
Av. Ünsal KIZILCA
15 YIL VE 3600 GÜNLE KIDEM TAZMİNATI
15 YIL VE 3600 GÜNLE KIDEM TAZMİNATI
Bilindiği üzere kendi isteği ile işten ayrılan ve geçerli yani haklı bir fesih nedeni olmayan bir işçi kıdem tazminatı hakkını kaybetmektedir. Bu durumun 3 adet istisnası bulunmaktadır. Erkek işçiler için askerlik, bayan işçiler için evlilik ve hem erkek hem de bayan işçiler için de emeklilik hallerinde, kendi istekleri ile işten ayrılsalar bile kıdem tazminatı almaya hak kazanabiliyorlar. Şimdi size 15 yıl ve 3600 gün ile kıdem tazminatına nasıl hak kazanılacağını belirtmek isterim.
Aşağıdaki şartları bir arada taşıyan bir işçi, kendi isteğiyle ve ortada hiçbir neden yokken bile işten ayrılsa kıdem tazminatı almaya hak kazanacaktır.
· İşçinin, hangi iş yerinde olduğu önemli olmaksızın, ilk sigorta giriş tarihi 08.09.1999 tarihinden önce olmalıdır.
· İşçinin, hangi iş yerinde olduğu önemli olmaksızın, toplam sigorta prim günü sayısı en az 3600 gün olmalıdır.
· İşçi, en son çalıştığı ve ayrılacağı işyerinde en az 1 yıldır çalışıyor olmalıdır.
İşte bu şartları taşıyan her işçi, herhangi bir sebep göstermeksizin, kendi isteğiyle işten ayrılsa bile kıdem tazminatına hak kazanmakta ve işverence kıdem tazminatı işçiye verilmek zorundadır.
Peki bu hakka sahip olan işçi ne yapmalıdır? Burada hassas olan nokta, işçinin bu hakkını kullanıp işten ayrılıp ayrılmamayı istemesi ile başlar. Şayet işçi, yukarıda belirttiğimiz şartları sağlayıp da kıdem tazminatını almak istiyorsa, öncelikle SGK’ya yazılı olarak başvuruda bulunması gerekmektedir. İşçinin, SGK’ya başvurarak 15 yıl ve 3600 gün sayısına ulaşıp ulaşmadığına dair yazılı bir belge alması gerekmektedir.
Yazılı talepten sonra SGK’dan bu belgeyi alan işçi, işverene bir dilekçe yazarak SGK’dan almış olduğu bu belgeyi de dilekçesine ekleyerek, iş sözleşmesini İş Kanunu’nun 14. Maddesinin 5. Bendine istinaden feshettiğini ve tarafına kıdem tazminatı ödenmesini talep etmelidir. İşçinin bunu yazılı olarak yapması ve hatta bunu Noter kanalıyla yapması, ispat açısından çok fazla önem arz etmektedir.
Genellikle işçiler, bu dilekçelerini işverene elden vermekte, daha sonra dava sürecinde bu dilekçeyi teslim ettiklerini ispatlayamamaktadırlar. Bu sebepler işçilerin, kıdem tazminatı talepli dilekçelerini noter kanalı ile göndermeleri, işleri kendileri açısından daha da kolaylaştıracaktır.
İşçinin yazılı talebi üzerine işverence kıdem tazminatını ödemesi zorunlu bir unsurdur. Daha önceleri istifa eden işçinin emekli olmayıp, hemen işe girmesi kötü niyetli sayıldığından kıdem tazminatı hakkı olmamakta iken artık son Yargıtay Kararları ile birlikte, istifa edip, emekli olmayıp ve hemen ertesi gün başka bir işe başlayan işçinin dahi 15 yıl ve 3600 gün şartını doldurması halinde kıdem tazminatına hak kazandığı içtihat halinde gelmiştir. Dolayısıyla işverence bu hakkın ödenmemesi durumunda dava yoluna gidilmesi halinde kazanan tarafın işçi tarafı olacağı bir gerçektir.
Burada belirtmek istediğimiz bir durum vardır. Yukarıda açıkladığımız şartlar ve süreler kıdem tazminatı açısından değerlendirilmektedir. Bu şekilde işten ayrılan ve kıdem tazminatını hak eden çalışanların yine bu şartlara istinaden ihbar tazminatı almaları veya derhal işten ayrılmaları durumunda işverene ihbar tazminatı ödemeleri ya da ihbar süresini kullanmaları gibi bir durum söz konusu değildir. O yüzden bu konularda dikkatli olmalıyız.
Okunma Sayısı : 1423
