
Habibe Tilki UZEL
Tekirdağ’ın önünü tıkayan dar görüş ne biliyor musunuz?
Çorlu’nun önemli Gazetecilerinden Ercan Kılıçlı abim bugün çoğu kişinin değinmeye korktuğu bir konuyu ele almış. Ben de ara ara bu konuyu her ele aldığımda kaos çıksa da yine yazmaya, söylemeye devam edeceğim.
Tekirdağ son yıllarda büyüyen, sanayisiyle, tarımıyla, eğitimiyle ve kültürüyle Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri haline geldi. Ama ne yazık ki bu büyümenin gölgesinde, yerel siyasette ve gündelik hayatta sıkça karşımıza çıkan bir dar görüş zihniyet de boy veriyor.
O nedir diye soracak olursanız bana hemen adını söyleyeyim: Mikromilliyetçilik.
Kimi siyasetçiler ve çevreler, “Biz Tekirdağlıyız, siz buralı değilsiniz” anlayışını göğsünü gere gere dillendiriyor. Hatta bu söylem sadece siyasette değil, gündelik hayatta da kendini gösteriyor. Öz Tekirdağlı olmayı bir ayrıcalık, başka şehirlerden buraya geleni ise ötekileştirilmesi gereken bir grup olarak görmek, o kadar cahilce bir düşünce ki…
Peki hemen sorumu sorayım; Bu şehirde doğmamış olmak, bu şehre emek vermeyen, üretmeyen, alın teri dökmeyen anlamına mı geliyor?
Oysa bugün Tekirdağ’da sanayiyi ayakta tutan, fabrikalarda çalışan, tarlada alın teri döken, esnaf dükkanını sabahın köründe açıp akşam geç saatlere kadar kepenk indirmeyen insanların büyük bölümü Anadolu’nun dört bir yanından gelen hemşerilerimizdir.
Hiç düşündünüz mü eğer bu “buralı değil” dediğiniz insanlar bir gün çekip gitse, Tekirdağ’ın elinde ne kalır? Ne üretim, ne sanayi, ne de iş gücü…
Mikromilliyetçilik, bir şehrin gelişimine değil, gerilemesine hizmet eder. Bugün Tekirdağ’ın büyümesini sağlayan şey, farklı kültürlerin, farklı yörelerden gelen insanların burada kaynaşmasıdır. Bu şehrin zenginliği, çeşitliliğindedir. Tekirdağlı olmak sadece nüfus cüzdanında yazan doğum yeriyle değil, yaşadığı şehre kattığı değerle ölçülür.
Gerçek Tekirdağlılık, bu şehri seven, sahip çıkan, geliştirmek için çalışan herkesin ortak paydasıdır. Ötekileştirerek değil, birleştirerek büyüyebiliriz.
Mikromilliyetçiliğin dar çemberine sıkışmış siyasetçilere de şunu hatırlatmak istiyorum: Şehri büyüten, sınırları çizmek değil, ufukları açmaktır. Yapabiliyorsanız bunu yapın aksi halde yaptığınız bu çığırtkanlık kimseye bir arpa boyu yol kazandırmıyor tabii derdiniz memleket ise…
Okunma Sayısı : 104
