METABOLİK SENDROM NEDİR?


METOBOLİK SENDROM NEDİR?

 

 

 

Metabolik sendrom, sosyoekonomik şartların düzelmesi ile tüm dünyada artan ciddi bir sağlık problemidir. Artan sosyo ekonomik düzey, beraberinde hazır gıdaların tüketimini ve daha hareketsiz, durağan yaşamı getirmiştir. Böylelikle bir dizi metabolik sorunun bir arada görülme sıklığı artmaya başlamıştır. Bu sorunlar şeker metabolizması, yağ metabolizması bozuklukları ve kan basıncındaki yükselme şeklinde olup “Metabolik Sendrom” olarak tanımlanır.

 Toplumumuzda da bölgelere göre farklılıklar olmasına rağmen, metabolik sendrom sıklığı erkeklerde %28 iken  kadınlarda %40 oranında görülmektedir.



Metabolik sendromun en sık görülen özellikleri şöyle sıralanabilir;

1-
Yaşla artış söz konusudur, orta yaşlı ve yaşlı popülasyonda gittikçe artan oranlar vardır.

2- Metabolik sendromlu hastalarda kalp damar hastalıklarına yakalanma ve ölüm oranları oldukça yüksektir.

3- Şeker hastalığı gelişme riski 3 - 6 kat artmış ve bu artışa yüksek tansiyon hastası olma riski de eklenmiştir.

4- Doğurganlık yaşındaki kadınlarda kısırlık, adet düzensizliği, kıllanmada artış gibi bozukluklar sıklıkla beraberinde görülür. Doğal olarak bu bozukluklar nedeni ile kalp, beyin, böbrek, karaciğer gibi pek çok organ olumsuz etkilenir.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2005 yılında toplam 58 milyon ölümün %30’unun (yaklaşık 17.500.000 ölüm) kalp damar sistemi ve beraberindeki hastalıklardan kaynaklandığı belirtilmektedir. 2020 yılında bu oranın % 36’ya ulaşacağı öngörülmektedir.

Bu durumda hastalığı erken tespiti ve tedavisinin yapılması gelecek açısından oldukça anlamlıdır.

Metabolik sendrom birkaç parametrenin bir araya gelerek oluşturduğu bir hastalık gurubu olup bunlar;

- Şeker hastalığı ya da bozulmuş açlık şekeri varlığı,

- İnsülin direnci varlığı,

- Kan yağlarında dengesizlik: Trigliserid>150 mg/dl, HDL-K erkeklerde <40 mg/ dl, kadınlarda<50 mg/dl)

- Kan basıncı >130/85 mmHg ya da antihipertansif tedavi alıyor olmak,

- Bel çevresinin erkeklerde >94 cm, kadınlarda >80cm olması veya vücut kitle indeksinin > 30 kg/m2 olmasıdır.

Metabolik sendrom tanımı için bu değerlerin iki tanesinin yan yana olması yeterlidir.

 

Erken Dönemde Tedavi Yaşamsal Önem Taşıyor

 

Fazla kilolu bireylerde metabolik sendromun erken tespit edilmesi, bu hastaların ileriki hayatlarında şeker, tansiyon ve kalp damar hastalıklarının verebileceği zararı en alt seviyeye indirebilmemize olanak sağlayacaktır.

Metabolik sendrom tedavisinde temel yaklaşım hastalığın bünyesinde mevcut olan farklı riskleri ayrı ayrı tedavi etmek olsa da, hepsinde ortak neden olan obezite ve buna bağlı insülin direnci ile mücadele esastır. Diğer riskler gelişmeden obezite tedavi edilir veya engellenirse hastalık önlenebilir. İnsülin direncine neden olan faktörlerin kontrol altına alınması, sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi, sağlıklı beslenilmesi, düzenli egzersiz yapılması ve hekimin tavsiyelerine uyulması ile tedavide başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Düzenli fiziksel aktivite insülin direncini düzelterek şeker, yağ ve kan basıncı kontrolünü sağlar ve kardiyovasküler fonksiyonları düzeltir.


Yayınlanma Tarihi : 27 Ocak 2014
Okunma Sayısı : 1376
sugar chef