Taşcı; Kanun Metninin Tek Derdi; Kimden, neyi, nasıl tahsil edeceği

Selcan Taşçı, Tekirdağ’da Yaşanan Su Krizini TBMM Gündemine Getirdi

Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı, TBMM Genel Kurulun’nda görüşülmeye başlanan ve büyük tepkilere yol açan iklim Kanunu’nu sert bir dille eleştirdi.  Kanunun ismine rağmen gerçek iklim ve çevre sorunlarına çözüm getirmediğini, aksine ticari motivasyonlarla hazırlandığını savunan Taşçı, Tekirdağ'da yaşanan su krizi üzerinden kanunun yetersizliğini gözler önüne serdi. Düne kadar Türkiye'nin en kıymetli su havzalarına sahip olan, en çok vergi ödeyen iller arasında yer alan Tekirdağ'ın, bugün su kuyruklarında bekleyen vatandaşların fotoğraflarıyla "Susuz Yaz setine döndüğünü" ifade etti.

Süleymanpaşa'ya su sağlayan Naip Barajı'nda su seviyesinin yüzde 1'in altına düştüğünü, şehrin genelini besleyen barajlarda ise bu oranın yüzde 12'nin altında olduğunu belirten Taşçı, İnecik 1, İnecik 2 ve Dedecik barajları projelerinin ise "yılan hikayesine" döndüğünü kaydetti. Taşçı, siyasi çekişmelerin bu hayati sorunu çözmeyeceğini vurgulayarak, "Merkezi iktidar-yerel iktidar çatışmasına, yarışmasına heba edilemeyecek bir varlık yokluk meselesidir!" dedi.

 

Tekirdağ'in Su Dramı, Dünyanın Yarını! Siyasi Kavgaya Kurban Edilemez!

Konuşmasında tüm siyasileri hayati bir mesele olan su kıtlığı sorununda ortak hareket etmeye davet eden Taşçı, yasa teklifinin içeriğinde kuraklık ve su kaynaklarının korunmasına yönelik herhangi bir ibare geçmemesini "Dünyanın gelecek on yıllarında güç mücadelesinin temel zemininin su kaynaklarına erişim olacağını, su savaşları olacağını sağır sultan bilirken içinde bir cümle kuraklık tedbiri, önlemi, çözümü yer almayan... gamsızlığa sesleniyorum: Su hayattır!" sözleriyle eleştirdi.

Taşçı, kirletilmemiş sağlıklı suya erişimi artırma, su kaynaklarını koruma, vahşi sulamaya alternatif üretme ve sanayinin atık bertarafı gibi konularda somut adımlar içermeyen bir "İklim Kanunu"nun anlamsız olduğunu dile getirdi. Tekirdağ'da yaşananların dünyanın yarın topyekün yaşayacağı bir durum olduğunu belirterek, "Dilerim önce insanlar sonra ülkeler, su diye kıvranmaya, birbirini kırmaya başlamadan idrak edilir..." sözleriyle genel kurula seslendi.

 

Kanun Metni Değil, Tahsilat Dökümanı

Milletvekili Taşçı, konuşmasında "Adını iklimden alan, ama içinde tarım, hayvancılık, enerji verimliliği, sanayi, ulaşım alanlarında derinleşmeye teşne, ekosistem temelli kaygıların birini bile karşılamayan..." ifadeleriyle kanunun içeriğine dair şüphelerini dile getirdi. Kanunun asıl amacının, 1 Ocak 2026 itibarıyla ihracatçı ülke ve şirketleri bekleyen mali yüklerden kurtulmak olduğunu iddia eden Taşçı, "Paris İklim Anlaşması uyarınca, ihracatçı ülkeleri/şirketleri bekleyen mali yükten/vergiden kurtulmaktan başka motivasyonu bulunmayan..." sözleriyle bu durumu vurguladı. 

Kanunu Mühendisler Yerine İş Dünyasi Yazdı!

Taşçı, "İklim Kanunu"nun oluşturulmasında Çevre Mühendisleri, Meteoroloji Mühendisleri, Orman Mühendisleri ve Ziraat Mühendisleri Odaları gibi meslek örgütlerinin yerine, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Uluslararası Yatırımcılar Derneği, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve finans kuruluşlarının (Bankalar Birliği, Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği, Finansal Kurumlar Birliği, Sermaye Piyasaları Birliği) ağırlıkta olmasını eleştirdi. Taşçı, "Sadece bunların bulunduğu; bunlardan ibaret bir kurulla koruyabileceği sanrısı üzerine bina edilmiş..." diyerek kanunun ticari odaklılığını bir kez daha vurguladı. Konuşmasında, "Adı iklim olan ama aslen bir ticaret kanunu şeklinde tasarlanan..." sözleriyle kanunun esas niteliğini sorgulayan Taşçı, dünya genelinde yapay et tartışmaları ve iklim krizinin hayvan yetiştiriciliği, nüfus yoğunlaşmaları, hava, toprak ve denizler üzerindeki etkileri gibi hayati konuların kanun metninde yer almamasına tepki gösterdi. Milletvekili Taşçı, kanun metinlerinin tek derdinin "kimden, neyi, nasıl tahsil edebileceği" olduğunu belirtti.