Habibe Tilki UZEL
Canavarlaşıyoruz, yasalar ne yapıyor?


Canavarlaşıyoruz, yasalar ne yapıyor?        

       

Mesleğimiz gereği hem yerelde hem de genelde haberleri takip eden, okuyan, izleyen insanlarız. Sabah ofise geldiğimizde ilk işimiz nerede ne olmuş hepsini okumak. Fakat bazen öyle haberler okuyoruz ki gerçek olmaması için dua ediyor, kanımız donuyor, sanki olayı kendimiz yapmışçasına insanlığımızı sorguluyor, utanç içinde kalıyoruz.

 

Yıllardan beri vicdanlı, merhametli, duygusal, adaletli, misafirperver, yardımsever bir toplum olarak anılan bizler artık bu güzel sıfatların hiç birine layık değiliz sanki. Yurdumun insanı giderek vahşileşiyor.

 

Daha geçtiğimiz günlerde Adana’da bir düğünde 4 yaşındaki minicik kız çocuğuna tecavüz eden Sedat Keser’in haberi ile içimiz parçalanmadı mı? Şahsen ben haberi okuduğum günden beri küçük kızın kim bilir o minicik elleriyle nasıl direndiğini, tüm gayretle nasıl bağırdığını (ki kendi çığlığından kulak zarı patlamış), o masum ruhunun ve bedenin başına neden böyle bir olay geldiğini kafamda tekrarlamaktan kendimi alamıyorum. Evli ve bir çocuğu da olan Sedat Keser’in bir de “alkollüydüm ondan yaptım” deyişine duyduğum kızgınlığı içimden atamıyorum. En az o düğüne gelinlikle ve de kim bilir nasıl keyifle gelen sonrasında ise ömrü boyu unutamayacağı insanlık vahşetini yaşayan bu yavrumuz kadar onun annesi babası kadar kalbime bıçaklar saplandı. Ben de henüz minik olan bir kız çocuğu annesiyim. Biz anne babalar yavrularımızın saçının teline elimiz titreyerek, dokunmaya kıyamazken elin pisliği gelsin yavrumuzun üstüne kabus gibi çöksün. Kabul edilebilir, anlaşılabilir tek bir noktası dahi yok. İşin kötüsü şöyle kallavi cezası da yok!

 

Yine birkaç gün önce Çorum’da Yakup M. Adlı kişi boşandığı eşi ve kayınbiraderini evlerinde pompalı tüfekle öldürdü. İki gencecik insanı yok etme lüksüne nereden sahipti bu kişi? Olay esnasında boşanmış çiftin çocukları kreşte idi. Evlat annesiz kaldı, ömrü boyu en büyük yanı eksik kalacak, anne kokusuna hasret olacak. Bu kötülüğü evladına yapan ise yavrunun özbeöz babası. Gamze Kuru ve kardeşi Ramazan Kuru bir serserinin tüfeğinden çıkan serseri kurşunu ile gencecik yaşta ve hiç uğruna yok oldular. Eminim Kuru kardeşlerin geleceğe dair heyecanları, planları vardı. Biri bana anlatsın değer mi? Yakup M. kim bilir öldürdüğü Gamze’nin ardından neler söyleyerek kendine haklılık payı çıkartacak?

 

Peki, insanlık sadece insanlığa, minicik yavrulara mı kötülük ediyor. Hayır, o kadar çamura batıyoruz ki sessiz canlılar olan hayvanlara da kötülük ediliyor. Geçtiğimiz günlerde Tarsus’da evsiz olan ve bir barakada yaşayan 40 yaşındaki Y.G. barakasında bir sokak köpeğine tecavüz ederken suçüstü yakalandı. Bu kadar mı terk ettik aklımızı, kalbimizi, vicdanımızı? Y.G. suçüstü yakalandı da ne oldu ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Ders almış mıdır? Hiç sanmıyorum. Oysa Müslüman bir toplum olmakla övünüyoruz ve bunu her fırsatta kalkan olarak kullanıyoruz da bazı Hadisi Şeriflerde hayvanlar için “Onlar benim sessiz kullarımdır, şimdi susuyorlar fakat gün gelince konuşacaklar” manası taşıyan ifadelerin olduğunu bilmiyor muyuz yoksa biz Müslümanlığı sadece işimize geldiğinde mi öne sürüyoruz?

 

İşte bu noktada devreye hukuk sistemi, cezaların örnek ve caydırıcı nitelik taşıma özelliği devreye giriyor. Milletvekillerimiz konu mesai ve maaş olunca nasıl çatır çatır savunma yaparken neden ciddi yaramız olan bu olaylar karşısında tek bilek olup gerekenin yapılması için çaba sarf etmiyorlar. Bir gecede yasa yapan, yasa kaldıran Cumhurbaşkanımız neden evlatlarımız, kadınlarımız, erkeklerimiz, hayvanlarımız için de aynı hızı göstermiyor? Pek çok konu gibi bunlarda unutulacak ve yine hiçbir şey yapılmayacak ya çıldırmamak elde değil.

 

Bu ülkede kişi tecavüze kalkışırken suçüstü yakalandığında tecavüz henüz gerçekleşmedi diye indirim mi almadı, tecavüzünü kayda alırken kız zaten eski sevgili indirimi mi almadı, tecavüzde bağırmadı o halde rızası vardır indirimi mi almadı, üvey kızına tecavüz edip içinde cin vardı onu çıkarıyordum ki ruh sağlığı da bozulmadı raporu alıp indirim almadı mı, yaptığı suç kenarda dursun mahkemeye takım elbiseyle geldi diye indirim almadı mı? Tüm bunlar bu ülke topraklarında vuku buldu.

 

Fakat bazı olaylar vardır ki hiçbir şekilde telafisi, geri dönüşü, iyi hali, affı yoktur. Yukarıdaki olaylar işte tam manasıyla cezayı hak eden ve sonrasında da örnek teşkil edecek ceza alması gerekenlerden.

 

Hani bazı kesimler Osmanlı sevdalısı ya. İşte bu konu da Osmanlı Kuralları işlesin bence. Zira Osmanlı kanunnamelerinde birçok suça para cezası öngörülürken, tecavüz suçuna para değil cismani cezalar verilirdi. Bir kadın veya kıza zorla tecavüz edenlerin cinsel organının kesilmesi cezasının verilmesi kanunnamelerde yer alır. Ancak bu suçu işleyen kişinin bu konudaki sabıkası kabarıksa kadı, yani hakim takdir hakkını kullanarak idam cezası da verebilirdi.

 

 Sonra neden bu ülke bu hale geldi diye hayıflanıp durmaktansa hepimize rol düşüyor, bilinçlenip, unutmayıp, unutturmayıp en ağır cezaların uygulanması için çaba göstermeliyiz. Aksi halde bu suçların hepsine bizlerde ortağız, hepimize yazıklar olsun…


Yayınlanma Tarihi : 2018-03-12 13:30:56
Okunma Sayısı : 961
kiremitçiler

Habibe Tilki UZEL Diğer Yazıları