Habibe Tilki UZEL
Kazanan Tekirdağ olsun!
Kazanan Tekirdağ olsun!
Her geçen gün belediye seçimlerine daha bir yaklaşıyoruz. Ülkemizde oldum olası belediye seçimleri heyecanla karşılanıyor. E, malum bundan sonra da seçim sonlanana kadar tartışılan konuların başında gelen konu yerel seçimler olur.
Tekirdağ içinde heyecanlı günler bekleniyor. Yerel seçim yarışı her kesim tarafından merak konusu. Bu anlamda da aday adayları kendilerini açıklamaya yavaş yavaş başladılar.
Her ne kadar gönüllerinden aday adaylığını geçirmesine rağmen garantiyi almadan adaylığımı açıklamam diyenler de var. Hoş, bu garantici olan şahıslar garantiyi nasıl alacaklar, kim yüzde yüz bunun garantisini verecek, yarışta olduğunu açıklamazsa yarışa nasıl dahil olacaklar bunlar aklımda dönen çılgın sorular silsilesi. O yüzden müneccim değiliz ya kimin adaylığını koyup koymayacağını nerden bilelim. O yüzden biz en iyisi aday adaylıklarını açıklamış isimleri takip edelim derim.
Öyle ki bu yarıştan kazanan olarak çıkan bence mutlakve mutlak bir şekilde Tekirdağ olsun. Çünkü buna çok ama çok ihtiyacı var. Ne yazık ki öteden beri doğru isimlerle buluşamamış oluşundan kaynaklansa gerek hak ettiği gelişmeyi yakalayamamış şirin bir kasaba görünümündedir Tekirdağ.
Hep diyorum insanlar gibi kentlerin kimlikleri vardır. Bu durum dünden bugünden değil 2 bin yıl öncesinden beri öyledir. Bazı kentler tarih, bazıları eğitim, bazıları kültür, bazıları turizm, bazıları sağlık, bazıları ticaret ve sanayi kentidir.
Tekirdağ ne kenti dendiğinde ne yazık ki hiç cevabı olamamış. Belki de hepsinden olmaya kalkınca hiç biri oluyorsun. Bu memleketin durumu biraz da böyle. Sanırım Tekirdağ yönetimine gelenler bu kenti tam manasıyla sevmemişler. Eğer bir kente hizmet etmek, gelişimine kimliğinizi katmak istiyorsanız, yıllar sonra bile anılmak istiyorsanız “kentinize aşık olmalısınız”. Kentine “aşık olup” öyle hizmette bulunan nadide örnekler var bu ülkede. Biraz araştırın derim.
Şimdi Tekirdağ halkı serzenişte bulunuyor, “bu memleket bir türlü gün yüzü görmedi, kalıcı hizmetlere imza atamadı, yollarımız asla düzelmiyor” diye. Acaba diyorum biraz suçlu da yine kentin kendi halkı mı? Garip bir şekilde Tekirdağ’da mikro milliyetçilik var. Bizden ya da bizden değil algısı bir hayli hakim. Oysa nüfus cüzdanında Türkiye Cumhuriyeti yazan herkes bizdendir. Yerel seçimler yaklaşıyor ve yine halk aynı hataya düşmek üzere. Neden mi çünkü aday adaylarını bu şehre ne kadar, gelişimine ne kadar katkı sağlar açısından değerlendirmeyip Tekirdağlı mı değil mi kıstasıyla önemsiyor. Peki, sormak gerek. Önceki dönemlerde başkan seçilmiş olan Tekirdağlı isimler neden bu kenti ülke genelindeki diğer kentlerin gerisinde kalmasına izin vermişler. İş Tekirdağlı olunca çözülecek olsaydı şimdiye Tekirdağ Avrupa Türkiye arasında önemli bir kent görevi görürdü. Yıl olmuş 2018 alt yapı çalışmalarıyla uğraşmazdı. Yolları parke taş değil asfalt olurdu, vatandaş aspesli borulardan geçen içme suyunu mutfağında kullanmazdı, mis gibi mavi denizine kanalizasyon akmazdı, organize sanayi bölgesi kurulmuş olurdu, eğitim, sağlık işleri için İstanbul’a gidip gelmezdi, sanayisi, turizmi bu noktada olmazdı. Tekirdağ yürüyen değil henüz emekleyen bir kent.
Bence yeni bir seçim dönemi gelmişken bu kentte yaşayan herkes şapkasını önüne koyup, bu tabloyu iyi analiz edip sandığa gitsin. Eğer bu noktada kıyaslama yapılacaksa kimin Türkiye’nin hangi şehrine ait olduğu değil de göreve geldiği şehri ne kadar sahiplendiği, o şehir ve halkı için yerinde, kalıcı, kaliteli, günlük değil de uzun vadeli ne gibi hizmetler yaptı veya yapabilir şeklindeki kıyaslama çok daha faydalı olur böylece kazanan her şekilde Tekirdağ olur.
Dediğim gibi yeni bir yerel seçim dönemi yaklaşırken aday adaylarının nereli olduğuna, yaşına, medeni haline, kültürel zevklerine vs gibi özel detaylara bakmak yerine Tekirdağ’a ne kadar faydalı olup olunmayacağına bakılmalıdır. Ancak böyle kazanan Tekirdağ olur.
Okunma Sayısı : 1135