Uludağın eteğinde bir Osmanlı köyü, Cumalıkızık
Uludağ’ın eteğinde bir Osmanlı köyü, Cumalıkızık
Zamanla ne yazık ki birçok şeyin tarihini dokusunu bozuyoruz. Oysa en çok sahip çıkmamız gereken tarihi dokulara özen göstermek olmalı. Bursa’nın şirin Cumalıkızık köyü şükür ki tarihi dokusu henüz bozulmayan nadide yerlerimizden. Gazetemizin yeni “Görülesi Yerler” köşesinde gelin hep beraber tanıyalım bu güzel şehri.
Cumalıkızık’ın kuruluşu o kadar eski ta Osmanlı’nın ilk yıllarına dayanıyor. Öyle ki Orhan Gazi’nin 7 oğlu için kurduğu 7 kızık köyünden biridir. Köy, tarihi dokusu bozulmadan kalan ender köylerimizden. Yerler asfalt değil aksine taş. Köyün daha girişinde başlıyor sebze, meyve tezgahları; el yapımı kesmeler, makarnalar, reçeller; el işi örgüler. Bu köyde kahvaltı bir başka güzel, istemediğiniz kadar reçel, istemediğiniz kadar peynir çeşitleri, gözlemeler sofranızda, hepsi ana elinden çıkmış gibi. Sanki sene 2015 değil de yıllar yıllar öncesi Osmanlı dönemi içindesiniz. Bu görüntü ve ruh hali köyü turizm açısından beslemiş ve her geçen gün çok daha tanınan, merak edilen uğrak bir köy haline gelmiş.
Cumalıkızık Köyü, yukarıda belirttiğimiz gibi Osmanlı Devleti’nin Bursa’da yerleştiği ilk yerlerden biridir. Osmanlı sivil mimarisinin en muhteşem örneklerini günümüze ulaştıran köyde, toplam 270 adet Osmanlı dönemi evi bulunmaktadır. Bu evlerin 180 tanesi günümüzde de kullanılmakta olup geri kalanı restorasyon ve koruma çalışması altındadır. Cumalıkızık Köyü’ndeki evler; ağaç, kerpiç ve moloz taştan yapılmıştır. Genellikle üç katlı olan bu evlerin üst katlardaki pencereleri, cumbalı veya kafeslidir. Beyaz, sarı, mor ve mavi renklerle boyalı olan Cumalıkızık evlerinin giriş kapılarında yer alan tokmaklar ve kulplar dövme demirden yapılmıştır. Köyün sokakları ise oldukça dar, kaldırımsız ve taş döşelidir.
Uludağ’ın etekleri ile vadileri arasında sıkışıp kalan köylere zamanında kızık adı verilmiştir. Bu köyleri birbirinden ayırt etmek için; fidye veren köye Fidyekızık ve dereye yakın olan köye Derekızık gibi isimler verilmiştir. Cumalıkızık Köyü’ne cumalı isminin verilmesiyle ilgili ise iki söylem vardır. Bu söylemlerin birincisi; bu köyün eskiden çevre köylerden cuma namazlarına topluca gidilen bir köy olması, ikincisi de Osman Bey’in bu köyü bir cuma günü kurmuş olmasıdır. Köydeki cami, caminin yanında yer alan Zekiye Hatun Çeşmesi ve tek kubbesi olan bir hamam da Osmanlı devrinden kalmadır. Zekiye Hatun Çeşmesi 1917 yılında bir hayrat olarak yapılmıştır. Beşik tonozlu bir nişin içinde yer alan çeşmenin, beyaz mermerden yapılmış ayna taşının üstü silmeli, yanları plasterlidir. Köyün hamamına ise hamamın güneydoğusunda yer alan kapıdan girilmektedir. Buradan ateşlik kısmına ve dikdörtgen planlı beşik tonozlu su deposuna bir geçiş bulunmaktadır. Ateşliğinde tuğla örgülü bir niş olan hamam ilk yapıldığında; ılıklık, sıcaklık, tıraşlık ve su deposu gibi bölümlerden oluşmaktayken sonrasında hamama; soyunma, ateşlik ve tuvalet bölümleri eklenmiştir. Ayrıca Cumalıkızık Köyü’nün meydanında, köy geçmişine ait eşyaların sergilendiği Cumalıkızık Etnografya Müzesi yer almakta olup köyün bir bölgesinde ise Bizans devrinden kalma kilise kalıntısı bulunmaktadır.
Haziran aylarında ahududu şenliği yapılan, her santiminden adeta tarih fışkıran köy; bu tarihi yapısı sebebiyle pek çok tarihi dizi ve film çekimlerine de ev sahipliği yapmıştır. Kınalı kar dizisi bunlardan bir tanesidir. Son yıllarda ülkemiz yanı sıra tüm dünyada da tanınmaya başlanan bu tarihi mekanın Dünya Mirası olarak kabul edilmesi için 2013 yılında ülkemiz tarafından UNESCO’ya başvuru yapılmıştır. Eğer yolunuz Bursa’ya düşerse ya da düşmesini arzu ederseniz mutlaka Cumalıkızık Köyü’nü ziyaret etmeyi ihmal etmeyin.
Okunma Sayısı : 2734