
Özkan DİKMEN
YİĞİDİ ÖLDÜRMEDEN HAKKINI VERELİM
YİĞİDİ ÖLDÜRMEDEN HAKKINI VERELİM
Tamam eleştiriyoruz. Kızıyoruz. Saygı çerçevesini aşmadan çok sert eleştiriler de yönelttiğimiz oluyor. Kızıyor muyuz? Evet. Kızdırıyor muyuz? Ona da evet. Ancak yiğidi öldür hakkını ver olayını da ‘es’ geçmemek gerek.
İşte bu noktadan hareketle daha önce Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Albayrak’a yönelttiğimiz eleştiriden ne kadar memnun olan varsa bu yazımızda da o kadar eleştirenler olacaktır. Bunları kabul ederek zaten bu mesleği icra ediyoruz. Zaten her zaman söylediğimiz gibi, iki kelimeyi yan yana getirmesini bilmeyip sosyal medya fenomenliğine soyunanlardan da hiçbir zaman olmadık.
Bu kadar peşrevden sonra şimdi gelelim esas konuya. Eleştirdik ve eksik gördüğümüz noktalarda eleştirmeye de devam edeceğimizi söyleyerek Kadir Albayrak’ın 5 yıllık zaman dilimi içinde kendisinin ne kadar can siper hane çalıştığını da görmüyor değiliz. Sabahın erken saatlerinde verdiği fotoğrafları her ne kadar bir kısım kadar bizler de eleştirsek te, mesaisinin uzun bir bölümünü hizmet için harcadığını görebiliyoruz. Bunun farklı olduğunu kimse iddia edemez.
Tek katılmadığım nokta ‘benim koltuğuma talip oldu’ kelimesidir. O kolduk kendisinin değil, bunu da araya sokarak hatırlatayım ve devam edelim. Kendisi o koltukta 5 yıldır oturuyor ve yeni bir kurumsal yapı kurma çabası içindeydi. İlk yılları gerçekten zor geçti. Hani o tatlı tatlı görüştüğümüz dönemlerde benimle görüştüğü ‘gizli’ sohbetleri zaten aktaramam. O gizlilikte kalır. Kendisinin dönem dönem içinde bulunduğu sıkıntıları en iyi bilenlerden birisi olarak hiç kuşkusuz ciddi bir efor sarf ettiği gerçeğini görmezden gelemeyiz. Özellikle daire başkanları konusunda büyük çoğunlukla sıkıntılar yaşadığını, yapılan hizmetlerde yanılgıya uğradığını veya uğratıldığını da aktarmak isterim.
Bu bağlamda her tarafa yetişmeye çalıştı. Kentin büyük ihtiyacı vardı ve her ihtiyaca koşmaya çalıştı. Devasa kültür merkezlerinden, en uçtaki bir kırsal mahallenin çöp kutusuna kadar bu süre içinde hepsi ile neredeyse kendi ilgilenmek zorunda kaldı. Bu nedenle kendisinin ilerlemiş yaşına rağmen birçok gençten beklenmeyecek bir performans gösterdiği de ortada. Takdir edilmesi gereken bir enerji ve bunu görmek gerek.
Kendisinin dürüstlüğüne kimsenin laf edeceğini sanmıyorum. İyi yönetimi konusunda da tartışma olabilir. Ancak bakarken farklı da görürken başka bir kalple baktığını da söylemeden geçmeyelim. Belki de sık sık çevresindeki insanlara ‘küsmesi’, kırılması ve amiyane tabirle trip atması bundan kaynaklı olabilir düşüncesindeyim. Eleştiriye tahammül edemediğini zaten biliyoruz. Ama kendisinin de bu noktada bir tık düşünmesi yönünde naçizane tavsiyemiz olacaktır. Eğer tüm güzel sözleri karşıdan beklemez ve yapılan eleştirileri biraz olsun yumuşak karşılarsa Kadir Albayrak’ın tadından yenmez. Bu da onun kusuru olsun.
Başta da söyledik, yiğit ve hak meselesi. Onun koca şehri yönetirken neler çektiğini de anlamak gerek. Nelerle karşılaştığını, nelerle uğraştığını ve hangi sorunları çözmek zorunda olduğunu biraz düşünmemiz gerek. Benim kırgınlığım şahsi olarak tarafıma yapmak istedikleridir. Olsun biz bunu kabul eder ve kazanırsa 5 yıl daha küs kalırız. Ben yine eleştirir, yine överim. Hakkı neyse karşımızdakinin hakkını teslim etme alışkanlığımızı da bırakmamak gerek.
Velhasıl Kadir Albayrak kırılgan bir kişiliğe sahip olmakla birlikte ciddi bir enerji ile çalıştığını söyleyelim. Özet olarak Kadir Albayrak’ta bizim, Tekirdağ’da bizim.
Okunma Sayısı : 1366
