Özkan DİKMEN
SEN KAÇ KURUŞLUKSUN?


SEN KAÇ KURUŞLUKSUN?


Yok kimseye sataşmamız, sadece kentin yöneticilerinden birine sözlerimiz. Kanaat önderi olarak kendini lanse eden ancak bir türlü çevresi ile sağlıklı iletişim kuramayan zat-ı muhteremden bahsedeceğiz.
Gazetecilerin arkasından ‘bunlar 50 liralık gazeteciler işte’ diyerek kendince bir aşağılama eyilimine giren, başkalarının yanında Adap görmeyen cahiller gibi gazetecilerle sürtüşmekten ve tartışmaktan çekinmeyen bu oda başkanı özellikle basın camiasında büyük tepki ile karşılaşırken, oda yöneticiliği de sorgulanmaya başlandı.
Oysa bir çok yöneticisi iyi ilişkiler içinde olan bu başkanın basınla olan problemi ise anlaşılır gibi değil. Neden böyle birden bire kurum ilişkilerini ‘kişiselleştirerek’ gergin bir hava yarattı bilinmiyor. Bilinen tek birşey var ki o da bu şahsiyetin görebileceği en iyi makamın bu olduğu...
Kendi kabuğunda odanın daha önce planlanan çalışmalarını bile durduran neredeyse hiçbir şey yapmayan yada yapamayan bu ‘başkan’ özellikle üyelerinden de eleştiri almaya başladı. Bakalım yakın zamanda seçimleri de olan bu oda başkanı nasıl bir yol izleyecek.



ORTAYA ÇIKIYORLAR
İçlerinde Tekirdağ’ın da olduğu 13 kent büyükşehir kapsamına alındı. Gazetemiz baskıya hazırlandığı sırada belki de Sayın Cumhurbaşkanı yasayı onaylayacak ve kanun yürürlüğe girecek.
Tekirdağ’da bu heyecan üst seviyede hissedilirken, nelerin değişeceği konusunda halen kimsenin tam anlamı ile bir fikri yok. Bilinen gerçeklerden birisi ise araç bandrollerine zam geleceği. Gerisini inanın kimse bilmiyor.
İktidar partisinin il teşkilatı da konuya tam vakıf değil. Yasaya muhalefet eden CHP’de bir kaç maddeden yola çıkarak olumsuzlukları aktarmaya çalışıyor.
Ancak kasasına milyonlarca lira girecek olan ve merkezi hükümetin mali kaynakları beklenmeden bir dünya yatırım yapılabilecek olan Tekirdağ için kimse proje üretmiyor.
Aslında oturup projelere başlansa hiç de fena olmaz. Eğer kente bir katma değer katacak isek bunu acilen yapmamız gerekmez mi? Herşeyde olduğu gibi bunda da geç kalmayalım. Kentin kanaat önderleri, siyasileri ve akademisyenleri bir araya gelip bizlerinde desteği ile Tekirdağ için çok güzel şeyleri ortaya çıkarır ve kenti yönetmeye talip olanlara bu projeleri verir. Güzel olmaz mı? Çok şahane olur.
Olur da, nerede bunları yapacak olan. Halen kısır çekişmelerle vakit kaybediyoruz. 50 yıldır yapılan kısır çekişmelerin peşine gidiyoruz. O senin adamın, bu benim adamım, bu şunun adamı. Bunlan birşey olmaz. O bu işi beceremez, şuna hiç bu iş yakışmıyor ve bunun gibi bir sürü söylemleri her gün onlarca kez kullanmıyor muyuz?
Neyi ıspatlamaya çalışıyoruz anlamış değilim. Bir kerede egolarımızı (Hakan’ın dediği gbii) bir kenara bırakarak kentin yararına olabilecek çalışmalara katkı versek. Bırak kim yaparsa yapsın ama birileri mutlaka iyi şeyler yapsın. Birilerinin iyi şeyler yapabilmesi için çaba gösterelim, katkı verelim.
Eğer kafamız bir şeye basmıyorsa neden susamıyoruz. Neden birileri şahsi menafaatlerimize toplumun yararı için dokunduğunda önce toplumsal bir faydanın peşinde koşmuyoruz. Herkes kendi menfaatince iyi oluyor.
Gelin bu yasa tarihi bizim için de bir milad olsun. Bu miladı iyi değerlendirelim. Öne çıkan ve bu işi becerebilecek insanlara destek olalım. Adının hiç önemi yok. Sadece yapabilecek olmasına inanalım. Yukarıda saydığım kurum ve kişilerin bir araya gelerek üretecekleri projeleri bu kişilere verelim. Yıllardır siyasette milletvekili adayı, il genel meclis adayı, belediye başkan adayı olup başarı sağlayamayan kişilerde artık birazcık yetişen genç nesile şans verse.
Olmuyor işte zorlamanın anlamı yok. Kaybedenler kulübünden çıkıp bir kerede aday adayı olmadan kazanmayı deneseniz. Yani aday olmasanız da destek veren bölümde olsanız acaba egolarınız çok mu törpülenir.
Beklenti içinde olmadan kente katkı verecek insanlara ihtiyacımız var. Ayrıca şu makro milliyetçiliği de kapalı kapılar arkasında konuşmaktan biraz çıksak. Tekirdağ’da üretim, burada nefes alan insanlara biraz daha imkan versek. Onlar da bu memleketin insanları sonuçta buraya nüfus cüzdanları cebinde geldiler. Pasaportları ile gelmediler. Sonuçta yabancı olmuyorlar. Ne dersiniz birazcık şu ayrışmadan da kendimizi ayırsak sanırım çok şahane olacak.


MEŞGUL ETMEYELİM

Zaman zaman meslek içindeki arkadaşlarımız bizlere eleştirilerde bulunuyorlar.
Bence kamuoyunu kendi kavgamızla değil, Tekirdağ’ın çıkarları için meşgul etmeli ve sorgulamalarını sağlamalıyız. Kişisel kavgalardan öte, kent için birşeyler vermenin ve birazcık kendimizden sıyrılmamızın zamanı geldi.
Bizleri eleştiri yapanlar içinde önemsediklerimiz de var, iplemediğimiz de. Belki zaman zaman kızdıklarımızda oluyor. Ama bu bizim kente katkı vermemize engel değil.
Tekirdağ’daki dinamikleri harakete geçirmek için enerjimizi kullansak daha faydalı olabilir.
Eğer yaşlanmış beyinlerimizden biraz sıyrılıp etrafa bakarsak eminim hizmet için bekleyen binlerce insanı görebileceğiz. Büyükşehirin getirdiği nimetleri bölgemiz için en iyi şekilde kullanmamız gerekiyor.
Kavgamızı bir araya geldiğimizde yaparız. Artık kim kimi döverse :)

Yayınlanma Tarihi : 2012-11-21 11:04:16
Okunma Sayısı : 841
sugar chef

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları