Seyit Battal Gazi Külliyesi’ni görmelisiniz!
Ülkemiz bir cennet vatan dersek hiç de eksik söylemiş olmayız. Her ilimiz her ilçemiz her beldemiz her köyümüz ayrı ayrı özelliklere sahip. Seyitgazi’de ünlü ilçelerden biri. Eskişehir’e 43 km uzaklıkta olan ilçeye Cüneyt Arkın’ın filmlerinden aşinayız diyebiliriz. Bizans’ın kabusu olmuş bir halk kahramanın mezarı bulunuyor bu ilçede. Bu mezar zaman içinde Alevi Bektaşilerin en önemli ziyaret yerlerinden biri haline dönüşmüştür.
Antik dönemde Nakoleia olarak adlandırılan ilçeye Seyyid Battal Gazi’nin mezarı keşfedildikten sonra Seyitgazi denilmiş. Çevrede bulunan tarihi eserler ise Hükümet Konağının bahçesinde sergileniyor. İlçe merkezindeki en önemli tarihi yapı ise şimdi Bor ve Etnografya Müzesi olarak kullanılan Selçuklu hamamı. Hamamın külliyeyle aynı dönemde inşa edildiği sanılıyor.
Seyyid Battal Gazi Külliyesinin bulunduğu Üçler Tepesi modern yerleşimi kuşbakışı seyrediyor. Üçler Tepesi’nin Frigler zamanında da kutsal bir yer olduğu sanılıyor. Burada pagan dönemde inşa edilmiş bir tapınak olduğu varsayılıyor, Hıristiyanlıkla birlikte tapınak bir manastıra dönüşmüş. Selçuklular manastırın bazı yapılarını da kullanarak külliyetlin temelini atmış.
Adı dilden dile, ünü kuşaktan kuşağa yayılan halk kahramanı Seyyid Battal Gazi’nin kimliği hakkında farklı bilgiler bulunuyor. Ancak babasının Malatya Sedanı Hüseyin Gazi olduğu ve 680 yılında Malatya’da doğduğu görüşünde birleşiliyor. Annesi Saide Hatun, eşi Zeynep Hanım ve iki oğlunun mezarları Eski Malatya’da. Onun peygamber soyundan geldiği, atalarının İmam Cafer, İmam Zeynel Abidin yoluyla İmam Hüseyin’e, dolayısıyla da Hz. Ali’ye ulaştığı ve bu nedenle “Seyyid” olduğu kabul ediliyor. Battal adını yiğitliği ve cesareti nedeniyle, Gazi unvanının da savaşlarda gösterdiği kahramanlıklardan dolayı aldığı sanılıyor.
Seyyid Battal Gazi’nin Araplar’ın Anadolu seferlerine ve İstanbul kuşatmasına katılıp birçok kahramanlıklar gösterdiğine inanılıyor. Artık söylencelere karışmış yaşam öyküsü 10. yüzyılda yaşamış ve Araplara karşı savaşmış Bizanslı uç beyi Digenes Akritas söylencesiyle de büyük benzerlikler gösteriyor. Malatya, Kayseri ve Eskişehir’de de makamları bulunan Battal Gazi’nin 740 yılında Arap ordularıyla Bizanslılar arasında yapılan Afyon savaşına katıldığı, Mesih Kalesi önünde yapılan çarpışmada öldüğü ve vasiyeti uyarınca Seyitgazi’deki Üçler Tepesi’ne gömüldüğü kabul ediliyor.
