
Özkan DİKMEN
MEŞHUR FELAN DEĞİLSİNİZ!
SEN MEŞHUR FELAN DEĞİLSİN!
Herkes tutturmuş bir meşhur köfteciliktir gidiyor. İyi de gerçekten meşhur kim? Meşhur olmak yeterli mi? İsminin başına 'Meşhur' kelimesini koymak ne kadar inandırıcı. Bu meşhurlar kendilerinden başka kime fayda sağladılar.
Bu haftaki yazım Özcanlar Köfte'ye... güya meşhur köfteciler. Siz meşhur felan değilsiniz. Sizin bir kent köftecisinden daha çok misyonunuz var. Artık meşhurluk sizin için geçerli değil. Sizin meşhurluğunuz bundan 7-8 yıl öncesinde bitti.
Artık yeni misyon üstlendiniz ve bu misyonun üstesinden gelmek zorundasınız. Özcanlar Köfte Tekirdağ'da bir gıda markasından öte, ülkenin de dışına çıkmak zorunda. Şu sıralar ülke geneline yayılan bir üne sahipler, ancak bu ne benim için ne de Tekirdağ'ı düşünenler için yeterli değil. Onun için siz meşhur felan değilsiniz. Sizin işiniz artık şehri aşan misyonunuzu daha da ileriye taşımak. Bu bağlamda Size bizler ve tüm kent sahip çıkmalı, çıkmak zorunda.
Siz bu yolda devam ederken, kendini 'meşhur' zannedenler ve çakma isimlerle birşeyler yapmaya çalışanlarda görsünler gerçekten memleketine hizmet nasıl oluyormuş... Görsünler kim daha çok memleketini seviyor ve hizmet ediyor. Onun için siz meşhur felan değilsiniz. Onun için Özcanlar Köfte'ye kimse 'Meşhur köfteci' kimliği ile bakmasın. Siz meşhur köfteci olsaydınız Tekirdağ'dan dışarı çıkmaz, kazandığınızla yetinir, üç beş kişiye verdiğiniz ekmekle idare eder, paraları da büyük kentlerde yerdiniz. Siz meşhur değilsiniz çünkü büyük kentlerde para yemek yerine yatırım yaptınız. Size mi kaldı, büyük kentlerde yatırım yapmak, size mi kaldı Tekirdağ'ın adını daha da fazla yere duyurmak. Siz baksanıza işinize burada kavrulsanıza kendi yağınızla...
Her şey bir yana, ironiyi de bırakırsak, Özcanlar Köfte Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından aldığı ödülle bir kez daha gösterdi ki; artık Tekirdağ'ın ülke çapında bir markası var. Eğer Mestan Özcan önderliğindeki Özcanlar ailesi bu istikrarla devam ederse, çok kısa süre sonra bir dünya markası Tekirdağ'dan açılmış olacak. Ve biz bu markayı Özcanlar ailesine bırakmadan hep birlikte taşımalıyız. Birlikte taşımalıyız ki; dünya markası olduklarında 'bizim markamız' diyebilelim. Sonradan herkes sahip çıkar. Ama vakit bu vakitse, çakmalara inat Özcanlar Köfte'yi desteklemek gerek. Bunu sadece bu adamlar para kazansın bizlere de reklam versin bizde para kazanalım diye söylemediğimiz en iyi Mestan Özcan bilir.
Açtığı istihdamla çok kısa süre sonra 500 kişiye ekmek kapısı olabilecek bir kuruluştan bahsediyorum. Yaptığı çalışmalarla önümüzdeki dönem büyükşehirle birlikte büyük bir markamız olacağı için söylüyorum. Her fırsatta önemli çalışmalara sponsor olarak katma değer kazandırdığı için söylüyorum. Kim giderse gitsin kapısından boş dönmediği için söylüyorum. Böyle bir anlayışı, böyle bir markayı Tekirdağ'da kaç yılda bir bulur onu düşünmek gerek. GÜVENİLİR MARKA misyonunu pazarda ucuza satmıyorlar. Onu almak için çalışmak ve ısrar etmek, kaliteden taviz vermemek gerekiyordu.
Bundan sonrası daha zor ama herkes desteklemeli. Destekleyelim ki, bu yolda yürümek isteyed diğer Tekirdağ markalarına da örnek olsun, daha fazla markamız olsun.
Rakımız da var meşhur ve ismimizi duyuran ama nereye kadar. Devletindi, satıldı. Şimdi kim ve kaç kişi buradan ekmek yiyor. Adamların Tekirdağ'a kaç kuruşluk katkısı var. Fabrikanın etrafını saran istinat duvarlarını bile yapmayan, bu kötü görünümün umurunda bile olmayan bir anlayış ne kadar katkı sağlarki. Hazır para nasıl olsa geliyor, gerisi önemli değil... Tekirdağlı güzel şeyleri ne yapacak ki...
Okunma Sayısı : 1013
