplarının sorularını yanıtlandı. Mesafeli üniversite olarak anılan NKÜ’nün imajı bir anda değişti. Buna imza atan şüphesiz ki Mümin Şahin ve ekibi oldu. Artık kentimizde bulunan üniversitenin kapıları hepimize, herkese açık. Kendisi de bunun geç kalınmış bir durum olduğunun altını çiziyor. Bizler basın mensupları olarak özenli bir davet verip, son derece ılıman bir ortamda karşılıklı fikir alış verişi yapılmasından son derece memnuniyet duyduk. Yerel gazeteciler olarak bizler sorularımızı Rektör beyin verdiği samimiyet duygusu doğrultusunda sorduk kendisinden de kibar bir dille güzel cevaplar aldık. Umarız bu faydalı dialog ilk olarak kalmaz devamı sık sık gelir.
Öyle gözüküyor ki NKÜ’ne atanan Rektör Prof. Dr. Mümin Şahin ile üniversite çok daha kaliteli işleri başarmış olup kendini kentten soyutlamayacak. Aksine kentte bir üniversite olduğunu bize daima hatırlatacak. Tekrar hem kendisine hem de ekibine bu güzel davet ve ev sahipliği için teşekkür eder, iyi çalışmalar dileriz.
Davetli miyiz değil miyiz?
Bilindiği üzere 10 Nisan’da Polis Teşkilatı’nın 174. Yıldönümü idi. Bu anlamda kentte bulunan Ramada Otel’de bir resepsiyon gecesi düzenlendi. Biz gazetecilere de çeşitli telefonlar geldi. Telefonda böyle bir gecenin olduğunu ve bizleri aralarında görmekten mutluluk duyacaklarını ifade ettiler. Biz de dahil olmak üzere bazı meslektaşlarım o geceye iştirak etmek için otele giriş yaptık. Organizasyona fazlasıyla önem verilmiş her şeye son derece özenilmişti. Gelen davetliler lcw belirtip salona giriş yapıyorlardı. Bizlerde “basın” olarak davet aldığımızı belirtip giriş yapmak istedik. Ancak salon kapısında sıra sıra duran görevlilerden geçiş yapamadık. Hatta büyük ihtimal organizasyon şirketi tarafından görev verilmiş olan hostes hanımlardan “lcwniz olsaydı girerdiniz” şeklinde bir azarı da yedik. Bir yanlışlık var çözülür iyi niyetiyle bir süre bekledik ancak sonuç alamadık. Kafamızda çılgın sorular dönmeye başladı. Akşam 18.00 de dahi aranıp davet ediliyor olmamıza rağmen salonda basına ayrılan bir masa v.s yoktu. Hal böyle olunca sadece görüntü alıp neticede işimizi yaptık ve salondan ayrıldık. Ancak o gece bizim için bir bilmece şeklinde kaldı. Davetli miydik? Davetli değil miydik? Telefonla arandık davet edildik o halde neden salona alınmadık? Davetli değilsek neden o telefonlar geldi? Üstüne bir de sanki zorla girmeye çalışıyormuşuz gibi hostes kızlardan ayar aldık. Anlayacağınız biz bir şey anlamadık. Konuyu özetledim. Anlayabilen bize de anlatsın. Her şeye rağmen teşkilata nice yıllar dileriz.
Okunma Sayısı : 1803
Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları
- Oy kullanmıyorlar diye çocuklar göz ardı mı?
- Tekirdağ seçmeni tavrını koydu
- Tekirdağın heykelle sorunu ne?
- Kadının düşmanları kim?
- Seçimde kaç kadın adayımız var?
- Tebrikler Süleymanpaşa Zabıta Ekipleri
- İÇİLİYORSA ALO 184Ü TUŞLA!
- TEKİRDAĞ'DA NEDEN YOK?
- Elindeki poğaçayı sessizce bırak!
- Büyükşehir Belediyesi 10 Ocakı sevmiyor