Özkan DİKMEN
UMUDUM ARTIYOR


UMUDUM ARTIYOR


Tekirdağ'ı her gün yeni bir gelişmeyle görebiliyoruz artık. Yaklaşık 3 yıllık alt yapı ve üst yapı sıkıntıları neredeyse bitmek üzere. Bugün örnek aldığımız Eskişehir bile zamanında devasa bir şantiye alanı değil miydi? O zamanlar Sayın Büyükerşen'e tepkiler yok muydu.
Tam da bu nokta da bizim aylardır vurguladığımız konu ise aynı çalışmaların burada da yapıldığı ancak sadece yavaş haraket edildiği yönündeydi. Bu konuda da Sayın Kadir Albayrak'ın dirayetli bir tutum sergilemediği yönündeki fikirlerimizi ortaya koymuş ve eleştirilerimizi sürdürmüştük. 
Zaten yapılması gerekenler yapılıyordu, ancak Albayrak'ın etrafını saran bir kaç kişinin inceden inceye şehirdeki çalışmaları yavaşlatmak için neredeyse kasti olarak yaptıklarına inandığımız yavaşlatma olaylarıydı. Aslına bakarsanız mevzu Kadir Albayrak mevzusu da değil. Yıllarca bu kentin baronları burada yaşayan insanları kötü bir kentte yaşamayı reva görmediler mi? Bizler bunu zaman zaman dile getirdiğimizde ise mahallenin kötü çocuğu oluyorduk. Gerçi halen öyle ya neyse...
Aynı baronlar alttan alttan yerli-yabancı fitneliğini ortaya atarak kente ciddi yatırımlar için gelen iş adamlarına ve üretecek insanlara baskı uygulamadı mı? Uygulatmadı mı? Dünyanın global bir hale geldiği günümüzde neyin yerlisini yabancısını tartışıyoruz o da ayrı mevzu. Tekirdağ'da nefes alan, çocuklarını burada okutup büyüten bir nesli halen yabancı olarak görmek de neyin nesi? Bu mikro milliyetçilik safsatasından sıyrılıp kente gerçekten yatırım yapan ve Tekirdağ'ın gelişimi için küçücük bir katkısı olan insanların neden heveslerini kursağında bırakmak için çaba gösteriyoruz. Anlamış değilim.
Bu yerli yabancı mevzusunu çıkaranlar ve onların uzantısı olarak konuşan nesil Tekirdağ'ın en az 30 yıl önce yapılması gereken alt yapısını üst yapısını neden yapmadılar. Neden çalışmadılar. Neden ciddi üretim haneler açarak yüzlerce kişiye ekmek kapısı sağlamadılar. Bankalardaki milyon dolarlarının ne kadar faiz alacağını hesaplayıp parasını mezara götürmeyi düşünenler neden gelecek nesillere birşeyler bırakmadılar. Neden tarlalarını arsalarını satmak zorunda kaldılar. Tamam belki çalışmayı üretmeyi çok sevmiyoruz ama üretene ve çalışana da saygı göstermek ve bu kentin gelişimine katkı sağlamak gerekmez mi? Birşey yapmıyorsunuz bari susun. Destek olmuyorsunuz bari ayak altından çekilin. Kayve ve meyhane köşelerinde birilerini gaza getirip yatırımcının üzerine salmanın ne faydası olduğunu sorarım. Bu kente zarar vermekten başka ne yaptıklarını da sorarım. 
Yakın zamanda TORSAB meselemiz oldu. Şimdi mahkeme sürecinde. Bunun acısını daha çok yaşayacağız. Engellediler, engellediniz. Elinizden gelse milleti sokağa çıkarmayacaksınız. Kendi keyfiniz iyi nasıl olsa. 
Aslında yazacak çok şey var da, şimdilik bu kadarı ile yetinmek gerekiyor. Tekirdağ'ı gerçekten yaşanabilir bir kent haline getirmek isteyenlerin önünden çekilin. Şikayet etmek yerine, biraz keyfinizi bozun ve kent için ayağa kalkın. Çok değil küçücük bir çaba bile bu kenti inanılmaz ileri taşıyacaktır. Bu nedenle Sayın Kadir Albayrak'da çevresine hemde çok yakın çevresine şöyle bir bakacak ve kaybedenler kulubüne girmeden önce kim ne istiyor kim kent için ciddi şekilde ne yapıyor bir bakacak. Bakmazsa ona bakacak birileri mutlaka bulunur. 
Yayınlanma Tarihi : 2016-11-01 18:17:58
Okunma Sayısı : 963
reklam yan

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları