Habibe Tilki UZEL
Oy kullanmıyorlar diye çocuklar göz ardı mı?


Oy kullanmıyorlar diye çocuklar göz ardı mı?

 

 

Ülkece yerel seçimi geride bıraktık. Ayrıca sanırım ülkenin en uzun sayılan seçimini yaşadık. Her partiden olsun tüm siyasiler sayısız vaatlerde bulundular. Çocuklara olan özel ilgimden olsa gerek vaatleri incelerken ben hep acaba çocuklar için ne söylüyorlar diye bilhassa bakıyorum.  Biz büyükler seçimlerden, sandıktan çok şey bekliyoruz. Peki, çocuklarımız beklemiyor mu? Onlar neler istiyor? Onların hayal ettiği mahalle, şehir, ülke nasıl acaba?

 

Bu anlamda  İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu 7-12 yaş arası çocuklarla atölye çalışmaları düzenledi ve onların sesine, beklentilerini ifade etmeleri için aracı oldu. Bakın çocuklar isteklerini nasıl güzel ifade etmişler üstelik istekleri yerine gelse çok daha yaşanılası bir ülke olmaz mıyız? 


“Çok film izlemek istiyorum ama sinema biletleri pahalı, ücretsiz film izleme yerleri olsun mahallemizde.”

“Bisiklet sürmek için alan bulamıyorum.”

“Trafik azalsın istiyorum.”

“Okul servislerimiz çok pahalı, ücretsiz olsun.”

“Tüm Mahallelere tüm spor dallarının olacağı tesis yapılsın.”

“Ücretsiz internet alanımız olsun.”

“Oyuncaklar çok pahalı oyuncak parkı olsun oynayalım doyasıya.”

“Market fiyatları çok pahalı istediğimizi alamıyoruz, indirim olsun.”

“Mahallemizde kaliteli parklar olsun istiyoruz.”

 

Bunlar çocukların istediklerinden sadece bir kısmı. Çocuklar siyasilerin televizyonlarda bangır bangır bağırarak hayal anlatmalarını değil gerçek projelere imza atmalarını istiyorlar. Kentlerin çocuk dostu olmasını istiyorlar. Hepimiz el ele verip ne kadar mutlu çocukluk yaşatabilirsek onlara o kadar mutlu bir toplum yaratmış oluruz. Partililer seçim öncesi verdikleri sözlerin bakalım ne kadarını hayata geçirebilecekler. En önemlisi çocuklar adına neler yapabilecekler.

 

Evet, çocuklarımız yaşları gelene kadar oy veremiyorlar ama bizlerin verdiği oyların sonuçlarına onlar da dahil oluyorlar. O yüzden onlara güzeli, doğruyu yaşatmaya ve sunmaya borçluyuz. Hep söylediğim şeyi yine yeniden dile getireceğim çocuğuma canımı veririm gibi klişe cümleleri çok kolay söyleyebilen bir toplumuz. Ancak iş pratiğe geldiğinde ne yazık ki çocuklara en az değer, önem veren bir halkız. Sözde seviyoruz biz onları ne acı ki. Bunca çocuk ölümleri ve çocuk istismarı, tecavüzleri de bu yüzden bu topraklarda yaşanmıyor mu zaten. Onlara kaliteli bir çevre, eğitim, yeterli oyun alanları sunmuyoruz. Yoksulluk çoğu çocuğun yakasını daha el kadar bebekken yakalıyor. Canı çektiğini uzanıp alamıyor olması kimin ayıbı bu pahalılıkla? Doğaya uzak kalan, bencil insanların bolca bulunduğu, yoğun trafik, kirli havada büyümelerine göz yumuyoruz. Dahası sanatla, kültürel faaliyetlerle onları donatamıyoruz. Sinemaya, tiyatroya, konsere minik yaşından itibaren aşina olmalarını sağlamıyoruz. Aile içinde şiddet gören çocuğa el uzatmıyoruz, istismara uğrayan çocuk korkarak göz yumuyor bu kan donduran olaya. Sonca çocuğumuz bu tür olaylara kurban gitti. Siyasilerimiz neden o günlerin hesabına hiç düşmüyor? Bu kadar sağlıksız koşullar içinde büyüyor yavrularımız biz hepimiz buna göz yumuyor sonra da çocuklarımızı çok seviyoruz diyoruz. Sevgi bunun neresinde tartışılır? Son seçimi geçirmiş bulunmaktayız. Bu topraklar sadece büyüklerin değil. Asıl çocuklarımızın. En büyük beklentim bu dönemden itibaren tüm ülke çocuklarının çok daha kaliteli yaşam standartlarına erişmiş olması.


Yayınlanma Tarihi : 2019-04-15 11:31:23
Okunma Sayısı : 1214
reklam yan

Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları