Özkan DİKMEN
ANLAYABİLMEK!


ANLAYABİLMEK!

 

Önce karşımızdakini anlamaya çalışmalıyız, tabi kendimizi iyice anladıktan sonra. Önce bize ne söyleniyor, ne veriliyor, ne yapmamız isteniyor, kim tarafından isteniyor? Bunlara birer birer bakmamız gerek.

Ülke yeni bir referandum sürecine girdi. Burada fanatiklerin sosyal medyadan çalışmalarını büyük bir hayranlıkla izliyorum. Başbakanlık genelgesi bile yayımlayan sahte troller işi buraya kadar vardırdılar. Geldiğimiz nokta toplumun sinir penceresinden bakarsak çok da hoş bir nokta değil. Bu nedenle aklıselim düşünerek davranışlarımızı ve karşımızdakilere sözlerimizi buna göre yöneltmeliyiz.

Ha sözü hak etmeyenlere ise susmak en güzel yanıttır diye düşünüyorum. Değiştirilen maddeleri okudum. Anlayabildiğim kadarıyla (hukukçu olmadığım için) CHP’nin çekincelerine katılmakla birlikte bazı noktalarda Ak Parti’nin savunduğu değerleri de yok saymamak gerek diye düşünüyorum.

Şimdi diyeceksiniz ki; ‘senin hiç mi fikrin yok?” Var tabi ki… Beni tanıyanlar fikrimin ne olduğunu zaten bilirler. Ancak yayıncılık mevzu bahis olunca BASIN KONSEYİ’nin etik kuralları çerçevesinde hareket etmemiz gerektiğini de hatırlatmak isterim.

Bu nedenle olaylara uzaktan bakıp, yakından analiz etmek gerektiği düşüncesindeyim. Evet değişik maddelerde Cumhurbaşkanı’nın Anayasa üyelerinin büyük bölümünü ataması, yargılanma süreci vs. Hepsi tamam da. Benim anlamadığım, Cumhurbaşkanı’nın suç işleyeceğine nasıl bu kadar eminsiniz. Ya da şöyle söyleyeyim, nasıl bu kadar eminiz? Yani biz suç makinası bir Cumhurbaşkanı’mı seçeceğiz de daha referandum olmadan yargılanmasını düşünüyoruz.

Diğer taraftan CHP’lilerin TEK ADAM rejimi ile ilgili çekincelerine katılmamak elde değil. Yani bir kişinin ağzından çıkacak birkaç cümle ülkeyi büyük bir kaosa götürebilir. Yani madem öyle olacak, Atatürk neden istemedi böyle bir rejimi? Neden o kadar baskı varken kendine CUMHURİYET dedi. İşte beyin yakan mevzular burada başlıyor. CHP kanadı diyor ki: Dünyaya hükmeden Amerika Başkanında bile bu kadar yetki yokken, bu yetki peşine düşmenin anlamı nedir?

Ak Parti kanadı da diyor ki; Tek bir liderle ülke daha hızlı ilerleyecek, daha da zenginleşeceğiz.

Kafaları karıştırmayalım… Halkın yaşamını derinden etkileyecek anayasal değişiklikleri halkın genel bir uzlaşı içinde olması taraftarıyım. Yani yüzde ellinin azıcık üzerinde bir kabul ile yapılan değişikliğin toplumun genel uzlaşmasını da ortadan kaldıracak ve sıkıntılı sosyal bir süreç başlayacaktır. Benim kaygılandığım nokta budur. Ankara’da siyasiler birbirleri ile kavga ederler de aşağıdaki onlara samimi ve saf duygularla destek veren HALK ne HALT edecek kimse bilmez.

Sadece şunu iyi bilmeliyiz. Lütfen değişiklik yapılan anayasal maddeleri size dayatılan seçim metni halinde olanları değil, gerçek değişiklikleri okuyup anlayın. Dileyen herkese ben bunları gönderebilirim. Bir kere olsun iktidar-muhalefet kavgasını bir tarafa bırakıp, kendi aklınızla hareket etmeyi deneyin. Bakın o zaman gerçekten çok güzel olacak. Mutlu olacaksınız. Değiştirilen 18 maddeyi lütfen okuyun. Anlamadınızsa tekrar okuyun. Yine anlamadınızsa, hem CHP’yi destekleyen, hem AK Parti’yi destekleyen avukatlardan yorumlamalarını isteyin. Kimsenin sizi etkilemesine izin vermeyin. Kimsenin aklı sizden daha fazla çalışmıyor. Sizden daha akıllı kimse yok. Aklınızı kullanın. Gerçekten çok işe yapıyor.


BELEDİYENİN DÖNEN DOLAPLARI

Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’ı inanılmaz derecede yalanlarıyla kandıran etrafını sarmış çıkar çevreleri var. Bu çevreler istediklerini istedikleri görevlere getiriyor, istedikleri gibi hareket edebiliyorlar. Üstelik bazılarının hiçbir yasal sorumluluk ve yetkisi olmamasına rağmen bunu yaparken de başkanı öyle bir dolduruyorlar ki; sanki bu kadarı başkan kendi vermiş gibi oluyor. Oysa sayın Kadir Albayrak kafasını kaldırıp şöyle bir silkelense gerçekleri daha iyi görebilecek ve tüm çıplaklığı ile kimin kendisini ÇAKTIRMADAN yanlış yönlendirdiğini görebilecek.

Bu konuyla ilgili yazılarımız ve haberlerimizi önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağız. Ancak şu kadarını söyleyeyim, geçtiğimiz hafta yaptığımız yılın EN’leri bazılarını oldukça rahatsız etti. Etmeli de… Bana göre herkes kentin gelişimi için çabalarsa daha güzel günler ve daha yaşanabilir bir şehir bizim olacak. Sonuçta Şeytan’a da pabucunu ters giydirecek birileri çıkar.  Şeytan demişken aklıma geldi ama sonra artık. Onu da başka bir yazımız da…

Yayınlanma Tarihi : 2017-02-09 17:07:25
Okunma Sayısı : 1060
reklam yan

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları