Habibe Tilki UZEL
İyi ki doğdun Cumhuriyet!
İyi ki doğdun Cumhuriyet!
İyi ki doğdun Türkiye Cumhuriyeti, 95. yıl dönümün kutlu olsun! İyi ki varsın, sonsuz nice yılların olsun…
Yukarıdaki cümleleri tüm samimi duygularımla, candan bir şekilde söylüyorum. Keşke diyorum şu güzelim ülkede yaşayan herkes doğudan batıya, kuzeyden güneye nasıl büyük bir hazineye sahip olduğumuzun farkında olarak Cumhuriyet’e iyi ki doğdun, iyi ki varsın diyebilse.
Keşke Cumhuriyet’in kuruluş yıl dönümünü tüm ülke bir olup gururla, sevinçle, geleceğe dair güzel hayaller ve umutlar eşliğinde kutlayabilsek… Ne yazık ki böyle bir tablo yaşanmıyor bu topraklarda. Elimizde tuttuğumuz kıymetli bebeği daha nasıl güzel büyütebilir, daha nasıl iyi besleyebiliriz diye emek vermek yerine çökmesi gözleniyor. Özellikle bazıları M. Kemal Atatürk’ün önderliğinde uzun uğraşlar neticesinde doğmuş olan, 95 yaşına gelen bu kıymet nasıl öldürülür, nasıl günden güne zayıflatılır derdindeler.
Oysa ne de güzel olurdu şöyle doya doya, hepimiz tek olmuş vaziyette Cumhuriyetimizin yıl dönümünü kutlayabilseydik…
Ülkece ayrışmış olmamızın, mutsuzluğumuzun, saldırganlığımızın, yaşam şartlarımızın kalitesinin düşük oluşunun, asgari ücretin kuş kadar oluşunun, sınıf ayrımının fazla oluşunun ve bu ülkede olmaması gereken ne varsa var olmasının nedeni Cumhuriyet değil. Önce bir bunu bilin. Her niyeyse Cumhuriyet’i suçlayanlar var bu ülkede. Ne acı.
Oysa kurulduğu ilk yıllarda Cumhuriyet o dönemdeki insanların kurtuluşu, çıkış noktası, hayaliydi. Herkes tek kişi tarafından yönetilmekten bıkmış, her birinin içinde Cumhuriyet meşaleleri yanıyordu. Üzülerek söylüyorum ki bugünler o günlerden çok farklı. Cumhuriyet’e ilgi bazı kesimler tarafından giderek azalıyor. Tuhaf bir şekilde bağımsızlıktan çıkıp bağımlı olma hayali içindeler. Biraz gerçek tarih notlarını okusalar ne büyük yanılgı içinde olacaklarını mutlak göreceklerdir.
Eskilerde büyük bir şölenmişçesine kutlanılan Cumhuriyet bugün sıradan Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuyla geçiştiriliyor.
Türkiye’de insanlar her konuda olduğu gibi Cumhuriyet konusunda da ikiye ayrıldı. Bir yarısı onu fazlasıyla sevip, benimsedi. Tüm benliğiyle kendine ait hissetti. Diğer yarısı ise bir türlü sahiplenemedi, olmasa da olurduk cümleleriyle ortalarda dolanmayı tercih etti.
Cumhuriyet olmasaydı olmazdık, Mustafa Kemal Atatürk olmasa olmazdık. M.K.Atatürk belki de bizi bizden daha iyi analiz etmiş olacak ki Türk Milletinin diğer bütün bağımsız ve uygar milletler gibi hem içeride hem dışarıda tam bağımsız yaşaması gerektiğini anlamıştır. Bu yüzden de bizleri tutsak ve sömürge olmaktan kurtarmış içindeki bağımsızlık tutkusuyla bizlere en çok yakışanın Cumhuriyet olacağından emin olmuştur.
Bugün her kim ki bağımsızlığını başkasının ellerine vermeye razıysa yanlışların en büyüğündedir.
Cumhuriyet, Türk Milletinin karakterine en yakışandır. Çünkü Türk Milleti kayıtsız, koşulsuz birilerinin tutsağı olmadan özgür yaşayacak ruhtadır. Bunu idrak edenler zaten hem Cumhuriyet’i hem de M.K. Atatürk’ü sonsuz benimsemiş şahıslardır.
İyi ki bunu benimsemişim, İyi ki varsın M.K.Atatürk, iyi ki varsın Cumhuriyet, daha nice yaşların olsun bu topraklarda kavgasız gürültüsüz hakkaniyetle…
Okunma Sayısı : 1353
Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları
- Şikayetim var!
- Hastane bayırı bakım bekliyor
- Aynı market farklı fiyat
- Başkan Albayraka yapılan haksızlıktır!
- Sokak Kütüphanesinde 1 kitap dahi yok
- Dolar hepimizi vurdu!
- Direklerin al gülüm ver gülüm hikayesi
- Bayram yine kanlı bitti
- Pikniği sevdiğiniz kadar doğayı da sevin!
- Kahvaltının mutlulukla ilgisi var!