Özkan DİKMEN
KESİLEN SULAR
KESİLEN SULAR
Yaz bitti herkes normal hayatına döndü. Sosyal medyada, daha doğrusu sosyal yaşam alanı yaptığımız bilgisayar ve akıllı telefonlarımızın içindeki bizlerin gerçek hayata dönme zamanı geldi. Farkındaysanız neredeyse kahve içmek için bile oturduğumuz insanla cepten mesajlaşır hale geldik. İki saniye telefonumuzu yanımızdan ayıramıyoruz. İki dakika bakmadan duramıyoruz. Ayrı bir hastalık haline geldi. Bu gidiş iyi gidiş değil haberiniz olsun.
Neyse konumuz bu değil tabi. Yaz bitti dedik. Yaz aylarının en çok konuşulan konularının birisi hiç kuşkusuz şehrin kesilen suları. Daha doğrusu arıza nedeniyle vatandaşa ulaşamayan sular. Ya elektrik arızası sebep oluyor, ya da patlayan ana isale hattındaki borular.
TESKİ bu konuda hedef oldu. Olmalı da. Hedef olmalı ki, daha dinamik bir yapıyla çalışmalarını sürdürebilmeli. Ben son zamanlarda yapılan ana cadde üzerindeki mazgallara takmıştım da onu da belki birazdan işlerim.
Su kesintilerinin çeşitli sebepleri var dedik. Bunu gören TESKİ yönetimi öncelikle Çorlu bölgesine devasa jeneratör alarak bu sorunu kısmen de olsa çözdü. Ancak Aşağısevindikli bölgesinden geçen ana isale hattındaki arızalar bir türlü bitmiyor. Önceki yıllarda derenin üzerinden geçen izale hattı vardı. Bunu biliyoruz. Bilinçsiz ve tecrübesiz olarak yapılan bu isale hattının arıza vermemesi zaten normal değildi. TESKİ belli ki büyük bir özveri ile bu arızaları gidermek için çaba gösteriyor. Özellikle orada gece gündüz emek veren çalışanlara teşekkür etmek gerek.
Burada sorumlular bir an önce ciddi ve kalıcı bir projeyi hayata geçirerek sorunu kökünden çözmesi gerekiyor. Aksi takdirde daha çok sabaha kadar arıza giderilmeye çalışılır. Bu devirde bir kenti susuz bırakmak çok had hoş olan bir durum değil. Söylemedi demeyin.
Bunun günahını sadece TESKİ’ye yıkmak ta hoş değil. Bizim bir Naip Barajı’mız vardı. Ne oldu? Hani Devlet Kurumu olan, İktidarda olan Ak Parti’nin yönettiği devlet kurumlarından birisi, hani 2015’de TESKİ’ye teslimi yapılacak olan, hani Belediyeyi sürekli ağır şekilde eleştiren sosyal medya ‘kahramanlarının’ mensup olduğu partinin kontrol ettiği DSİ’nin ihale ettiği. Acaba çıkan arızalar sonrası TESKİ’ye yüklenen zihniyete soruyorum. Sizin hiç mi kusurunuz yok?
Gelelim mazgal konusuna. Hükümet caddesini alttan yukarı aracınızla yol aldığınızda denizde dalgaların üzerinde giden tekneler gibi hissediyorsunuz. Mazgallar bir türlü asfalt seviyesinde yapılamıyor. Bu konuda çalışan firmalar ya iyi seçilemiyor, ya da gereken itina gösterilmiyor. Yapılan çok ciddi işlerin yanında böyle küçücük şeyler gerçekten dikkat çekiyor. Ben tespitlerimi aktarıyorum. Gerisi sizlere kalmış..
AK PARTİ’NİN DÜŞÜNCELERİ
Sosyal yaşam demişken, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabımdan Ak Partili bazı yöneticilerle ilgili bir şeyler paylaştım. Dikkat çektiği kesin arayan ve kimler olduğunu soranlar oldu. Dedik ki; “Ak Parti’de yeni trend, Gazetecilin ekmeği ile oynayanlar ilçe başkanı, ‘Yerel gazeteleri cam silmek için kullanıyoruz’ diyen zihniyetlerde il yönetimine seçiliyorlar.” Rahatsızlık oldu tabi. Ben de rahatsızlık olsun diye yazdım.
Bu düşüncemde de halen kararlılığımı sürdürüyor ve sözlerimin arkasında olduğumu bir kez daha basın yoluyla söylemek istiyorum. Uzun süredir ciddi bir muhalefetle uğraşan İl Başkanı Cüneyt Yüksel’in belli ki bundan sonra basınla da ciddi sorunları olacak. Ak Parti’ye karşı bu güne kadar vatandaşlar da çok yüksek perdeden seslerini çıkarmazken, artık durumun hiç de öyle olmadığını görebiliyoruz. Bir de bunu ekleyelim sözlerimize. Buna dilerseniz Ak Parti ciddi kan kaybediyor da diyebilirsiniz. Ancak ben bu konuda yöneticilerin ciddi adımlar atacağını düşünüyorum. Özellikle Sayın Yüksel’in çalışma temposunu gördükçe ciddi muhalefetin de bir yerde havlu atacağını düşünüyorum. Ama o havluyu ne zaman atarlar henüz onu kestirebilmiş değilim. İl yönetimindeki bazı isimlerin de bazı ilçelere başkan olduğunu görebiliyoruz. O zaman benim aklıma da şöyle bir soru geliyor. İl yönetiminde iken, halka mı hizmet ettiniz, koltuk kapma yarışına mı girdiniz?
Okunma Sayısı : 1650
Özkan DİKMEN Diğer Yazıları
