
Özkan DİKMEN
ÜLKEM ADINA GÜZEL ŞEYLER
ÜLKEM ADINA GÜZEL ŞEYLER
Resmi bayramlar son yıllarda ikili polemikle sık sık gündeme gelir oldu. Hatta resepsiyonları bayramdan daha çok konuşuldu. Liderlerin resmi bayram günleri hasta olmaları bile polemik konusunda üst sıralardaydı.
Öyledir veya böyledir bilemem, ancak bu ülkenin 15 Temmuz’dan sonra bazı taşları daha da yerine oturdu gibi geliyor bana. Hükümet uygulamalarını beğeniriz beğenmeyiz başka şey. Fakat 29 Ekim törenlerini ve etkinliklerini gördükten sonra bu ülkede yaşayan herkesin ülkesine, bayrağına ve Atatürk’e olan bağlılığına bir kez daha inandım.
Herkesin korkusuzca Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıktığını görmek, Cumhuriyet Bayramı sırasında insanların gözlerindeki ışıltının daha da parladığını hissetmek başka bir duyguya götürüyor insanı. Belli ki; Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışan küresel güçlerin daha çok çalışmaları gerekecek. Ama boşuna çalıştıklarını da söyleyelim peşin olarak.
Bir ülkeyi bölmek isteyenlerin, öncelikle o ülkenin içine soktukları ekonomik aktörlerle ülkeyi ekonomik olarak zor durumu sokmaları senaryosunu herkes bilir. Eğer iktidar küresel güçlerin dilediğini yapmaz ise, ekonomi baronları o ülkede devreye girer ve kısa yoldan hükümeti zor durumda bırakacak hamleleri yapar ve iktidarı değiştirirler. Ya da pazarlığa otururlar. Eğer ekonomi hamlesi tutmaz ise sırada terör eylemleri vardır. Hiç gözlerini kırpmadan milyonlarca masum insanın ölümüne neden olacak hamleleri yaparlar. Eğer o da tutmaz ise sırada iki seçenek vardır. Ya suikastlar veya darbe girişimi.
Şöyle geriye dönüp baktığımızda ise bunların tamamı ülkemizde yıllarca yapılmış ve deninmiş oyunlardır. Bunların her birinden ciddi yaralar alsak da, geldiğimiz noktada Atatürk’ün sağlam temellere oturttuğu bir ülkenin ilelebet parçalanıp bölünemeyeceğini bizlere göstermiştir. Bu ülkenin doğusu ile batısı ile her ferdinin Cumhuriyetine sahip çıktığını görebilmek inanın ciddi gurur verdi. Ülkemin geleceği adına inancım arttı.
Dikkat ederseniz siyasi olarak herhangi bir ima veya benzetme yapmadım. Çünkü esas olan bizlerin birlikteliği ve ülkemize her ferdimiz ile sahip çıkmaktır. Hangi siyasi görüşten olduğumuzun ne önemi var. Eğer siyasi olarak satılmış değilseniz, menfaat siyaseti yapmıyorsanız, gücün yanında değil de adalet ve yaşamsal özgürlük ve eşitliğin yanındaysanız, siyasi görüşünüzün bir önemi olabilir mi? Sonuçta hepimiz aynı teknede gitmiyor muyuz? İşte bu nedenle ben siyasi olarak bir vurgu yapmaktan öte her zaman ihtiyacımız olan ve son yıllarda ne yazık ki; kutuplaşarak ayrıştırmaya çalışanlara uyduğumuz durumları bir kenara bırakıp birbirimize daha sıkı sarılmamız gerektiği inancındayım.
Camide bile cemaatle namaz kılarken, imam uyarır. “Safları sık tutalım.” Safları sık tutalım ki; araya girecek kalleş ve kötü niyetli unsurlar kendilerine bu topraklarda yer olmadığını her seferinde anlasınlar.
Okunma Sayısı : 1115
