
Özkan DİKMEN
SON ÇIRPINIŞLAR!..
SON ÇIRPINIŞLAR!...
Tekirdağ’da önemli işler oluyor. Bundan 5-6 yıl önce gelmeye başlayan ciddi yatırımlarla birlikte kente yönelen yatırımcıya kolaylık için yapılan çalışmalarla birlikte kent bir anda 50 yıllık gelişimini birkaç yılda tamamladı.
Tabi bu kolay olmadı. Çünkü yeni nesil yatırımcı ve iş adamları bundan öncekiler gibi ‘benim olsun küçük olsun’ mantığı ile değil, ‘büyük olsun bizim olsun’ anlayışını ön plana koyarak hem yatırımcıya kolaylık sağlama açısından hem de kentin gelişimi açısından önemli adımlar attı.
Şimdilerde bu bahsettiğimiz eski nesil ve miadını doldurmuş kişiler sivil toplum kuruluşları veya özel çalışmaların içerisine kendilerini atıp, uyanan Tekirdağ halkından daha fazla nasıl yararlanabilirim derdine düştü. Bunun için önemli spor kulüpleri, dernekler, vakıflar biçilmiş kaftan olarak görülüyor.
Zamanında kentte inşaatı da onlar yapmış, tarlaya tohumu da onlar satmış, tarlada ki mahsulü istedikleri fiyata da onlar almış, arabanın en iyisine de onlar binmiş, elbisenin en güzeli ne onlar giymişti. Ancak gelinen nokta da artık onlardan daha iyi giyinen, tarlasına tohumu istedi yerden istediği fiyata alan, mahsulünü istediğine satan insanlar var.
Artık Tekirdağ uyandı. Şimdi bu şahsiyetler zaman zaman toplum içinde taleplerini ve güya Tekirdağ için bir şeyler yapıyormuş edasıyla bağırarak konuşmakta ve herkesin duymasını sağlamakta. Ama artık hayvan terli kimse bunları yemiyor. Kapalı kapılar ardında birilerini korumak ve birilerine şirin görünmek için gençlerin önünü engelleyecek hareketler anında duyuluyor. Malum iletişim çağı ve buna kimse engel olamıyor. Tıpkı Trakya Türk’ün Namık Kemal Stadı’ndan yapacağı canlı yayını engellemeye çalışmak gibi. Bunu kimin neden istediğini söylememize gerek yok. Yazımızı iyi OKUYAN zaten bu şahsiyetlerin kim olduğunu çözebilir.
İşte bu zihniyetler yıllarca Tekirdağ’ı ‘idare’ etmeye çalıştı. Kendisi gidip İstanbul’da istediğini alırken, gerçek Tekirdağlı burada kıt kanaat ne bulduysa onunla yetinmeye çalıştı. Hani Tekirdağ’ın önünü yıllarca tıkadılar deniliyor ya; işte bunlar tam da onlar. Hani İstanbul’un arka bahçesi olduk deniliyor ya; işte onu yapanlar da bunu konuşanlar da onlar. Tekirdağ’ı parsel parsel satın alan da bunlar. Her belediye seçimlerinde ‘gelene ağam, gidene paşam’ diyerek, çeşitli şantaj ve tehditlerle belediyelerden rant sağlamaya çalışanlar da onlar. Sanki Tekirdağ sevdalısıymış gibi statlarda herkeslerden çok bağırıp nara atıcılar da bunlar.
Sahildeki evlerin bodrum katlarının daha önceki sayılarımızda evsel atıkların olduğunu ve bodrum katlarının kanalizasyon olmadığından tıkandığını, hatta açıktan kanalizasyon giderinin verildiğini gündeme getirmiştik. İşte bunu yapanlar da onlar. Orada oturanların evsel atıklarının nereye gideceği hiç de önemli değil. Önemli olan onların evleri ne kadara sattıkları ve ne kadar para kazandıkları değil mi?
Sahi bir şey soracağım…. Dumansız sanayi bölgesinde neden halen yatırım yapılmıyor? Buradaki arsalar kime veya kimlere ait bilen var mı? Eminim vardır! Ha bir şey daha… Buradaki araziler yatırım amaçlı mı satın alındı? Yoksa üzerine fabrikalar inşa edilip istihdam ve katma değer kazandırmak için mi arz edildi?
Okunma Sayısı : 944
