Özkan DİKMEN
ATLADIĞIMIZ ŞEYLER


ATLADIĞIMIZ ŞEYLER


Bir süredir çevremizde enteresan şeyler oluyor. Seçim tantanasından çok yazıp çizemedik ancak Tekirdağ’ın hallerinide görmezden gelemeyiz. 
Sokaktaki vatandaşlar sürekli bizleri uyarıyor ve şikayetlerini dile getirmemizi istiyorlar. Özellikle mahalle aralarındaki yolların hali içler acısı. Feci bir durum söz konusu. Alt yapı geçen sokakların bir kısmı uzun bir süre beklerken, yapıldıktan sonra ‘keşke öyle kalsaydı’ demeden de kendimizi alamıyoruz.

Bilgisiz ve tecrübesiz personel veya işini ciddiye almayan işçilerin bu kadar bir arada olması sanırım tesadüf değildir. AK Parti’nin oylarını hızla artırdığı bir memleketin CHP’li belediyeleri daha dikkatli ve titiz olması gereken en önemli konu.

Kültürel etkinlikler, sanatsal faaliyetler insarları bir arada tutmak ve millet duygusunu yaşamak için önemli hamleler. Ancak yine bu insanların evlerine giderken, işlerine yol alırken karşılaştıkları zorluklar da yönetimle aralarındaki soğuk rüzgarları pekiştiriyor.

Yani bir organizasyon yapıyorsunuz. Fevkelade ve mükemmel bir gece geçirenler, evlerine dönerken hangi sokaktan döneceklerini şaşırıyorlar. Çünkü az önce onlara inanılmaz bir gösteriyi ayaklarına getiren belediye, yollarını yapmamıştır. 

İnsanların yaşamsal alanlarını kısıtlamaya yönelik bu eksikliklerin acil olarak iyi bir organizasyonla giderilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Hedef aldığımız Büyükşehir veya Merkez ilçe belediye başkanı değil bu kez. Hedef aldığımız daha yaşanabilir bir kent için neler yapılabileceğini görebilmek ve bunu sağlayacak arkadaşların öncelikle Tekirdağ’ı düşünmesi gerekliliği inancını aktarmak.

Yıllarca Tekirdağ’da bir kaç baronun etkisi altında ilerleyememiş bir kent kimliğinden son yıllarda kabuğunu ‘çatlatmış’ bir şehirleşme ve ilerleme görebiliyoruz. Yeterli olmasa da ‘buna da şükür’ diyerek kendimizi avutuyoruz. 

Özellikle genç jenarasyon bu konuda çok atak ve artık kimseyi dinlemiyor. Burada yerel yönetimlerle birlikte bu genç kuşağın modernleşmeyle birlikte bir kent fiğürü ortaya çıkaracağından da şüphem yok. Önemli olan ortak bir kimlikle hareket etmek. 

Şu YERLİ-YABANCI söylemini ve ahmaklığını bir kenera bırakabilirsek, inanın Tekirdağ’ı daha da ileriye taşıyacağımıza eminim. Bunun için kente kimin nereden geldiğinin zerre kadar önemi yok. Önemli olan kent için birşeyler yapabilen insanların bir arada olması ve yerel yönetimler ile birlikte Tekirdağ’ı parlayan bir yıldız haline getirmek. Bunlar lafta değil, icraatta olduğunu da hatırlatmak isterim.

Dönelim belediyelerimize. Acilen ara sokaklarımızı yapın. Pazar esnafını bilgilendirmişsiniz de herkesin yerli yerinde olup olmadığını da kontrol edin. Kendi esnafını düşünmeyen bir esnaf odası başkanı varken bu işin peşine belediye düşmeli. Perşembe pazarı Allah’a emanet gidiyor. Görmezden geldiğiniz şeyler bir gün başınıza bela olacak. Kaç esnaf kendine ait tezgahı açıyor. Kaçı ‘çaktırmadan’ başkasına kiraya vermiş. Bunlara da bakın lütfen.
Yayınlanma Tarihi : 2015-11-13 21:58:00
Okunma Sayısı : 983
reklam yan

Özkan DİKMEN Diğer Yazıları