
Özkan DİKMEN
ÖVGÜYE MAZHAR OLMAK
ÖVGÜYE MAZHAR OLMAK
Biz Tekirdağ’da gazeteciliğe başladığımızda, “Çalgıcıdan gazetecili mi olur?” diyerek, hem amatörce yaptığımız işi, hem de mesleğimiz olan gazeteciliği şahsımızla birlikte aşağılamaya çalışıyorlardı. Bizden büyüklerden bahsediyorum.
Oysa bilmiyorlardı, gazetecilik bizde, kurşun harflerle gazete dizerek baskı yaparak başladı. O kurşun harflerle ‘alaylı’ olarak başladığımız mesleğe Tekirdağ’da devam ettiğimizi kimse bilmiyordu. Sessiz kaldık. Sadece işimize odaklandık. Burada gece yarılarına kadar gazete katlayıp o zaman 24 saat çalışan PTT şubesine postaya verdik. Yani işin özeti çilesini çektik. Ancak hiçbir gazeteci büyüğümüzden destek görmedik. Destek görmediğimiz gibi, sanki kendi itibarları sarsılacak zannederek bizleri her fırsatta küçümseyip mesleği bırakmamızı sağlamaya çalıştıkları da aşikardı. Halen aynı kafada olan onlarca ‘büyüklerimiz’ var.
Bunları görüp bizden sonra gelecek genç kuşaklara aynı muameleyi yapmamış beklenemezdi. Zaten karakterimiz de buna müsait değil. Bizden sonra gelen genç arkadaşlara öğrendiğimiz ne varsa öğretmeye ve onların mesleklerinde daha iyi olmaları için uyarıcı bir örnek olmaya özen gösterdik. Bunu yapmaya da devam ediyoruz. Selcan Taşçı şu anda önemli bir gazeteci ve aynı zamanda yazar. Çağatay Kenarlı, yıllardır Doğan Haber Ajansı’nda İstanbul’un en önemli bölgelerinde görev yapıyor. Yasin Dallı, şu an TRT Spor Dairesinde her gün ekranda gördüğümde gurur duyuyorum. Bu arkadaşlarımızın yanı sıra mesleği daha sonra bırakmış başka genç kuşak isimlerde var. Her birinin mutlaka bizlerden aldığı bir şeyler olduğuna eminim. Ben yetiştirdim demiyorum. Sadece benden de mutlaka bir şeyler aldıkları aşikar.
Genç kuşak aynı zamanda işini ciddi yapan, günümüz teknolojisini de iyi kullanan ve iyi bir sosyal medya kullanıcısı. Yani hem mesleki açıdan, hem de günümüz teknolojisi açısından ciddi adımlarla geliyorlar. Onların her başarıları üzerlerinde emeğimiz olsun olmasın beni ciddi derecede gururlandırıyor. Hatta zaman zaman kıskanmıyor da değilim.
Genç kuşak dedim ve bu konuyu neden yazdım. Timuçin Çınar. Haber Trak Gazetesi’nin genç kuşan çalışanlarından birisi. Hemen her gün mutlaka gündeme ve yerele dair bir şeyler yazar ve yöneticilerin dikkatini çekmeyi başarır. Üstelik teknolojik açıdan da oldukça donanımlı bir kardeşimiz. Şahsım ve gazetemiz ile ilgili geçtiğimiz gün bir yazı kaleme aldı. Beni gerçekten duygulandıran bir yazı olmuş. Eline ve emeğine sağlık. Sürekli eleştiri almanın verdiği karamsarlığın yanında, uzun süredir yaptığımız işin takdir edildiğini görmek ve övgüler almak son derece mutluluk verici olduğunu anladım. Bu duyguyu unutmuşuz ve unutturulmuş. Timuçin Çınar kardeşime tekrar teşekkür ederim.
Yani aslında başarıları kıskanmayı, başaranı kötülemeyi normal halen getirdiğimiz bu günlerde aslında başarının ne kadar da önemli olduğunu hatırladık. Kıskanmak ve kötülük yapmak yerine başarılı olan çevremizdeki insanlara daha iyisini yapmak için destek olmak bana göre en hakkaniyetli olanı. Ama ne yazık ki; içimizdeki o ‘insan sevgisi’ bizi başaranı övmeye yöneltmiyor. Övgüye mazhar olmak gerçekten önemli. Bundan daha önemlisi ise övgüyü yapabilmek. Bu neredeyse ciddi derecede cesaret haline geldi günümüzde. Bu nedenle Timuçin kardeşimi bu cesaretinden ötürü kutluyorum. Üstelik çevresinde o kadar seni SEVEN varken.
Siyasi yazılarımıza bu haftadan itibaren başlıyoruz. Bazılarını gazetemizde bazılarına ise www.habertekirdag.net adresinde yayımlayacağız. Sıkı takip edin derim. Sokakta ne konuşuluyorsa analizlerini sizlerle paylaşacağız.
Okunma Sayısı : 2069
