Av. Ünsal KIZILCA
KAZA ANINDA ARACIN ÇARPIP KAÇMASI HALLERİ

KAZA ANINDA ARACIN ÇARPIP KAÇMASI HALLERİ

Sorumsuz sürücülerden kaçmak kolay değil. Üstelik son derece sıkışık bir trafik karmaşası yaşayan kalabalık ve büyük şehirlerde her zaman bir sorumsuzluk örneği ile karşılaşmak mümkündür. Seyir halindeyken bir aracın aracınıza çarpması ve kaçması anında, çarpışma olayının verdiği heyecan ve panik yüzünden, çoğu zaman çarpan aracın plakasının alınması ya da marka, renk veya belli özelliklerinin fark edilmesi mümkün olmaz.

Ya da genelde olduğu gibi yol kenarlarına bırakılan araca vurup geçen bir aracın tespit edilmesi çoğu zaman mümkün değildir. Otoparklarda bile buna benzer durumlarla karşılaşmak imkansız değil.

Peki bütün bu durumlarda araç hasar gördüğüne göre ne yapılabilir?

Araç sahibinin yaptırdığı zorunlu trafik sigortasından bu koşullarda yararlanmak mümkün değildir. Çünkü zorunlu trafik sigortası, bir kaza sırasında bu kazanın olmasında kusuru bulunmayan karşı aracın göreceği zararları veya üçüncü kişilerin göreceği zararları güvence altına alınmaktadır. Poliçe sahibinin kendi aracındaki hasarları bu sigorta karşılamayacaktır. Böyle olunca zorunlu trafik sigortasından bu durumlarda yararlanmak düşünülemez.

O zaman iş kasko sigorta poliçesine düşmektedir. Aracın geçerli bir kasko sigortası poliçesi varsa bu durumlarda ortaya çıkan hasarların karşılanması sigorta şirketinden talep edilecektir. Bunun için de mutlaka araç yerinden oynatılmadan fotoğraflarının çekilmesi gerekmektedir. Ayrıca etrafta kazanın nasıl meydana geldiğini gören kişiler varsa bu kişilerin yazılı beyanlarının alınması gerekmektedir. Sigorta şirketleri, tazminat ödemeleri sırasında, görgü tespit tutanağı denilen bu beyanlara büyük önem vermektedir. Arkasından fotoğraflar ve görgü tespit tutanağı birlikte durum sigorta şirketine ihbar edilmelidir. Bu ihbarın kazanın olduğu tarihten veya hasarın öğrenildiği tarihten itibaren beş iş günü içinde yapılması gerekmektedir. Bu süreye uyulmaması halinde sigorta şirketi tazminat ödemekten kaçınabilir.

Eğer hasara neden olan araç sigorta şirketi tarafından tespit edilebilirse, ödenecek tazminat için rücu hakkını kullanacağından, sigorta şirketi açısından sorun daha rahat çözümlenir. Bu nedenle sigorta şirketi, kazayı yapan aracı belirlemeye yönelik her türlü bilgi ve belgeye gereksinim duyacaktır. Hatta varsa kaza yerini kaydeden herhangi bir kamera görüntüsünden bile yararlanacaktır. Kaza sırasında yola düşen parçaların toplanması bile sigorta şirketinin işine yarayabilir.

Eğer hasarın boyutları çok büyük değilse, sigorta şirketinden tazminat talep etmek doğru olmayabilir. Çünkü bir sonraki yıl kasko sigorta poliçesi yenilenirken, sahip olunan hasarsızlık indirimi hakkını kaybetmek söz konusudur. Bunun kararını iyi düşünerek vermek gerekir. Eğer meydana gelen hasar çok masraf gerektirmeden basitçe gideriliyorsa, tazminat talep ederek hasarsızlık indirim hakkını kaybetmeye değmeyecektir.

Kasko sigorta yaptırılmamış ise, Güvence Hesabı’nı kullanmak da bir başka çözüm olabilir. Güvence Hesabı, bilindiği gibi sigorta güvencesinden yoksun olan kişilerin zararlarını gidermek amacı ile kurulmuştur. Ancak bu hesaptan maddi zararları talep etmek mümkün değildir. Kaza sırasında araçta bulunan kişiler ölüm, yaralanma veya sakat kalma gibi bir bedensel zarara uğramışlarsa, Güvence Hesabı’ndan sadece bu zararların karşılanması talep edilebilir.

Sonuç olarak çarpan aracın tespit edilebilmesi durumunda takip edilecek en doğru yol kasko sigortaya dayanarak sigorta şirketinden tazminat talep etmektedir. Çünkü sigorta şirketi zaten o araç sahibini dava edecektir. Ama araç tesbit edilemiyorsa bu durumda da mümkün olan bütün bilgi ve belgeleri toplayarak yine sigorta şirketinden tazminat talep etmek olacaktır. Her durumda da hasarsızlık indirimleri konusunda dikkatli davranmakta yarar var.

Yayınlanma Tarihi : 2017-08-18 11:35:53
Okunma Sayısı : 2611