O İŞ ÖYLE OLMUYOR
Son zamanlarda nasıl bir zihniyete büründüysek ciddi sorunlar ortaya çıkarmayı başarıyoruz. Gazeteci kardeşim Fatih Erge İYİ Parti İl Başkanı hakkında sosyal medyada bir paylaşımda bulundu ve İYİ Parti İl Başkanı da yasal haklarını kullanarak kendisine ‘hakaret’ edildiği gerekçesiyle şikayetçi oldu.
Buraya kadar aslında her şey doğru. Esas buradan sonrası ve karşı tarafın içinde bulunduğu ruh halidir. Zannediliyor ki, gazeteciyi şikayet ettikten hemen sonra o gazeteci ceza alacak ve ‘oh nasıl oldu sen misin hakaret eden” nidalarıyla zafer çığlıkları atılacak.
O iş öyle değil, öyle de olmuyor be ağacığım.
Aslında İYİ Parti İl Başkanı Sertaç Alkaya’dan hareketle bu konuda düşüncelerimi paylaşmak isterim. Daha yakın zamanda Ak Parti Ergene eski ilçe başkanı için KUMARBAZ demiş ve şikayet konusu olmuştuk. Aynı düşünce yapısıyla “nasıl böyle bir şey diyebiliyor muşum” hemen mahkemeye koşuldu.
Gazeteciyi şikayet ettiği zaman ceza alacağını düşünen binlerce siyasiler gibi o arkadaş da dersini aldı gitti. Aslına bakarsan KUMARBAZ olduğu mahkemece desteklenen ilk siyasi de olmuştur. Araştırmak lazım.
Neyse konunun özüne dönelim.
Şimdi Fatih Erge’nin yaptığı paylaşım sonrası ceza alacağını düşünenler veya öyle düşünmeye sevk eden sonradan hukukçular, öncelikle Basın Yasasını, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini, bu konuyla ilgili Yargıtay İçtihat kararlarını da gözden geçirselerdi.
Gazeteciyi yazdığı bir yazı sonrası şikayet ettiğinde bundan sonrası için de hazırlıklı olacaksın. En ufak bir hatanda ve her fırsatta o gazeteci ve diğer meslektaşları artık senin yapacağın hatalara veya hata olarak kabul görecek her şeyinle daha yakından ilgilenecektir.
Yoksa gazeteciyi şikayet etmişsin, ceza almış allamış inan o gazetecinin çok umurunda olmaz.
Öyle ilginç şeyler duydum ki, iki eski dostun tekrar uzlaşması için “GÖREV” edindim ve İl Başkanını aradım. Bu “Fatih Erge ceza almamak için araya adam sokuyor” muhabbetine kadar gelmiş. İşin özü esas uzlaşmak istemeyen Fatih Erge ne araya adam sokması. Zihniyet değişik.
Ha; bir de Fatih’i şikayet etmişler. Daha savcılık soruşturmasında mevzu. Ancak adamlar çoktan o davayı kazanıp üstüne bir de manevi tazminat davası açıp oradan da Fatih’ten para alacak ve o parayı gazetecilere eşit şekilde dağıtacakmış.
Yapmayın bu kadar saf olmayın.
Bu yazımı lütfen her iki tarafta bir uyarı olarak algılasın ve bu güzelim şehrimizde birbirimize gülümseyerek bakabileceğimiz bir durum olsun.
Aslında birkaç Yargıtay içtihat kararı paylaşacaktım ama çok uzun olmasın sonra sıkılıp okumuyorsunuz yazılarımızı. Merak eden arasın anlatırım, hem de kendi davalarımdan örneklerle…
Okunma Sayısı : 5063