
Özkan DİKMEN
HADİ BİRAZ GAYRET
HADİ BİRAZ GAYRET
Tekirdağ merkez Süleymanpaşa ilçesi ana cadde tek yön olduktan sonra, alternatif geliş güzergahı belirlendi ve araçlar bu yönde devam ediyor. Zaman zaman aksaklık olsa da, en azından kalan alternatif yolu birileri önce yeşil alan daha sonra imara açılan bir alan yaparak üzerine bina dikmediği için de sevinmeliyiz.
Neyse, konumuz bu değil tabii… Hazırlıksız gerçekleyen alternatif yol güzergahına şöyle bir baktığımızda ciddi derecede sıkıntıların olabileceğini de görmemiz gerek. Pazar sokağından Tintinpınar caddesi istikametinden itibaren neredeyse Bedesten kavşağına kadar yolda kaldırım yok. Bu da yayalara büyük sıkıntılar yaşatan bir durum. Ayrıca sokakların dar olması nedeniyle araçlar için yola çakılan plastik babalardan başka da bir önlem alınmaması kötü görünen bir durum. Bu plastik babalarda her nedense iki gün sonra kopuyor. Belediye ekiplerinin kopan babaları hemen yerine koymaları çok önemli, çünkü burası otopark olmak için uygun hale geliyor. Sonra gelsin trafik kavgaları. Tabi bu plastik babaları kasıtlı olarak koparmak için uğraşanlarda yok değil. Yapılan bir çalışmayı beğenmemiş olabiliriz. Bunu o çalışmayı sekteye uğratarak değil, ne isteniyorsa ona göre davranarak yararlı olmadığını gösterebiliriz. Ya da yasal zemin üzerinde hak aranabilir. Belediyenin güvenlik için diktiği babaları koparıp atmak çok vicdani bir durum değil. Üç kuruş daha fazla kazanmak adına bu tür kurnazlık içine girmek hakkaniyetli olmasa gerek.
Diğer taraftan mevcut alternatif dönüş güzergahı olarak kullanılan yolların zeminleri de ağır taşıtlar geçtikçe yeterli güçte olmadığı ortaya çıkardı. Bu güzergahta yer yer çöken yolda özellikle otomobili olanlar zor anlar yaşıyor. Büyükşehir ve Süleymanpaşa sınırları içine giren yolların bir an önce Fen İşleri Daire Başkanlığı ve Fen İşleri Müdürlükleri tarafından kontrol edilerek onarılması en doğru şey olacaktır. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’ın bu konudaki hassasiyetine de inanıyor ve topu kendisine veriyoruz.
HAKLI MIYIZ NE?
Geçtiğimiz hafta başında belediyede ve TEKPARK yönetiminde istifalar yaşandı. Herkes işin bir ucundan tutup değerlendirdi. Memlekette kanaat önderliğine soyunmuş yayıncı arkadaşlarda kendince ‘önce ben duydum, ilk benden öğrendiniz” edasıyla bocuk bulmuş çocuk gibi sevinç nidaları attılar. Şahabettin Küçükyazıcı’nın istifasını çok yerinde bulduğumu söyleyerek devam etmek istiyorum. Mutlaka bir katkısı olmuştur diyerek de hakkını verelim isterim. Ancak Küçükyazıcı’nın ben geldiğinden bu yana yararlı olmadığını ve yaptığı tek şeyin Başkan Kadir Albayrak’ın aklını karıştırmaktan öte gitmediğini aktarmaya çalıştım. Zaman zaman Başkan bizlere kızmış olsa da haklılığımız ortaya çıktı. ŞEYTANİ planlar içinde olanlar kısa vadede kazanmış gibi görünse de arkasında büyük bir enkaz bırakarak kaybetmeye mahkumdurlar. Ve Küçükyazıcı kaybetmiştir. Çalışma arkadaşları hakkında ağza alınmayacak sözler sarf eden bir kişinin o memlekete hizmet edeceğine inancımız zaten olamaz. Olmadı da…
Adı rüşvet olayına karışan Şerafettin Kurt’un istifasının ise büyük dalganın etkilerini kırmak için ortayı çıkmış bir senaryo olarak görüyorum. Ne ilginçtir ki; Küçükyazıcı’nın istifasının ardından Kurt’un istifası geliyor ve kamuoyu Küçükyazıcı’nın istifasından çok 7 bin 500 liralık rüşveti konuşuyor. O da varsa tabi..
Aylardır süren senaryolar tutmadı. İyi niyeti ile Tekirdağ için çalışan insanlar her zaman kazanacak. Siz de bunu büyük bir kıskançlıkla izleyeceksiniz.
REFERANDUM ÇALIŞMALARINA DİKKAT!
Beklendiği gibi referandum için siyasiler sahaya indi. Herkes bir tarafta kendince haklı nedenlerini anlatıp seçmeni ikna etmenin yolunda. Bu çalışmalar sırasında algı ortaya koyma konusunda ciddi bir strateji yürütenler de yok değil. Ancak bana sorarsanız öncelikle herkes sandıkta tercih koyacakları seçeneği kendi vicdanı ile belirlemeli.
Özellikle siyasi parti temsilcileri ciddi derecede kutuplaşmaya yönelik söylemler üretiyorlar ve bu da arkasından ciddi sıkıntıları ve ayrışmaları getiriyor. Bunu çok açık bir şekilde yapan da var, sinsi sinsi çalışan da var. İşte bu oyunlara vatandaş olarak sağ duyu ile yaklaşıp aşmamız en önemlisi. Yoksa kimin evet, kimin hayır dediğinin önemi kadar yarın birbirimizin yüzüne bakacak olmamızı da unutmamak gerek. 16 Nisan’a kadar lütfen sağlıklı düşünerek hareket edelim.
Okunma Sayısı : 1433
