
Özkan DİKMEN
YALANDAN SİYASET!
YALANDAN SİYASET!
Konuya nereden başlasan alıp başını gidecek de ben de ortadan ortaya başlayayım istedim. Günümüzde siyaset iyice yalana bağladı. Zaten politikanın Yunancadan gelme temeli de öyle değil mi?
Tekirdağ’da da durum çok farklı değil. Herkes birbirini kandırıyor. Öyle ki hangi parti ne kadar potansiyeli olduğunu biliyor. Ama yine de herkes 12-0’a bağlamış gidiyor. Değişim olur mu olmaz mı bilinmez ama 2019 rüzgârının kelebek kanatlarını hissetmeye başladık. Zaman zaman sertleşen ve çirkinleşen siyasi arenada insanların kin kusması ve neredeyse birbirini boğazlayacak duruma gelmesi de çok ilginç.
Kesinlikle şunu söyleyebilirim ki; bırakın siyasi hoşgörüyü, sosyal yaşamda da kimsenin kimseye hoşgörü ve tahammülü kalmamış. Defalarca yazdık etmeyin gülümseyin, empati yapın, hoşgörünüzü açık tutun dedik. Diyoruz da, söylemeye de devam edeceğiz.
Siyasi yalan mevzusundan uzaklaşmadan ara yollara giriyoruz ama konu politika olunca ister istemez bu tür kaymalar olabiliyor. Tekirdağ’da siyasi durum üç aşağı beş yukarı belli. Ancak burada kimse kendini biçilen kaftanı giymek istemiyor. Herkes başkasının sırtındaki ile meşgul. Millet nasıl etmiş ne etmişin konusu farklı ancak siyasette bu dengeler konuşulmaya başlayınca işin rengi değişiyor. Aslında siyasiler Tekirdağ’da ki siyasi çizgiyi kabul ederek politikalarını geliştirmiş olsalar o zaman daha verimli sonuçlar alınabileceğini görecekler. Ama yok illa milleti kendi istedikleri çizgiye çekecekler. Durum böyle olunca da Türk milletinin geninde var ki inatlaşma durumunda kendi bildiğini okuyor.
Kendi bildiğini okuyan bir millete de illa ‘bizim istediğimiz gibi yap’ diye diretirseniz sonuç her zaman kaçınılmaz hüsranlarla gerçekleşir. Siyasilerin öncelikle yapması gerekenler YALANDAN SİYASETİ bırakıp gerçekleri göz önüne alarak çalışmaları. MENFAAAT SİYASETÇİLERİNİ şimdilik yazmıyorum. Zaten millet kör değil, sağır değil, herkes görebiliyor. Dün FETÖ’nün peşinden koşanlar bugün başka yarışta ipi göğüslemeye çalışıyorlar. Dün Ecevitçi, Deniz Baykalcı olanlar bugün Kemal Kılıçdaroğlu diyor başka bir şey de demiyorlar. Buna Türkçe’de başka bir şey diyorlar da bugünün konusu değil.
YALANDAN SİYASET dedik ya; bakın sosyal medya da ‘en çok ben politikacıyım’ paylaşımları nasıl gözünüze çarpar. Birkaç sıkı takipçi ve paylaşımlara yorum aldığınızda da oldunuz fenomen. Ama biraz algıda seçici davransak kimin ne maksatla neler yaptığını da görebiliriz. Yani anlayacağınız (birçoğunu tenzih ediyorum) siyasetçilerin birçoğu YALANDAN SİYASET yapıyor. Hele ki ‘körler sağırlar birbirini ağırlar’ sözleri inanılmaz yerine oturuyor birçok noktada. Ramazan ayı boyunca da bunun çokça örneğini görebileceksiniz.
İşin özü aslında insan unsuruna dayanıyor. Öncelikle kendimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Ne yapacaksak öncelikli olarak bu işe uygun olup olmadığımıza bakmalıyız. Her işi hakkıyla yapabilmek için o işte öncelikli olarak ehliyet sahibi olmak gerektiği inancımı koruyorum. Tıpkı son günlerde sabah erken kalkanın gazete açtığı gibi, siyasette de durum çok farklı değil. Akşam rüyaya yatan, sabah kendini genel başkan olarak uyandırıyor. Haddimizi bilmek ve her şeyden önemlisi büyüğe küçüğe saygılı olup üslubumuzu düzgün aktarmak en güzeli.
Ha bu arada kendini gazeteci olarak kamuoyuna lanse eden arkadaşlara da küçücük bir tavsiye… Gazeteci hesap sormaz, gazeteci soru sorar cevabına göre yayın organında gereğini yapar.
Okunma Sayısı : 1079