Seyyid Battal Gazi Külliyesi’nin yapımına Selçuklu döneminde başlanmış. Söylenceye göre Battal Gazi’nin mezarını ölümünden yıllar sonra Çoban Baba (Kutluca) bulmuş. Şimdi türbesi külliyenin içinde bulunan Çoban Baba koyunlarını otlatırken bir mucize sonucu mezarı keşfetmiş. Bunu duyan Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubat’ın annesi Ümmühan Hatun (Valide Sultan) 1207-1208 yıllarında Battal Gazinin mezarının üstüne türbe ve yanına da bir cami inşa ettirmiş. Ümmühan Hatun da vasiyeti uyarınca buraya gömülmüş. Seyyid Battal Gazi Külliyesi kapalı bir avlunun etrafına dizilmiş yapılardan oluşuyor. Külliyenin merkezinde Battal Gazi’nin türbesi ve cami yer alıyor. Battal Gazi’nin sandukası tam 8,5 metre uzunluğunda, yanı başında da Battal Gazi’nin dillere destan aşkı kral kızı Elenora’nın sandukası var. Çoban Baba, Ümmühan Hatun ve Ayni Ana külliyedeki diğer türbeler. Külliye günümüzdeki durumunu Osmanlı döneminde almış, 1511-1517 yıllarında, buraya medrese, aşevi, fırın, Bektaşi tekkesi ve soğuk hava deposu gibi binalar eklenmiş.
Seyitgazi’nin çevresinde Sultan Şücaettin ve Üryan Baba gibi önce Kalenderi dervişlerinin, sonrasında da Alevi Bektaşilerin yerleştiği ünlü tekkeler var. Seyitgazi bir zamanlar Anadolu ve Balkanlardaki Kalenderilerin merkeziydi. 16. yüzyılda Kalenderi merkezi olmaktan çıkan külliye Bektaşi tekkesine dönüşmüş ve Alevi Bektaşilerin önemli merkezlerinden biri olmuş.
İlçeye 7 km uzaklıktaki Arslanbeyli köyünde işlevini günümüzde de sürdüren Sultan Şücaettin Dergâhı bulunuyor. Seyyid Gazi külliyesiyle aynı dönemde inşa edildiği kabul edilen külliye 1515 yılında onarılmış ve günümüze cem evinden aşevine dek son derece iyi korunmuş halde ulaşmış. Dergâha adını veren Sultan Şücaettin Veli’nin Kalenderi dervişi olduğu ve on iki imamların sekizincisi olan İmam Rıza’nın torunu olduğu kabul ediliyor. Her yıl köyde Şücaettin Veli’yi anma törenleri yapılıyor.
Üryan Baba Tekkesi Seyitgazi’ye 6 km uzaklıktaki Yazıdere köyünde yer alıyor. Tekkenin türbesi ve meydan evi günümüze ulaşmış, ancak diğer yapılan yok olmuş. Kalenderi dervişi Üryan Baba tarafından kurulan tekke 17. yüzyılda Bektaşilere geçmiş. Türbe ve etrafındaki binaların tıpkı Seyitgazi ve Arslanbeyli köyündeki yapılar gibi 1511-1517 yılları arasında inşa edildiği sanılıyor. Türbenin duvarları kalem işleriyle süslü, ancak çok bakımsız bir yapı, etrafı tarihi bir mezarlıkla çevrili. Artık burada Aleviler yaşamıyor, köyün sakinleri Balkan göçmeni.
Seyitgazi’nin Doğançayır beldesi Türkiye’de Nazım Hikmet’in ilk anıt mezarının yapıldığı yer. Eskiden adı Arapören imiş, yakın zamanda Doğançayır olarak değiştirilmiş. 650 yıllık geçmişi olduğu söylenen Kırkkız dağının eteklerindeki belde Eskişehir çevresindeki en büyük Alevi-Bektaşi yerleşimi. Kırkkız adının da Battal Gazi’nin Kırk Prenses söylencesiyle ilişkisi olduğu sanılıyor. Doğançayır’da tarihi eser sayılabilecek tek bir yer var, o da Arap Tekke Türbesi. Eskiden etrafında bir tekke de varmış, geriye yalnızca mezar kalmış. Bunun dışında köyün içinde ve dağın eteklerinde mum yakılan yerler bulunuyor. Beldeye 6 km uzaklıkta da Battal Gazi’nin komutanlarından Melik Gazi’nin türbesi var.
Okunma Sayısı : 1209